Beş gündür hayatımız televizyonlara ve gazetelere kilitlendi. O korku dolu gecenin, o bitmek bilmeyen 45 saniyenin yarattığı şoktan sonra şimdi de şaşkınlık, çaresizlik ve öfke duyguları arasında gidip gelmekteyiz.
İlk akla gelen sevdiklerimizdi. Acaba nasılardı? Ya dostlarımız, komşularımız, iş arkadaşlarımız? Onların aileleri?
İletişim sağlanıp da facianın büyüklüğü giderek ortaya çıktıkça, olayları kendi gözlerimizle televizyonda izlemeye başladıkça bu kez derin bir çaresizlik hissi kaplıyor insanı. Ve ardından öfke...
Evet, bu bir doğal afet ama bu kadar da aciz olunur mu? Bu kadarına kader demek mümkün mü? İnsan hayatı bu kadar mı ucuz ülkemizde?
Televizyonda insan manzaralarını izliyoruz. Yüreğimiz ağrıyor, gözyaşlarımızı tutamıyoruz. Üzgünüz, çok üzgünüz.