kapat

13.08.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
NECATİ DOĞRU(ndogru@sabah.com.tr )


Tahkimcilik Doğu'nun yoksulluğunu yırtıp atabilir mi?

Erzincan...
Omurgasız kalemler ve düzenin bekçi yazarları, oturmuş İstanbul plazalarında ahkam yazıyorlar. Hepsi komik... Tahkimlemeciler de, İstanbul'da lobilenip, pişirilip, paketlenmiş zaferlerini Ankara'da Meclis'te ilan ediyorlar. Büyük ilanlarla beslenen İngiliz ekonomi gazetesi Financial Times, haber yapmış, zafer şarkıları söylüyor: "Dünyanın yedinci büyük pazarı Türkiye kapılarını uluslararası sermayeye açtı" diye yazıyor.

Tahkim'in ilk adımı atıldı.

Bugün ikinci adımı var.

Kuşkunuz olmasın, ikinci adım da Meclisimiz'den geçer ve tahkimcilik kazasız belasız olarak sistemimizde yerini alır. Çünkü yolsuzlukların taze kılıfı tahkimcilik, kendine yeni bir afyon buldu. Kafaları afyonluyor:

Yabancı sermaye akacak!

Türkiye kurtulacak!

Daha dün irticayı getirecek ve Atatürk'ün ışıklı Türkiyesi'ni gericiliğin kara karanlığına geri götürecek diye darağacına çektikleri Erbakan, tahkimciliğe destek verdiği için yeniden siyasete dönecek. Ve kaldığı yerden devam edecek.

Utanmazlığın şahlanışı!

Atatürkçü Ecevit, "Atatürk'ün aslında babası belli değildir..." diyenlerle beraber tahkimcilik yapıyor. Erbakan için gerici, irticacı diyorlardı, şimdi tahkime destek verdiği için Erbakan'ı ilerici, globalci, küreselci ilan ediyorlar.

***

Tahkimleme tamam.

Enerji santralleri peşpeşe kurulmaya başlanacak. Türkiye'nin 24 bin megavat olan elektrik üretim gücüne 6 yıl içinde 11 bin megavat daha elektrik üretim gücü eklenecek. Fakat maliyet şişmeleri, çok yüksek kâr oranları, güvence bedellerini levye olarak kullanıp koyduğunu bir yılda geri alma hesapları var mı? Tahkim sonucu Türkiye'ye gelecek olan yabancı sermaye yerli ortaklarıyla birlikte kurduğu elektrik santrallerinde elektriği kaça mal edip, satacak? 2005 yılında veya 2006 yılında Türkiye'nin konutları, büyüklü küçüklü her çeşitten iş yerleri, fabrikaları, esnaf imalathaneleri, küçük ve ortaboy her çeşit işletmeleri elektriği dünya fiyatlarının üstünde mi satın alacak? Tahkimcilik sonunda Türkiye pahalı elektrik kullanan bir ülke haline gelecekse, küresel ekonomi içinde nasıl rekabet edebileceğiz?

Tahkimciler, cevap veremiyor.

Niçin veremiyor? Bilmiyorum. Tahkimle birlikte kurulacak olan elektrik santrallerinin üreteceği bol elektrikle acaba Doğu Anadolu'nun, Güneydoğu Anadolu'nun, İç Anadolu'nun yoksulluğu yırtıp atılabilir mi? Erzincan Valisi Recep Yazıcıoğlu, "doğru bildiğini..." eğilmeden bükülmeden, çekinmeden söyleyebilen bir insan. İkiyüzlülüğe kılıç çekmiş, tertemiz bir insan.

***

Şunları söylüyor:

"Buraların kalkınması için ucuz enerji tabi ki çok önemli. Ucuz elektrik, ucuz haberleşme, ucuz ulaştırma, az vergi, az sigorta primi, az KDV kesintisi, az stopaj... Bu teşvikler müteşebbisi buralara çeker. Bölge hayvancılığı bilimsel ölçülere getirilerek servete, kalkınmaya dönüşebilir. Erzincan'a yılda şeker pancarı üretiminden 4 trilyon lira para girer. Eğer Et Kombinası, tam kapasite ile çalışabilecek sayıda hayvan bulabilse ve günde 200 hayvan kesebilecek duruma gelebilse Erzincan'a 30 trilyon lira para girer. Bu para 300 bin kişilik Erzincan nüfusunun şeker pancarından kazandığı paranın 8 mislidir. Fakat hayvan nerede? Hayvanı kim yetiştirecek, kim hangi bilgiyle, beceriyle büyütecek, besleyecek ve Kombina'ya getirip, satacak? Bu insan yapısıyla getiremez. Çünkü çiftçi, açık ahırcılığı bilmiyor. Hayvanı kapalı ahırlarda oksijensizlikten öldürüyor. Dünyanın oksijeni en bol topraklarında hayvan oksijensizlikten öldürülüyor. Hayvanlar ahırlarda feryat ediyor; "Ey akılsız sahiplerim baltaları, kazmaları alın, şu kapıları kırın da biraz nefes alayım" diye... Fakat buranın köylüsü bu sesi duyamıyor. Besiciliği de bilmiyor. Nasıl şehirliler cola budalası olmuş, bunlar da hayvanı saman budalası yapıyor. Fig, korunga, mısır üretip bunu slaj yaparak yedirse et verimini yüzde 500 artıracak. Bunu da bilmiyor. Fakat en önemlisi bilmediğini de bilmiyor. Dünyanın en zengin doğal gübresi hayvan dışkısını alıyor, ahırın dışına döküp kurutuyor. Onun içindeki bütün besleyici maddeleri, bilgisizliğinden havaya uçuruyor. Sonra bu gübreyi götürüp tarlaya yine öbek öbek atıyor, biraz daha besleyici değerini öldürüyor, sıfırın altına indiriyor. Şaşkın, kendini tarlasını gübrelemiş zannediyor. O kadar çalışma boşa... İkramiyesi de gübrenin dışarda tutulmasından doğan pis koku ve sinek... Dünyanın en güzel doğası burada pislik ve sinek..."

***

Tahkimci dinciler ile...

Tahkimci Kemalistler.

Ve bir de dönek solcular.

Ve de düzenin bekçi yazarları.

Erzincan köylüsünü anlamak yerine "yabancı sermaye gelecek, Türkiye global zengini olacak" diye ham hayal pompalıyorlar.

Tahkimci kafası:

Evinde yangın var.

Yıldızları fethe gidiyor.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır