kapat

13.08.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Güç, para ve silah sahibinde
İlk topluluklarda geçerli olan kaba kuvvetin tahtına, günümüzde para ve silahın gücü oturmuş bulunuyor. Para ve silah kimdeyse, varlığı oranında o kişi güç sahibi. Peki toplum para ve iktidarı sorgusuzca kime bahşediyor?

Leyla Navaro kitabında, kaba kuvvetin ve gücün çağdaş simgelerine de değiniyor. Gücün ilkel toplumlarda karşılığının kaba kuvvet olduğunu belirten Navaro, zamanla tahta silahın oturduğunu anlatıyor.

"Hiçbir çaba sarfetmeden, parayı basarak ele geçirilen ve kaba güçten daha da etkili, daha da güçlüydü silah. Hiç değilse, kaba güce sahip olabilmek, onu kullanabilmek için çaba göstermek, kendini geliştirmek, yetiştirmek gerekiyordu. Hiç değilse, kaba güç karşılaşmalarında galip gelen, bileğinin ve çabasının hakkıyla galip geliyordu.

Oysa silah kolay ve ucuz bir galibiyet aracı. Fazla bilgi, gelişim, çaba sarfetmeden sahiplenilen bir güç aracı. Üstelik bu silahı, bu gücü elde edebilmenin birincil aracı çaba, hak etme gibi değerler değil, sadece varlık ve para."

Para ve varlık gücü
Günümüzde varlık, para, silah kimdeyse, bulunduğu toplulukta güç sahibi de o. Tabii en çok para ve güce sahip olan birinci durumda. Artık erkeğin mutlaka kaba güce sahip olması şart değildir. Güçlü olması için, varlık ve iktidar sahibi olması yetiyor. Kaldı ki istenirse kaba güç de para karşılığı kolayca satın alınabiliyor.

Bu durumun birçok erkeği ikilemde bıraktığının altını çiziyor Leyla Navaro. "Eskiden hiç değilse, çalışarak geliştirilebilen bir kaba güç sayesinde erkekliğini ispat edebiliyordu. Para ve silah gücü, her erkeğin elde edebileceği veya elde etmek isteyeceği araçlar değil. O halde erkek gücünü neyle ispatlayacak?"

Öğrenilmiş çaresizlik
Gelelim kadınların durumuna... Simgeler değişirken, gücün sahibinde bir değişiklik yaşanmıyor. Tüm güç içeren durumlarda olduğu gibi, toplum, yeni güç simgeleri olan varlık, para ve iktidarı da sorgusuzca erkeğe bahşediyor. Kadının parası ister kişisel varlığı, ister çalışarak kazandığı para olsun, varlık ve para erkeğin denetiminde bulunuyor. Çünkü toplum, sorgusuzca kadınların bu tür bir güce ihtiyacı olmadığını, bunun nasılsa bir erkek tarafından sağlanacağını varsayıyor.

Bu durumda kadınlara da, kendilerini erkeklere ve "öğrenilmiş çaresizliklere" teslim etmek düşüyor. Kadınlar da bunu yapıyor zaten. Leyla Navaro, "öğrenilmiş çaresizlik"i şöyle dile getiriyor: "Yaşamakta oldukları ortamın maddi karşılığının, ev bütçesinin, eve giren paranın, harcanan paranın, ailenin mal varlığının ne olduğu konusunda bilgi sahibi olmadıkları gibi, bu konuda bilgi sahibi olmaları gerektiğini bile düşünmezler.

Çoğunlukla bu alandaki yönetim ve karar gücünü tamamen erkeğe teslim ederler. Toplumca zaten bu tür bir paylaşım desteklenmektedir. Ev bütçesine giren para ve varlığın miktarı çoğunlukla sadece erkek tarafından bilinir.

Kadınlar içinde yaşadıkları hayatın maddi boyutlarını ve ailenin varlık gücünü pek öğrenmezler. Evinin dışında da çalışıp para kazanan kadınların çoğu, kazandıkları parayı ve yönetimi doğrudan ve sorgusuzca erkeğe teslim ederler."

Kadının seçimi
Bu durumun kadınların aleyhine işlediğini ise söylemeye gerek yok sanırız. Boşanma veya terk edilme durumlarında ne yapılabileceğini belirten herhangi bir toplumsal bilinçlenme veya eğitim söz konusu olmadığı için, yaşam boyu birlikte kotarılmış mal varlığının, boşanma veya terk edilme durumlarında erkeğin denetiminde olması, pek çok kadını mağdur durumda bırakıyor.

Kadınların öğrenilmiş çaresizlikleri, eğitim seviyesi yükseldikçe, ekonomik güce sahip oldukça da sürüyor. Leyla Navaro, ekonomik güce sahip veya evinin dışında çalışıp ailesine maddi katkılarda bulunan nice eğitimli kadının, tüm bilgi ve deneyimine rağmen, aile bütçesinin denetimi konusunda, edilgen, bilgisiz ve ilgisiz davranışlar gösterdiğini, göstermeyi seçtiğini söylüyor.

Örneğin, aile bütçesinin nasıl kotarıldığını, paranın nerede ve ne şekilde harcandığını, ailenin alım/satım işlerini karar ve bilgisinin dışında tutuyor. Bu bilgi ve kararları erkeğe bırakıyor. Yani kadınlar gerçek bir "öğrenilmiş çaresizlik" yaşamayı tercih ediyor.

Devam edecek...


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır