kapat

03.10.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
inter merkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
GÜLAY GÖKTÜRK(gokturk@turk.net )


Afganistan'da cinskırım

Birleşmiş Milletler, Kosova'daki soykırımı sona erdirmek için müdahale ettiğinde, bütün dünyada yeni bir tartışma başlamıştı.

Küreselleşme çağının gündeme getirdiği çok hayırlı bir tartışmaydı bu: Uluslararası kamuoyu, dünyanın herhangi bir yerinde süren insanlık dışı muameleye "iç işlerine karışmama" ilkesinin yüzü suyu hürmetine seyirci mi kalmalıydı; yoksa zulme "dur" demek için askeri müdahale dahil her yolu kullanmalı mıydı?

Kosova müdahalesinin dünya demokratik kamuoyunun büyük bölümünden aldığı destek, çağımıza damgasını basan temel bir ilkeyi de ortaya koyuyordu. İnsan haklarının devlet egemenliğinden daha üstün bir kavram olduğunun kabulüydü bu.

Olay, şimdiye kadar "kendi çöplüklerinde" istedikleri gibi öten, yönettikleri halkın canına okuma hakkı olan mahalli despotlar için, son derece üzücü bir gelişmeydi elbette, ama halklar açısından büyük bir güvence...

Şimdi benzer bir tartışma, Afganistan'daki "cinskırım" konusunda sürüyor.

Evet, cinskırım... Şimdiye kadar dünyanın pek çok yerinde "soykırım" olayları yaşadık. Bu defa yaşanan şey bir cinskırım... Orada kadın cinsi resmen kırıma uğruyor. Taşlanarak, linç edilerek öldürülüyor. Zorla sarıp sarmalanarak, çalışması yasaklanarak, ev hapsinde tutularak, hatta evinin camları boyanarak çıldırtılıyor. Kadın nüfus arasında depresyon ve intihar oranı dehşet verici boyutlara ulaşmış durumda.

Şeriat rejimi tarafından hayattan el çektirilen bu zavallı kadınlar ya ilaçsız doktorsuz bir halde depresyonun pençesinde kıvranıyor ya da intihar etmekte buluyor çareyi.

Dün Türken Alkan'ın sütununa aldığı yazıya birçoğunuz İnternet'te rastlamışsınızdır. Rastlamadıysanız araştırıp bulun ve okuyun.

"Taliban'ın kadınlara karşı savaşı" başlıklı yazı bu ülkede kadınların 1996'dan bu yana yaşadıkları cehennem azabını son derece somut bir biçimde tüyler ürpertici örnekleriyle anlatıyor. Altında yüzlerce imza olan bu duyuru sadece yaşanan trajediyi anlatmakla yetinmiyor aynı zamanda ABD'de başlayan bir tartışmayı da aktarıyor.

"Bugün Afganistan'da kadınların yaşadıklarını İkinci Dünya Savaşı'nda Polonya'daki Yahudilerin yaşadıklarından ne farkı var. Kosova'daki soykırıma son vermek için müdahale eden ABD hükümeti Afgan kadınlarının yaşadıkları sistemli kıyım karşısında neden bir şey yapmıyor?" diye soran makale, hem ABD hem de dünya kamuoyunu, Afgan kadınlarının yardımına koşmaya çağırıyor.

Öyle anlaşılıyor ki, son yıllarda yaygın kabul gören "farklı kültürlere içinden bakma" ve "dışarıdan eleştirmeme" yaklaşımı bu tartışmada da epey taraftar buluyor. Kimileri Afgan kadınının durumuna Batı'nın gözlükleriyle bakmanın doğru olmadığını; bunun o ülkenin kültürüne özgü bir durum olduğunu; farklı kültürlerin yaşam biçimlerini ve değerlerini "dışardan" yargılamanın doğru olmadığını söylüyor.

Ama bu yazıyı imzalayanlar bu fikre şiddetle karşı çıkıyor. En temel insan haklarının ihlalinin söz konusu olduğu yerde dini ya da kültürüle farklılıkların dokunulmazlığından söz edilemez diyorlar.

Zulüm ve işkencenin herhangi bir kültür, din, örf ve adet adına meşrulaştırılamayacağını savunuyorlar.

Böylece küreselleşme sürecinin en çetin konularından biri olan "uluslararası müdahale hakkı" konusu bir kez daha bütün karmaşıklığı ile önümüze geliyor.

21. yüzyılın insanı bu çetrefil sorunu çözmek; müdahalenin koşulları ve sınırları konusunda sağlam ilkeler yerleştirmek, güvenilir kurumlar oluşturmak, böylece konunun reel politika alanında kötüye kullanımının önüne geçmek için daha çok tartışacak gibi görünüyor.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır