|
ATİLLA DORSAY(adorsay@sabah.com.tr
)
|
'Türk Milleti'ne geçmiş olsun'
Vanessa Redgrave, San Sebastian Film Festivali'nde sırada bekleyen onlarca gazeteciyi bırakıp, önce SABAH'a konuştu. İlk sözü, "Depreme çok üzüldüm. Sizin aracılığınızla, Türk halkına geçmiş olsun demek istedim" oldu..
Bu yıl tam 47. kez yapılan Avrupa'nın en önemli ve ciddi sinema festivallerinden San Sebastian'ın Onur Ödülü verdiği İngiliz oyuncu Vanessa Redgrave, dev salondaki seyircilere "Avrupa'nın hayatta olan en iyi oyuncusu" olarak sunuldu.
Ünlü bir babanın (Sir Michael Redgrave) kızı ve ünlü iki kız çocuğun (Natasha ve Joely Richardson) annesi olan sanatçı, bu ünvanı yadırgamadı.
O, 62 yaşında, tam 40 yıllık bir kariyeri arkada bırakmış bir sinema ve tiyatro deviydi.
İSTANBUL'A GELMİŞTİ
Ama dev öylesine alçakgönüllüydü ki... Özel konuşma isteğimizi, sırada bekleyen sayısız gazeteciye rağmen kabul etti. Sonra nedenini açıkladı: "Deprem felaketine çok üzüldüm. Ve sizin aracılığınızla tüm Türk Milleti'ne geçmiş olsun demek istedim".
Redgrave bir kez İstanbul'a gelmişti: 1970'lerde "Doğu Ekspresinde Cinayet" filminin çekimi için...
Ve Sean Connery ile birlikte Salacak İskelesi'nden Boğaz vapuruna binmişti. Bu kenti hayranlıkla hatırlıyordu. Kimbilir, belki bu yüzden İstanbul Festivali'nin ona yaptığı çağrıyı kabul eder de yeniden aramızda olur...
'ROLLERİME AŞIK OLURUM'
Royal Shakespeare tiyatrosunda Shakespeare, Çekov gibi yazarların oyunlarıyla genç yaşta ün yapan sanatçı, 1960 sonlarında sinemaya parlak bir geçiş yapmış ve üstüste "Cinayeti Gördüm", "Hafif Süvari Alayının Hücumu", "Isadora", "Şeytanlar", "Julia" gibi filmlerle parlamıştı.
90'lı yıllarda da sürekli çalışıyordu: 20 küsur film...
Aralarında "Howard's End", "Ruhlar Evi", "Gölde Bir Ay", "Görevimiz Tehlike", "Derin Darbe" de bulunan, popüler rollerle...
Redgrave bir yerlerde, "Kendimi rollerime bir aşığa verir gibi veririm" demişti. Yani? Gülerek şöyle dedi: "Bu sözümü nerede buldunuz? O bir söyleyiş tarzıydı. Yani her rolümü gerçek anlamda benimsediğimi, ruhuma işleyerek oynadığımı söylemek istedim. Her rolümü çok sevdim ve onlar benim aşıklarımdır".
'UMUDU YİTİRMEYELİM'
Biraralar ünlü İtalyan oyuncu Franco Nero ile evli olan sanatçı, San Sebastian'a eski kocasıyla gelmişti.
Çünkü ikisi birlikte tek oğulları olan Carlo Gabriel Nero'nun ilk filmi "Uninvited-Davetsiz Misafirler"de oynamışlardı. Film kötüydü, hem de çok... Ama ünlü çift bunu kabul etmiyor veya bilmezlikten geliyor ve oğullarına övgü yağdırıyorardı. Ne de olsa ana kalbi!..
Vanessa çok zarif ve şık bir kadındı. Ödül töreninde, filmlerinden sahneleri gösteren küçük belgeselden sonra sahneye çıktığında, gözleri doluydu. "Julia" filminde canlandırdığı kişiliğin söylediği, "Dünyada hep, her zaman umut vardır" sözlerini hatırlattı ve şöyle dedi: "Hepimizin birbirimize el uzatmamız gerek. Yoksa dünya gerçekten yaşanmaz bir hale gelecek". Ve sonra ekledi: "Size çok özel birşeyler vermek, örneğin sevdiğim şarkı olan 'İmagine'i söylemek isterdim. Ama ne yazık ki sesim yok. Yine de hep birlikte her zaman şarkı söyleyelim ve gelecekten umudu kesmeyelim".
'ACI NEREDE, ORADAYIM'
Redgrave, oyunculuğu kadar politik çıkışlarıyla da tanınmıştı.
1977 yılında "Juia"yla Oscar almaya çıktığı sahnede, Filistin halkının özgürlüğü için dakikalarca konuşması, İsrail' i ve Yahudi örgütlerini ayağa kaldırmıştı. Ona bu eylemci yanını sordum.
Şöyle yanıtladı: "Ben klasik anlamda siyasal eylemci değilim. Ben olsa olsa sosyal eylemciyim. Nerede baskı, insan haklarına saldırı, savaş ve ıstırap varsa, ben oradayım. Kendim değilse de ruhum orada, ezilenlerin yanında. Zaten klasik politik söylemler, ideolojilerin çöküşüyle birlikte anlamlarını yitirdiler. Şimdi daha çok politik partilerin ve çabaların dışında, insancıl amaçlarla birbirlerine el uzatan insanlar ve organizasyonlar çağı".
KOSOVA'DA SANAT ŞÖLENİ
Sanatçı bu sözlerini en son savaş sonrasının Bosnası'nda da kanıtlamıştı.
Kendisi söylemek istemedi, ama her anında -özel basın toplantılarında bile- yanında olan Franco Nero anlattı: "Geçen haftalar içinde, Kosova için tümüyle kendi parasıyla bir oyuncu ve müzisyenler grubu kurmuş, piyano ve diğer müzik aletleri kiralamış ve Kosova halkına üç günlük bir sanat şöleni çekmişti. Bana şöyle dedi: 'Orada savaştan çıkmış, özgürlüğü ve yaşama hakkını yeniden duyumsamaya başlamış genç insanlar gördüm. Ve anladım ki, dünyada gerçekten umut vardır ve hep olacak. Yeter ki yaşama gerektiği gibi dört elle sarılalım.."
BİR SOYLU YÜREK
Evet, Vanessa Redgrave...
Bir zamanlar, 1960'ların "Swinging London-Kıpır Kıpır Londra"sının en gözde kadını olmuş, sonra parlak bir tiyatro-sinema kariyeriyle birlikte dünyadaki ezilen halklara yardımı, desteği hiç unutmamış bir soylu yürek, çağımızın en büyük kadınlarından biri.
Umarım ki bana söz verdiği gibi, Nisan ayında gerçekten aramızda olur.
'Ben olsa olsa sosyal eylemciyim'
|
|
Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|