Başbakan'ın ABD gezisinden tahmin edildiği gibi, çok somut, bir ekonomik sonuç çıkmadı. Tekstil kotaları 108 milyon dolar artırıldı. Deprem yardımı Başkan Clinton tarafından açıklanacak. Ticaret ve Yatırım protokolü imzalandı. Önümüzdeki günlerde Türkiye'de yatırım yapmış 150 Amerikalı işadamı GAP'ı ve serbest yatırım bölgesi olarak Gaziantep'i gezecekler. Yani ikili ilişlerden zamana yayılan bir getiri söz konusu olabilecek.
IMF ile görüşmeler de olumlu. Türkiye hazır olduğunda IMF hemen stand-by'ın altına imza atacağını açıkladı. Burada da top yine Türkiye Hükümeti'ne atılmış durumda. Bundan sonra 2000 yılı bütçesi hazırlanacak ve bu ayın 17'sine kadar Meclis'e sunulacak. Ardından IMF ile son görüşmeler yapılarak bu ay sonu veya Kasım ayının ilk yarısında stand-by anlaşması gerçekleşebilecek.
* Piyasaların durumu- Mali piyasalar da hafta boyunca bu geziyi değerlendirmeye, Başbakan'ın elinin boş mu, dolu mu döneceğini kestirmeye çalıştı.
Sonuç olarak ABD gezisinden eli boş dönülmüyor. Ama hemen sorunumuzu çözecek bir mali yardım da söz konusu değil.
Mali piyasaları yaklaşık bir aydır sürükleyen iki beklenti gündemden düşünce hem borsa hem de faiz cephesinde satış baskısı arttı. Bono piyasasında faizler 1-2 puan yükseldi. Borsa yüzde 3.52 değer kaybetti.
* Büyüklerin desteği - Bu iki önemli beklentinin bitmesine karşılık piyasalarda dramatik gelişmelerin olmaması büyüklerin hakimiyetiyle açıklanabilir. Hem bonoda hem borsada büyük portföy sahiplerinin çıkarı gereği hareketler sınırlı kaldı. Borsada büyükler satsa meydana gelecek fiyat düşüşünden asıl zararı kendileri görecek.
* Enflasyonun etkisi- Pazartesi günü enflasyon rakamalarının beklenenden yüksek çıkması durumunda borsada ve bonoda satışlar artabilir. Fiyat artışlarının beklenenden düşük çıkmasının olumlu etkisi ise daha sınırlı olabilir. Çünkü borsada yükselme potansiyeli azaldı, gevşeme eğilimi ağırlık kazandı.
* Krediler ne olacak? - Borsada çok yüksek oranlı kredilerin ne olacağı da önemli. Teminatın 10 katı kredi kullandırma çok yaygın. 10'daki değişme 1'i yerse ne olacak? Bu açıdan kredisi olanlar yanında asıl kredi verenler de düşünmeye başladı. Böyle bir durumda kredi verenler korkup malı vurup çıkarlarsa, dramatik düşüşler gündeme gelebilecek. Yok kasalarına kilitlemeyi tercih ederlerse durum değişebilir.
Kısa vadede beklentiler şimdilik bitti. Neyse ki, uzun vadeye yönelik beklentiler var.
Sonuç - "Günümüzde insanlar bilgiyi arar oldu, hikmeti değil. Halbuki bilgi mâzidir, hikmet ise istikbal"