kapat

13.08.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
BAYRAKTAR BAYRAKLI(bayraktar.bayrakli@sabah.com.tr )

Örgütlenme hakkı

Sosyal hakların başında, "örgütlenme hakkı" gelmektedir. Aynı mesleği, aynı ideali ve aynı inancı paylaşanların toplum hayatına zarar vermeden, insanlığa faydalı olabilmeleri için örgütlenmeleri, Kur'an'ın öngördüğü bir haktır. Kur'an bir örgütün zararlı olmaması için hangi değerlerin temelleri üzerine kurulmasını anlatmakta ve bu değerleri zorunlu görmektedir. Bu konudaki ayet şöyledir: "... Takva ve iyilik üzerine yardımlaşınız; günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayınız..." (Maide, 24) Ayetin ön gördüğü ve reddettiği değerler şunlardır:

1- Olumlu değerler
Ayet, önce, bir örgütün hangi değerler üzerine oturacağını gündeme getirmektedir.

a- Takva
Takva kavramı sakınmak, korunmak manalarına gelmektedir. Takva, manevi ve sosyal hayatın bağışıklık sistemini ifade etmektedir. Biyolojik yapımızı mikroplara karşı koruyan sisteme, bağışıklık sistemi diyoruz. Kişinin iç alemini yanlış etkilere karşı koruyan sisteme, yani bağışıklık sistemine takva dendiği gibi; sosyal hayatı kötü etkilere karşı koruyacak olan sosyal teşkilatlanmaya da takva denir. Sosyal teşkilatlanma dediğimiz, örgütlenmenin de, toplum hayatında bir bağışıklık sistemi oluşturmalı ve onun temelleri üzerine kurulmalıdır. Örgüt, toplumsal hayatı parçalamaya değil, tam tersine korumaya yönelik bir işlev görmelidir. Örgütlenme faaliyeti, aksayan ve yürümeyen sosyal hayatın bir kesimini çalışır hale getirmek için yapılmalıdır. Sosyal hayatı oluşturan hücrelerin canlı kalmasını temin edecek olan örgütlenme, koruyucu bir yapı da olduğunu söyleyebiliriz.

b- İyilik
Yüce Allah'ın ayette, birinci olumlu değer olarak "iyiliği" ön görmektedir. Örgütlenme, aynı zamanda iyilik temelleri üzerine inşa edilmelidir. Sosyal hayatın koruyucusu takva, gıdası da iyiliktir. İyiyi geliştirmek, yaymak ve yaşatmak ideali uğruna kurulan bir örgütlenme, "hak" kavramı içine alınabilir. İyi, evrensel bir değer olduğu için, yapısında bir izafilik vardır. Başka bir ifadeyle, iyiyi hemen tarif edemezsiniz, neyin iyi olduğunu bir çırpıda söylemek mümkün değildir. İyinin hücrelerindeki fikir ve davranışlar, sosyal hayatın öne çıkan ihtiyaçlarına göre değişimler olabilir. Ama biz değişmeyen bir ölçü verebiliriz. Ferde ve insanlığa yarayan her şey, iyi kavramına dahildir. Öyleyse bir örgüt, fert, toplum ve insanlığa yarayan bir şeyi amaçladığı ve onu eyleme dönüştürdüğü ölçüde bir hak halini alabilir. İyiliği birinci, takvayı ikinci sıraya alması manidardır. İyinin olmadığı yerde takvadan bahsedilmez. İyi topluma yayıldıkça sosyal bağışıklık sistemi olan takva da, kendini göstermiş olacaktır.

II- Olumsuz davranış ve duygular
Bir örgütün hangi temeller üzerinde kurulacağını söyleyen Yüce Allah, hangi duygu ve davranışlar üzerine kurulmayacağını da gündeme getirmiştir.

a- Günah
Bir örgüt, suç ve günah işlemek için kurulamaz. Ayatte geçen "ism" kavramı, dini anlamda günah; dünyevi anlamda "suç" anlamını ifade etmektedir. Allah katında "günah"; hukuk karşısında "suç" olan bir temel üzerine örgüt kurulamaz ve böyle bir örgüt kurma "hak" olma hakkını kazanamaz. Ferde ve topluma zarar veren; milletler arası ilişkileri yaralayan hiçbir örgütlenme, hak olamaz.

Örgütlenme denen sosyal bir hakkın, kötüye kullanılması mümkün değildir. Suç üreten, günah işleyen bir teşkilatlanmanın yapılamayacağını Yüce Allah bin dört yüz sene önce insanlığın hayatına sokmuştur. İnsanlar günahın etrafına toplanamaz ve toplanmamalıdırlar. Çünkü örgütlenme hakkını kötüye kullanmak bir zulümdür.

a- Düşmanlık
Düşmanlık öncelikle bir duygudur. Bir yavru duygu olarak, saldırganlık içgüdüsünden doğmuştur. Topluma düşmanlık tohumları ekmek, örgütler arasında düşmanlık duygusunu yerleştirmek için, bir örgüt kurulamaz. Toplumu ayakta tutan ve hayatta kalmasını temin eden sosyal müesseseler, düşmanlık tohumlarını ekmekle, hak kavramının dışına çıkmış olacaktır. Yüce Allah, yukarıda vermiş olduğu ayette, böyle bir hakkın olmayacağını ve kullanılmayacağını hükme bağlamıştır.

Bir toplumda hukuk, eğitim, ordu ve parti müesseseleri topluma daima iyiyi, güzeli, doğruyu aşılamalıdır. Onların arasına düşmanlık tohumlarını ekmek, bir hak olmaz. O müesseseler, demokratik hayatın olmazsa olmazlarıdır. Yapılacak bir şey varsa, onların sağlıklı bir şekilde çalışarak, amaçlarını gerçekleştirmelerine yardım etmektedir. Topluma tefrika, bozgunculuk ve düşmanlık duygularını harekete geçirerek kavga etmek için örgüt kurulamaz. Bu tip örgütleri, ancak, cehalet karanlığında can çekişen insanlar kurabilir. "Yaşamak için ördürmelisin" ifadesi, bir örgütün temellerine konamaz. Fazileti ve asaleti topluma kazandırmak için yapılan faaliyetler, bir örgütlenme hakkını doğurabilirler.

Ayette yer alan, iyi, günahın; takva da düşmanlığın karşılığıdır. Sosyal mutluluğa giden yol iyi ve takva denen bağışıklık sistemi üzerine kurulan sosyal müesseselerden geçmektedir. Günah ve düşmanlık üzerine yapılan örgütlenmeler, insanlığa çile ve ıstıraptan başka bir şey getirmeyecektir.

BİR SORU BİR CEVAP
Bir aile ve topluma asalet hangi yollarla gelir?

Aileler ve toplumlar "asaleti" pek çok yollarla elde edebilirler. Ama ben size ön sırayı alan iki önemli değeri vereceğim.

I- Kadınla
Aile ve toplumun asaleti, namusla yani kadınlarla kazanırlar. Ailelerin ışığı ve toplumların canı kadınlardır. Kültürlü, namuslu ve sadakatı olan kadınlar dünya insanlığına asalet kaynağı olmaktadırlar.

II- Bilgi ile
Asaleti getiren diğer büyük bir değer de, bilgidir. Asalet, cahil olan toplumlardan nefret eder. Onun aradığı vatan, bilgi toprağıdır. Bilgi demek, aklı kullanmak demektir. Bütün bu oluşumlar bilgi kavramının içinde dünüşünmelidirler. Kısaca, kadın ve bilgi, aile ve toplumların asalet kaynağı olmaktadırlar.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır