Entrika dönemi

Takas gerçekleşti.. Artık gündem, Hoca'nın tekrar meclise sokulmasına yönelik katakullilere odaklanacak..

Fazilet'in uluslararası tahkimle ilgili desteğine karşılık iktidar grupları da yasaklı Erbakan ve arkadaşlarının önündeki engeli kaldırdı.

Şimdi Fazilet'liler, Erbakan'ı yeniden meclise sokmak amacıyla ellerinden gelen özveriyi göstermeye hazırlanacak.

Boşalan üyelik olursa milletvekili ara seçim 2001 yılı sonbaharında yapılacak.

Ama Erbakan'ın o kadar sabrı yok.

Başı mahkemelerle dertte olduğu için dokunulmazlık zıhrını da hemen giymesi lâzım.

O zaman, tek çare kalıyor:

28 milletvekilini istifa ettirip 3 ayda ara seçimi zorunlu hale getirmek..

Tabii bu yolda da engeller var.

Fazilet 28 fedai bulabilir ama istifaların yürürlüğe girmesi meclisin "kabul"üne bağlı.

Meclis çoğunluğu, "Bu Anayasa'ya karşı hiledir, alet olmuyorum" diyerek istifaları kabul etmeyebilir. O zaman ne olacak?.

Fedailer "istifa olmadı, intihar edelim" demeyeceğine göre siyaset, Erbakan'ın pek sevdiği entrika dönemine tekrar dönecektir.

Hoca'nın teknik direktörlüğünde Fazilet pusuya yatıp bekleyecektir:

Uluslararası tahkimde olduğu gibi iktidar Fazilet'in desteğine bir gün nasıl olsa muhtaç duruma düşecektir!

Solda sıfır..
Ecevit, uluslarası tahkimi uğruna Erbakan'ı kurtardı ama..

Üçüncü dünyacıların Türkiye'yi sarmak istediği paslı zincirleri de bu sayede kırdı.

Batı medyasında iktidara övgüler artlıyor.

Saygın Financial Times dün Türkiye'nin "başarı öyküsü" olmaya aday, iş yapan bir hükümete nihayet kavuştuğunu yazdı.

Dünyanın yedinci büyük gelişmekte olan ekonomisi olmasına rağmen Türkiye yılda yalnızca 600 milyon dolar yabancı yatırım çekebiliyor. Gazete, reformcu hükümetin bu haksız durumu düzelteceğini söylüyor.

Düşünce değişir, huy değişmez.

Nitekim solcu Ecevit değişti. Solculuğu ideoloji değil de huy olarak sahiplenenler ise ona şimdi "dönek" diyor. Desinler..

Solun evrimini Türkiye'ye taşımak büyük bir kazanım, zaman tünelinden gelen küfürler ise solda sıfırdır..

Halkın ve tarihin takdirinde de!

Ahlâk sorunu
İsmet Sezgin'in Başbakan Yardımcısı olduğu günlerde Özel Kalem Müdürü Zeynep Atalay'la çekilmiş bir fotoğrafı dün gazetelerde yer aldı.

Müteahhit İbrahim Atalay'ın, boşanma davası açtığı eşi hakkındaki zina iddialarının kanıtı olarak..

Çünkü Sezgin kadının elini tutuyordu!

Bu ahlâksızlık (!) teşhir edilmeliydi..

Ama Zeynep Atalay, Sezgin'in eski arkadaşı AP senatörü Cenap Aksu'nun kızıymış, Zeynep 71 yaşındaki bu politikacıya "baba" dermiş, bu evliliği kurtarmak için Sezgin'ler ailece aylardır çaba harcarlarmış, o fotoğraf çekilirken Sezgin'in kendi kızı da yanındaymış..

Bu kolay ulaşılabilir bilgilere itibar edilmedi.

Evet, ortada bir ahlâk sorunu var.

Ama öncelikle basın ahlâkı sorunu!