Bilirsiniz işte; gelin-kaynana, gelin-görümce ev içinde birbirleriyle rebaket ederler. Sebep de "koca, oğul, ağabey" olan erkeğin "bir tanesi" olmak...
Evin dışında da sürer bu rekabet. İş hayatında, özel hayatta, her yerde yaşanır. Erkekler arenasında tek başına olmanın ayrıcalığı başkadır; herkesin ilgisi o biricik kadının üzerindedir. Bu, başka bir kadınla paylaşılmak istenmez ve onların yükselmesi engellenir.
Kadın hareketinin başlamasıyla birazcık kendimize geldik aslında ama tam olarak değil. Yılların alışkanlığından ve öğretilerinden kurtulmak kolay olmuyor ama yavaş yavaş öğreniyoruz işte, bu rekabetin bize yararı olmadığını, erkeklerin işine geldiğini ve tufaya geldiğimizi.
Şahsen ben kendimi eğittiğimi düşünüyorum. Burcumun en önemli özelliği kıskançlık ve kin tutmak (Akrep). Ama bu iki huyum da başkalarına değil bana zarar veriyor. Evet, kıskanıyorum, benden daha iyi ve güzel olanları. Kendimle yarışıyorum.
Kin tutmaya gelince. Allah için unutmuyorum bana yapılan hiçbir şeyi. İyi veya kötü. Bir gün, bana yapılanı, söyleneni ona aynı şekilde geri gönderiyorum..
Neyse, feminist olduğumdan beri de tüm kadınlara sevgim arttı. Onları yargılamadan anlamaya çalışıyor, kusurlarını onlara ait özellik gibi görüyorum. Yani oldukları gibi seviyorum. Ve hepsinde bir güzellik bulmaya çalışıyorum. Başarılı olanlara ise sevgim ve saygım sonsuz. Sonuna kadar arkalarındayım. Bu konuda ne erkeklerin ne de diğer kadınların oyununa gelmiyorum, gelmeyeceğim...