PKK tarafından Fransız AFP haber ajansına yapılan "Silâhlara Veda" açıklaması, deprem ve af gürültüsünde kayboldu.
Hakkındaki idam hükmü ile ilgili süreci İmralı'da bekleyen örgüt lideri Apo, daha önce adamlarının 1 Eylül'den itibaren Türkiye'yi terk etmeleri için çağrıda bulunmuştu.
Ama bu çağrı teslim değil çekilme olduğu için, PKK'nın terör dönemine son verdiği söylenemezdi..
Apo'nun kardeşi Osman Öcalan'ın AFP'ye yaptığı açıklama, bu konudaki şüpheleri ortadan kaldırmaya yönelik bir içerikte oldu.
Osman Öcalan, Apo hakkındaki hüküm infaz edilse dahi silahları bırakmayı ve silahlı mücadeleye yeniden başvurmamayı taahhüt ettiklerini söyledi ve "Silahları, bir daha asla kullanmamak üzere bırakıyoruz. PKK artık mücadele etmeyecek" dedi.
Alman Süddeutsche Zeitung gazetesi haberi "Kravatlar kalaşnikofların yerini alacak. PKK siyasallaşma kararı aldı" diye verdi.
PKK'nın Türkiye'de bıraktığı bin kişinin içine Pişmanlık Yasası'ndan yararlanmak için teslim olabilecek adamları dahil etmemeye özel dikkat göstermesi, bu şüphenin yersiz olmadığını düşündürüyor.
Aynı şüpheciliğin karşı tarafta da mevcut olduğu, Apo'nun infazı konusunda pazarlık kozu olarak bir "tehdit gücü"nü ellerinde tutmak istedikleri hesaba katılabilir.
Ama bu, galibin merhametine sığınmaya mahkum olan mağlubun durumunu güçlendiremez. Tam tersine zedeler.
PKK gerçekten samimi ise, Pişmanlık Yasası'ndan üyelerini en geniş anlamda yararlanmaya özendirmek zorundadır.
Asker bu konuda meclisten daha ileride. Genelkurmay Başkanı'nın sözleri, Pişmanlık Yasası'nın kapsayacağı teröristleri genişletiyor:
"Bir madde koymuşlar 'Güvenlik güçlerine karşı silah kullananlar yararlanamaz' diye.. Adamın güvenlik güçlerine karşı silah kullanıp kullanmadığını nasıl tesbit edecekler ki?"
İnfaz neye bağlı?
Apo mahkemede "bölünme istemiyoruz" demişti, "Sadece dil ve kültürel varlık problemdir" demişti.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kıvrıkoğlu da önceki gün şunu dedi:
"Kürtçe gazete çıkıyor, Kürtçe kasetler satılıyor. Bunlara itiraz eden yok. 37 belediye başkanlığı HADEP'in. Kimse buna karşı çıkmıyor. Devlet aleyhine çalışmazlarsa kimse de karşı çıkmaz. Bir çok hak verildi. Demokratikleşme çerçevesinde haklar da gelişir.."
Bu anlayış, ülkeye maliyeti korkunç olsa da pişmanlığın hak ettiğinden fazla âli cenaplık göreceği güvenini vermelidir.
Genelkurmay Başkanı, Apo'nun infazı konusunda "Biz tarafız.. Bize sormayın" diyor.!
Yani meclis, hiç bir baskı altında kalmadan devletin menfaatine uygun kararı verecektir.
O kararı da, PKK'nın Türkiye'den dışarı çıkardığı silâhlı adamlarının sayısı değil, silâhlarını bırakarak teslim olan teröristlerin sayısı etkileyecektir.