Dünyada iki bilgisayar arasında ilk kez 2 Eylül 1969'da iletişim kuruldu. Çok az kişi o gün yeni bir çağın eşiğinde olduğunun farkındaydı...

Amaç farklıydı
30 yıl önce, 2 Eylül'de, UCLA Üniversitesi'nden profesör Lenonard Kleinrock'un laboratuvarı önünde küçük bir kalabalık oluşmuştu. İçeride, beyaz ışınlar çıkaran iki iri bilgisayar duruyordu ve aygıtlar arasında 'bilgi akıyordu.' Kleinrock ve arkadaşları, içinde bulunduğumuz yüzyılın yaşam biçimini değiştiren büyük bir buluşun ilk adımını atmışlardı. O günlerde asıl amaçları 'savunma sanayinin ihtiyaçlarını karşılamaktı.' Sovyetler Birliği'nin 1957 yılında uzaya Sputnik uydusunu göndermesiyle, Amerikan 'İleri Araştırmalar ve Projeler Dairesi,' savunma amaçlı tesisler arasında pürüzsüz, hızlı enformasyon alışverişini sağlamak için bu projenin hızlandırılmasını istemişti. Kleinrock, gerekli teknoloji henüz taze mezunken 1961 yılında ortaya koydu ve testlerini bu laboratuvarlarda yaptı.

Bağımsız iletişim
Ancak, UCLA'da yapılan kutlamada dikkatler geçmişe çevrilmedi. Daha çok ileriye dönük projelerden bahsedildi. İnternet için yeni hedef, 'kablo' bağımlılığından kurtulmak, radyo dalgaları yoluyla iletişmek. İnternet'in temelini atan UCLA bilgisayar bilimleri profesörü Kleinrock, "Bu insana gerçekten heyecan veren bir an. Bir çağın eşiğinde durduk ve ötekine geçtik" diyor. Gerçekten de 30 yıl önce Kleinrock dışında kimse buluşun öneminin farkında değildi.