Çağrışımlar

Hep 12 Eylül sabahını hatırlıyorum. Demirel'le Ecevit, Hamzakoy'a mecburi tatile gönderildiler. O sabah onlara deseydik ki:

- Üzülmeyin... 10-15 yıl sonra biriniz Başbakan, diğeriniz Cumhurbaşkanı olacaksınız. Hem de uyumlu bir çift olarak.

İnanmazlardı.

Belki de bize kızarlardı.

Ama gördünüz.

Pekâla oldu.

*

Yine 12 Eylül sabahı (hatta 11 Eylül Sabahı) MHP'lilere ve Ecevit'e deseydik ki:

- Sâkin olun. 19 yıl sonra, birlikte koalisyon kuracaksınız. Hem de huzur ve istikrar adına.

İnanmazlardı.

Belki de bize kızarlardı.

Ama gördünüz.

Pekâla oldu.

*

Tansu Çiller, siyasete 91'de girdi.

Girdiği gün o'na deseydik ki:

- 2 yıl sonra (93'te) Başbakansın.

İnanır mıydı?

Asla.

Ama gördünüz.

Özal'ın vefatıyla taşlar öyle bir oynadı ki, Demirel yukarı çıktı, Demirel'den boşalan yere Çiller geldi. Kendi de şaşırdı.

..........

Yâni, şunu demek istiyorum.

Siyasette olmaz diye bir şey yok.

İşte...

Ecevit'in eski CHP'si meclis dışı, ama Ecevit Başbakan.

Buna karşın...

Adnan Menderes çizgisine DYP tâlip ama oğlu Aydın Menderes DYP'de değil... Bağımsız bir milletvekili.

ANAP güya Özal'ın partisi ama oğlu Ahmet Özal ANAP'ta değil... Bağımsız bir milletvekili.

*

Tam 1 yıl sonra, hatta 8-9 ay sonra kimbilir nasıl bir siyasi tablo göreceğiz.

Tahmin ederim ki Mesut Yılmaz'ın gönlünde Cumhurbaşkanlığı yatmaktadır.

Niye olmasın.

Herşey mümkün.

Devlet Bahçeli'ye seçimden bir gün önce deseydiniz ki 1 ay sonra Başbakan Yardımcısı olacaksın, inanır mıydı?

Ama pekâla oldu.

İstese Başbakan bile olabilirdi.

İstemedi.

Ağır ağır çıkmayı tercih etti merdivenleri... Doğrusunu yaptı.

*

Siyasette yetenek ve deneyim çok mühim ama şans faktörü'nü sakın unutmayın.

Tansu Çiller, Ecevit'e Başbakanlığı ikram etmeseydi, seçim sonuçları DSP'ye belki bu kadar gülümsemeyecekti...

Üstelik bir de Yalım Erez rüzgarı esecekti.

Ne yapalım, şans bu.

Özal da 77'de aday adaylığını koyduğu seçimi kazanıp meclise girseydi 12 Eylül'e toslayıp yasaklı olacaktı...

İnanın ki herşeyde hayır var.

.......

Evet...

Depremden önce / depremden sonra diye açılan yeni bir takvim, inşallah acılarımızı dindirecek olan tesadüflerle doludur.

Yani, bu def'aki, inşallah kamyondan önce / kamyondan sonra'ya benzemez.