Nedenine gelince...
Bir kaç yıl önce Almanya'ya giden bir siyasetçimiz, kendini dinlemeye gelen Almanya'daki Türkler'in de gönlünü yelpazelemek için, "şanlı atalarımız" edebiyatını biraz fazla uzatmış.
Konuşmadan sonra, kendisini çevirmen aracılığıyla dinleyen bir Alman gazeteci yaklaşmış yanına:
- Sizi dinlerken, demiş, nedense hep ünlü Alman şairi Henri Heine'yi hatırladım.
- Neden, çok mu romantik konuştum?
- Yooo... "Şanlı atalarınızdan" biraz uzunca söz ettiğiniz için..
- Ne ilgisi var yani?
- Henri Heine de vaktiyle geçmişiyle övünüp duran bir Alman siyasetçisine, "zatıaliniz tıpkı patatese benziyorsunuz. Patatesin de sadece toprak altında olan bölümü önemlidir; üstündeki hiç bir işe yaramaz" demiş de... Birden o sözü hatırladım, o nedenle...
Küçük bir iş adamı hasta yatağında yavaş yavaş komaya girerken, baş ucunda bekleyen ortağı birden ağlamaya başlamış. Hıçkırık sesleri kaplamış hastane odasını..
Komaya girmekte olan hasta, bir an toparlanır gibi olmuş. Ortağının hıçkıra hıçkıra ağladığını görünce, hafif bir sesle:
- Bak sana itiraf edeyim, demiş. Geçen yıl biri kasayı boşalttıya; o bendim. Kârın hepsine kendim el koyduğum için de, sana zararda gösterdim blançoyu... Hatta karının gizli sevgilisi bile bendim..