Şu ana kadar saptanabilen yardım ve kredilerin toplamı 4 bin 700 ev (10'ar milyar liradan) eder.
Emlak Bankası'nın 30 bin konut stoku var. Yani müteahhitlerin hortumladığı arsalara kondurulup da, satılamayan evler...
Boğaz'da bir yalı bedelini, Avrupa Birliği deprem yardımı diye gönderdi.
Kurtarma çalışmalarına katılan ABD yardımlarını bu sıralamanın dışında tutuyorum.
Bulgaristan ve İspanya 5, Danimarka 9 köpek gönderdi. Kulaklarını enkaza dayamaktan başka çaresi olmayan depremzedelere...
Dünya zenginler ligine giren, depremzedelere trilyon lirayı aşan yardımlar sağlayan Koç ve Sabancı'nın işçileri, inşaat maliyeti yüzde 20 ucuz olsun diye yapılan evlerde telef oldular.
Zenginler villarında korkusuz saatler geçirirken, kaç kuruşluk hırsızlık adına çimentosunu, demirini çaldığından emin olmadığı müteahhitlerin yaptığı evlerde oturanlar, sokaklarda sabahladılar.
Örnek; müteahhit Metin Aşık'ın villasında depremden sonraki gece ışıklar şam şam şakılırken, önündeki çayır insan tarlasına döndü...
TÜGİAD Başkanı Hamdi Akın'a diyorum:
"Deprem karşısında, organize olamadığımızı gördük."
O da "Olamayız tabii... Devlet en parasız zamanında bu felaketle karşılaştı. Biz şurada üç-beş yönetim kurulu üyesiyle bir toplantı yaptık, 10 milyar lira değerinde gıdayı yola çıkardık. Çünkü paramız vardı" diyor.
Azerbaycan'ın göndermeyi taahhüt ettiği petrol miktarı 2 bin ton. Bu İstanbul'da bir akaryakıt istasyonunun en fazla 6 ayda sattığı benzine eşit.
Türkiye fakir değil.
Türkiye yeteneksiz değil.
Türkiye yalnızca iyi yönetilmiyor.
Batı da cimri.
Sakıp Sabancı bile söylüyor:
"Alman hükümeti 1 milyon mark görderiyor, benim yabancı ortağım Carrefour bir şirket olmasına rağmen Türkiye'ye 1 milyon 200 bin dolar gönderdi. Biraz daha bonkör olmalı."
Yalova'nın, Adapazarı'nın, Gömcük'ün, İzmit'in, Avcılar'ın, Türk ekonomisinin bir numaralı tesisi Tüpraş'ın durumunu ekranlarda gören Batı, bizi üçüncü dünya ülkesi zannetti tabii...
Vurguna kılıf aranmasın
Müteahhitlere de fazla yüklenmemek gerektiğini söyleyenlere tek bir örnek veriyorum: Veli Göçer. Yalnızca onun yaptığı evler mi fay hattındaydı?
Göçer'e ruhsat veren yönetimler de sorumlu tutulmalı.
Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Nihat Özdemir özetliyor: "İş makinalarını bedava almak için belediyeler hafif denetim yapıyor."
Belediye denetiminde neler var:
Arsanın imar durumunu belirliyor- Mimari ve betonarme projesini onaylıyor -Harfiyatın temel vizesini veriyor- Su basman düzeyinde tekrar kontrol ediyor - Katlar çıkılırken projeye uyulup, uyulmadığını belediye denetliyor-izalosyonu denetliyor - SSK prim borcu olup olmadığını da denetleyip, oturma izni veriyor.
Devlet müteahhitleri kızgın!..
"Her inşaat yapana müteahhit demeyin, eli kazma tutan her adam bina yapıyor" diyorlar.
Olabilir. Ama bir doğru var ki, devlet müteahhitleri de Erzincan depreminde sınavını verdi ve sınıfta kaldı.
Şimdi iş makinalarını deprem bölgelerine göndermeye başlamışlar.
Aman efendim...
Birinci gün akılları neredeydi?
Yalnızca Alarko'nun yardımını duydum.
Tepe, Akfen ve Enka da göndermiş...
O yolları yapan Doğuş, Atatürk Barajı'nı inşa eden Ata kaç tane iş makinası yollamış duymadım...
Son olarak aldığım bir duyuma göre, devlet müteahhitlerin iş makinalarını istemeye başlamış.
Göreceksiniz ki, Türk halkı en büyük yardımı yağdıracak. İş makinaları gelene kadar canlar kollara kuvvet sarıldılar, insanlığa...
Havalimanı otoparkından