Nakliyecinin ayıbı yanına kâr kalıyor

Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Başkanı Saffet Ulusoy, Marmara depremi sonrasında yaptığı açıklamada, üyelerinin yurt dışı ve yurt içinde yardım malzemelerinin taşınmasını üstleneceğini açıkladı. Bunun üzerine yardım malzemesi göndermek isteyenler yardım malzemelerini deprem yerine ulaştırma taleplerini UND'ye yağdırdılar.

Yüzlerce talebin geldiği UND zor duruma düştü. Çünkü üyeleri üzerinde bir yaptırım gücüne sahip değil. İsterlerse taşıyorlar, istemezlerse bir bahane öne sürerek yan çiziyorlar.

Araç bulunamadığı için Frankfurt'ta bekleyen 130 ton yardım malzemesi, İsveç'ten gelecek iki ambulans, bir itfaiye aracı, Danimarka'daki yardımlar yola çıkamıyor. Bu örnekleri çoğaltmak da mümkün.

UND iyi niyetli olmayan firmaları saptama gücüne sahip. Hangi aracın nereye gittiği, ne kadar mal yüklediği bilgisayarlarında kayıtlı. Örneğin; 'A' firmasına, Frankfurt'tan boş dönecekse, "Buradaki yardım malzemesini getir" diyebilir.

UND'nin yardım çağrısına kayıtsız kalan firmalar Valiliği bile harekete geçirmiş durumda. Ne var ki, araçları tesbit eden Valilik yetkililerine de "Şoförümüz yok" diyerek, yüzsüzlüklerini yalanla besliyorlar.

Bu ayıbı paylaşmayan küçük nakliye firmalarının gayretlerini de görmek mümkün. Adamın 17 tane TIR'ı var. Bunun ikisini deprem bölgesine barınak olarak veriyor, 5'i ile yardım malzemesi taşıyor gibi... 30 TIR'ı olanlar ise, araçlarını mümkün olsa saklayacak. Nakliyecilere belirli bir yüzde oranında yardım malzemesi taşıma zorunluluğu getirilmeli!..

Serdar Savaş'ı kaçırmışlardı
Geçen akşam atv'de "Siyaset Meydanı" bizi yine koltuklarımıza çiviledi. İzleyicileri rahatlatmak için hazırlanan program, bilimin temel dürtüsü kuşkuyu harekete geçirip, daha çok öğrenme ihtiyacımızı körükledi. Ali Kırca'nın konukları arasında ilgimi çeken BM Dünya Sağlık Teşkilatı Başkan Yardımcısı Serdar Savaş'tı. Savaş konuşmasında, Türkiye'de yönetim eğitiminin eksikliğinden doğan organizasyon ve iş üretme beceriksizlikleri üzerinde durdu. Yönetim aymazlığını Savaş çok iyi bilir. Savaş bundan 6-7 yıl önce Sağlık Bakanlığı'nın hazırladığı Sağlık Reformu Tasarısı'nın mimarıydı.

Proje başkanıydı
"Genel Sağlık Sigortası" modelini geliştiriyordu. Birecik'te örnek uygulamaya kadar gelindi. Sağlık sisteminin aşamalı olarak özelleştirilmesini hedefleyen bu sisteme, Dünya Bankası da hem bilgi, hem de finans desteği sağlıyordu. Ancak dönemin Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna proje başkanı olan Savaş'a sahip çıkmadı, siyasilerin "beyin harcama" operasyonu sonuçlandı. Görevinden alınan Savaş da hemen Dünya Sağlık Teşkilatı'nın Başkan Yardımcılığı önerisini kabul edip, yurt dışına çıktı. Savaş'ın, Türk kamuoyuna seslenmesine ne yazık ki, böylesi büyük bir felâket neden oldu.

Sağlık sistemindeki yara ise kanamaya devam ediyor.

Prefabrike!
Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray Aydın ve Emlakbank, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'ndan sorumlu Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu. İkisi de MHP'den... Somuncuoğlu, sorumlu olduğu iki kuruma bağlı evleri depremzedelere geçici iskâna açacağını söylüyor. Aydın da ısrarla, sürekli konutlar yapılıncaya kadar prefabrike konutların inşa edilmesi gerektiğini. Daha aynı partiden iki bakan birbirini ikna edememişken, kamuoyu önünde inandırıcı olabilirler mi? Müteahhitler Aydın'ın kafasını karıştırmaya devam ediyor. Eline dosyasını alan geliyor. TÜBİTAK'ın ve Afet İşleri Genel Müdürlüğü'nün üst kurum olarak belirlendiği bir olayda, neden bakana veya hükümet ortaklarına gitme gereği duyarlar? Tabii ki biliyoruz.