kapat

13.08.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ZÜLFÜ LİVANELİ(livaneli@sabah.com.tr )


Çarpıklığa uymak

Bu ülkede her şey kötü, herkes çirkin ya da yoz değil.

Her görüş, her ideoloji, her yöre ve her sosyal sınıftan milyonlarca "Düzgün İnsan"ın varlığın biliyoruz.

Ne var ki genellikle düzgün insanların sesi çıkmıyor, köşelerine çekilmiş oturuyorlar da, nerede ipini koparmış ipillah sivri külah varsa onlar pompalanıyor.

İşte bu da negatif seleksiyon yani tersine elek sisteminin bir sonucu.

Bu sistem nitelikli, olgun, birikimli, terbiyeli insanları eleyip, ötekileri ortaya çıkarıyor.

***

Bu işin en kötü tarafı, yozlaşmanın, kitle iletişim araçları yoluyla bütün toplumu ve özellikle çocukları, gençleri etkilemeye başlaması.

Ortega Gasset diyor ki: "Bu dünyada hiçbir şey, kitle kültüründeki yozlaşma kadar bulaşıcı değildir."

Gelin de İspanyol filozofa hak vermeyin.

Bir kaç yıl önce yoz eğlenceyi kendilerine hakaret olarak gören insanlar, şimdi o eğlence biçiminin etkisi altında kalıyorlar.

Hem bu iş gazeteci, sanatçı, politikacı, büyükelçi, bürokrat dinlemiyor. Zevksizlik, herkesi yutmaya hazır bekleyen bir kara delik.

"Alem sana uymazsa sen aleme uy!" diyorlar.

"Elle gelen düğün bayram!" tekerlemesine sarılıyorlar.

Ve üstlerine düşen kültür mücedelesini yapmadan, kolayca, sıcak bir suya gömülür gibi zevksizliğin içine gömülüyorlar.

Bu noktadan sonra ne seçicilik kalıyor, ne düzgün Türkçe, ne kaliteli müzik, ne de bir kültür tavrı.

Hepsinin yerini "Dün gece bi eğlendik, bi eğlendik!" cümlesi alıyor.

***

Adam terziye gidip bir takım elbise diktirmiş.

Eve gelince karısı kıyameti koparmış: "Bak demiş, görmüyor musun, sağ omuzunda kocaman bir pot var! Derhal geri götür bunu."

Adam tekrar terziye gitmiş, omuzundaki potu göstermiş, karısının kızdığını anlatmış.

Ama terzi demiş ki "Senin omzun yanlış duruyor birader. Böyle durursan tabi pot olur. Sağ omuzunu şöyle öne çıkar, tamaaaam! Bak şimdi pot falan var mı?"

Adamcağız tekrar eve gitmiş. Karısı bu kez daha fazla bağırmış adama. "Baksana yahu" demiş "sol tarafın olduğu gibi bozulmuş. Kolun sarkıyor, omuzun bozuk!"

O elbiseyi diktirdiğine diktireceğine bin pişman olan adam tekrar terziye gitmiş. Durumu anlatmış.

Terzi yine adamı suçlu çıkarmış. "Bak birader!" demiş, "Senin sol tarafında da bir çarpıklık var. Sol kolunu şöyle arkaya kıvır, omuzunu da ileri ver, hafifçe de öne eğil, bak pot kalıyor mu?"

Adam denilenleri yapmış ve sokağa çıkmış.

Karşıdan bir karı koca geliyormuş.

Yanından geçerlerken adamın karısına şöyle dediğini duymuş.

"Bak zavallı adam sakat ama terzisi çok iyi!"

***

Bu fıkrayı, çarpık düzene kendilerini uydurarak kusurlarını kapayacaklarını düşünenler için anlattım.

Kişiliğinizi daha fazla sakatlamamak için, yozlaşmalara karşı çıkmak en doğrusu.

Çünkü ödün vermenin sonu yok.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır