ONUNLA YÜZLEŞİN
İŞİN en zor kısmı, "fahişe"nin varlığını itiraf etmekte yatıyor. Bu fahişe, bildiğimiz anlamdaki fahişe değil elbette... İçimizde bulunan, varlığından rahatsız olduğumuz yanlarımız: Gölge benliğimizin bir karikatürü... Fahişeler çeşit çeşit... Tiplemelere göz atıp, kendinize yakın bulduğunuz davranış türlerini tespit edin.

Saatler hepimiz için itiraf vaktini gösteriyor: "Fahişe, dişiliğin olumsuz yüzüdür. Ne yapacağımızı bilmediğimiz zaman sığındığımız roldür. Hissettiklerimizi kendinden emin bir şekilde ve tam olarak nasıl ifade edeceğimizi bilmediğimizde onu kullanırız. Fahişe, güçsüzlük hislerimizle bağlantılı yanımızdır. Dırdır eder, yakınır, hâlimizden şikâyet eder, geri çekilir, bağırır veya içimize kapanırız; çünkü başka seçeneklerimizi olmadığı hissi içindeyizdir.

İnsanları etkileyip manevra yapmada Fahişe'yi kullanırız ve genellikle sonuç alırız. Ama arzu ettiğimiz sevgi ve ilgiyi elde etmenin daha iyi yolları vardır. Fahişe'yi teşhis edip adlandırmayı öğrenmek, gerçek gücünüze ve asıl kimliğinize daha kararlı bir şekilde ilerlemenizi sağlayacak."

Mary Elizabeth Marlow, "kadının içindeki gücü uyandırmak" amacıyla kaleme aldığı Kadının Yükselişi adlı kitabında böyle söylüyor. Bir kadının kendisini ortaya çıkarmasını, enfes bir dansa benzeten Marlow, kadınların içlerindeki zayıf noktaları bulup, bu özellikleriyle yüzleşerek, yakın durdukları "üstün insan" mertebesine ulaşabileceklerini iddia ediyor.

Marlow'a göre, işin en zor yanlarından biri, içimizdeki fahişenin varlığını itiraf edebilmek... Yazarın iddiasına göre, bir şeyi tespit veya teşhis edersek, onun üzerinde güç elde edebiliriz. Bir kişinin, nesnenin ya da durumun ismini bilmek, tam olarak onun esasını belirlemek anlamına geliyor. Esası belirlemek de, etkin bir iletişime olanak tanıyor.

İçinizdeki fahişeyi adlandırmak, size gücünüzü tekrar kazanma fırsatını sunacak. Aşağıda sıralanan çeşit çeşit fahişelerden bir veya birkaçını aşina bulacağınızı tahmin ediyoruz. Ne de olsa hemen her kadın, zaman zaman, tarif edilen türlere atfedilen davranışları sergiler. Unutmayın ki, fahişeler kılık kılıktır ve pek çoktur...

Peki sizin içinizdeki fahişe(ler) hangisi(leri)?..

SOĞUK BAKİRE
"Sana yolunda gitmeyen hiçbir şey yok dedim! (Ah, ama sen ne hissettiğimi bir bilsen!)"

Soğuk, ulaşılmaz ve kibirli kadın!.. Gücünü korumak için enerjisini geri çeker. Kalbi saklı, ve kapalıdır. Gardını indirmesi hâlinde kullanılmaktan ya da terk edilmekten korkar. Hislerini göstermeyerek, kendine korunaklı bir dünya, güven duygusu yaratmaya çalışır. Hissizliği, acıya yeğler... Oto-kontrolü her zaman devrededir. Gücünün kaynağı, kendisini geri çekmesi sayesinde, başkalarının onun sevgisini elde etmek için çabalamasında yatar.

ÇIĞLIK ATAN SAVAŞ TANRIÇASI
"Bununla hangi Allah'ın cezası şeyi kastediyorsun?!"

Aşırı yönlendirici ve boyun eğdirici... Her zaman içini yakan bir öfkeyle yaşar; son derece hırslıdır. Kendisine yönelik en ufak bir ima bile sinirden kudurmasına, bağırıp çağırmasına neden olur. Kirli çamaşırları ya da etekteki taşları ortaya dökmek, sık sık başvurduğu meydan okuyuşların kilit tabirleridir. Meselelerle uğraşmayı beceremeyen, işler sarpa sarana dek problemleri görmezden gelen ve genellikle öfke ve hırslarını bastıran kadınların içinde bir Çığlık Atan Savaş Tanrıçası yaşar.

HADIM EDEN DİŞİ
"Ben bu o... çocuğunun işini bitirene kadar bekle!"

Güçlü ve acımasız, alaycı, güçsüzleştirici ve aşağılayıcı... Keskin dili ve hırçın yapısıyla erkekleri pasifize etmekten büyük zevk alır. Vücut dilini ve soğuk bakışlarını ustalıkla kullanır. Özellikle erkek arkadaşını devamlı aşağılar: "O erkek bile değil canım!" Başkalarını güçsüz kılmak, kendisini güçlü hissetmesini sağlar.

MERHAMETSİZ DENİZ KIZI
"Gel ve beni al... Eğer becerebilirsen..."

Kalpsiz, kişiliksiz erotizmin ideal örnekleri... Erkekleri aşk için değil, güç adına fethetmek ister. Esasta tek istediği oyun oynamaktır. Kritik anlarda erkeği reddeder ve keyifle onun bocalamasını izler. İstenmeyi istemenin gücüne sahiptir. Bir şeylerin acısını çıkarmak için erkeklerle ilişkiye girer.

SAKARİN GÜZELİ
"Neden tatlım, her şey çok hoş."

Bıktırıcı derecede tatlı ve şekerdir... Esas duygu ve düşünceler, şeker kaplı bir kabukla örtülmüş gibidir. Fakat bu bile gerçek tat içermez, daha ziyade, yapay tatlandırıcı gibi bir şeydir. Hayatı rol kesmekle geçer. Herkes ona hayran kalır ama satıhtan bir santim öteye uzanamazsınız.

SEVİMLİ PASİF
"Sen ne dersen sevgilim."

Sakin, ağırbaşlı, hoş, uysal... Bulunduğu ortamlarda kendisini neredeyse görünmez kılar. Düşünce ve görüşlerini saklar. Genellikle içinde, hiç dile getirmediği müthiş bir öfke vardır. Hislerini iletmenin sağlıklı yollarını bulmaya ihtiyacı vardır.

ZIRHLI AMAZON
"Bir erkek kadar iyiyim. Buna inansan iyi olur!"

Erkeklerin gücüyle kendini özdeşleştiren kadın... Rekabet, güven duygusu, iddia gibi erkeksi yönleri gelişmiş; gözetme, duyarlılık gibi kadınsı yönleri eksikli kalmış, bastırılmıştır. Genellikle babalarıyla meselesini hâlledememiş kadınlar arasından çıkarlar.

BAŞTAN ÇIKARICI SİREN
"Zor biri ama onu elde edeceğim."

Erkekleri baştan çıkarıp, cinsel birleşme için cezbetmeye çalışır... Onları ayartmak ve ilgilerini çekmek uğruna her türlü cinsel cazibe numarasını dener. Erkeklerin ona olan ilgisini, diğer kadınlar karşısında üstünlük elde etmek için kullanır. Öteki kadınların gözünde önem kazanmak, onun için son derece mühimdir. Erkekleri, bu amacı uğruna bir araç olarak kullanır. Onlara bedenini sunar, ama ruhunu asla! Skor peşinde olan erkekler gibidir. İçtenlikten çok uzaktır. Hayatı biriktirilmiş zaferler silsilesi olarak görür.

ÇİLE ÇEKEN CEFAKAR
"Tamam (iç çekiş)... Ben yaparım..."

Fedakâr dava kadını... Benliğini inkâr edip, başkaları için yaşıyor olmakla böbürlenir. Güçlü duygularını, cinselliğini saklar, coşkusunu bastırır. Durmadan çevresine "aslında" ne kadar zor bir hayat sürdüğünü ilan eder. Devamlı yüksek sesle iç geçirir. Herkesin kendisine bir parça minnet duymasını sağlar. Bu yolla başkalarının üzerinde egemenlik kurar.

ÜSTÜN ANNE
"Sana söylemiştim. Beni dinlemiş olsaydın bunlar olmazdı..."

Her zaman ve her durumda haklı durumda olan, daha doğrusu öyle olduğunu iddia eden bir çok bilmiş!..

Yaptığı hiçbir şeyin sorgulanmasına tahammülü yoktur. Varlığı, karşısındaki insanları eksiltir, onlardan bir şeyler götürür... Kırıcıdır. Çevresini ve kendisini her an kontrol altında tutar.

Heyatı doğru ve yanlış mefhumları üzerine katı standartlarla çerçevelemiştir. Buyurgan eğitim çavuşlarına ya da başöğretmenlere benzer. Hiç mi hiç çekilmez...