Yılmaz, ekonomik sorunların enaz PKK kadar Türkiye'nin önünde engel olduğunu söyledi ve yeni tedbirler istedi

"OHAL artık savunulamaz"
ANAP lideri, bu arada terörle mücadelede büyük başarılar kazanıldığını, Cevat Soysal'ın yakalanmasıyla bu mücadelede bir eşiğin daha aşıldığını ve başarılara yeni bir halka eklendiğini belirtirken, bölücü örgütün de dağılma aşamasına geldiğini söyledi. Yılmaz, askeri alanda sağlanan üstünlüğün sorunun çözümü için tarihi bir fırsat yarattığı belirterek, Güneydoğu'ya ekonomik ve sosyal alanda yeni atılımlar yapılmasını önerdi. Yılmaz, OHAL'in 20 yıldır sürdüğünü hatırlattı ve şöyle dedi:

"Buna artık olağanüstü denmez artık olağan hale gelmiş demektir. Bu tedbirler artık savunulamaz hale gelmiştir. Terörle mücadelenin gereklerini gözden kaçırmadan, olağanüstü hal uygulanan bölgelerde yönetimin ve hayatın normalleştirilmesi, sosyal ve ekonomik tedbirlerin alınması zamanı gelmiştir. Eğer, ayrılıkçı terörü Türkiye'nin ufkundan silmek istiyorsak.."

Yılmaz, AB'nin bölücübaşı Öcalan hakkındaki yargı kararının uygulanmaması yönünde aldığı kararı "çarpık" ve "sakat" olarak değerlendirirken, hiçbir ülkenin Türkiye'ye dayatma yapamayacağını söyledi.

Konuşmasında, adalet sistemi ve cezaevlerindeki yönetim zaafını da eleştiren Yılmaz, "Adalet sistemi tıkanma noktasına gelmiştir. Cezaevlerinde hukuka dayalı devlet hakimiyeti yoktur. Suç örgütlerinin hizmetiçi eğitimlerine hizmet etmektedir. Adeta, devletin hükümranlığı geçerli değildir, örgütlerin kampı haline gelmiştir" diye konuştu.

"Cumhuriyet var cumhur yok"
Yılmaz, devlet-birey ilişkilerinin de yeni anlayışla dizayn edilmesini isterken, "Çağdaş dönemde, devletin güvenliği bireyin güvenliğinin sağlanmasından geçmektedir. Eğer güçlü bireyler olmazsa devlet ayakta kalmaz. Cumhuriyet'in gerçek niteliklerine uygun yapılanma şarttır. Maalesef 75 yıldır Cumhuriyet vardır ama cumhur (halk) kağıt üzerinde kalmıştır. Cumhuriyet vardır, cumhur yoktur." diye konuştu.

İran'dan alınacak ders
Yılmaz, İran krizine de değindi ve şunları söyledi: "İran olaylarından çıkarılması gereken tarihi gerçek var, insanların hak ve hürriyetlerini uzun süre bastırmanız mümkün değildir. Çıkaracağımız ders, demokrasiye daha çok sarılmamız, özgürlükleri daha geniş anlamda tesis etmemizdir."