kapat

24.07.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
YILMAZ KARAKOYUNLU(yilmazk@sabah.com.tr )


Bugün basın bayramı...

1908 İkinci Meşrutiyetin ilanıyla Türk basınında sansür kaldırıldı ve 24 Temmuz günü "Basın Bayramı" ilan edildi. Bugün, sansürün kaldırılışının ve basın bayramının 91. yıldönümü.

İnsan zihnini şaşırtan ilginç gelişmelerden birisi sansürün geçirdiği maceradır. Bazen gerçek bir trajedinin ağdalı örnekleriyle hüzünlenir, bazen bir komedi şaşkınlığıyla kahkahayı basarız.

* * *

Özgürlüğün felsefesini doruklaştıran Sokrat, devletin sansür hakkı olduğunu savunuyordu. Eflatun, "Politika" kitabında devletin temel hakları arasında geniş kapsamlı sansüre yer vermişti.

Konfüçyüs, yurttaşı devletin otoritesine baş eğdirmek için sansür uygulanmasını öneriyordu.

Hıristiyan dünyası, nelerin okunacağını listelemiş, bunun dışındakileri yasaklaşmıştı. Katolik sansürü kadar kanlı uygulama dünyada görülmedi.

Eski İsrail'de yaşamın temel düzenleyicisi devletin sansürüydü. İbadetin ögesi haline getirilmişti.

* * *

Osmanlı'da sansür fetvalarla başladı. İlk Osmanlı matbaasının kurulmasıyla birlikte yasak yayınlar gündeme geldi. Nelerin okunabileceği şeyhülislam fetvasıyla belirleniyordu. Sansür, Abdülhamit döneminde doruklaştı.

Abdülhamit ağabeyi Murat'ı tahttan indirtip yerine geçmişti. Geçince de Murat adının kullanılmasını yasakladı. Gazeteler, (m) harfini kullanırken bile salavat getirirdi.

Bursa'da "Muradiye Türbesi" onarılmış ve açılışı için tören düzenlenmişti. Açılış haberinin gazetelerde yazılması sorun oldu. Murat sözcüğünün kullanılması Abdülhamit'i çileden çıkaracak ve gazeteler kapatılabilecekti. Bir aklı evvel çözüm buldu. Muradiye Türbesi demek yerine "Fatih Sultan Mehmet'in cennet mekan pederlerinin Bursa'daki türbesinin yeniden ziyarete açılış merasimi" denilerek vaziyet idare edildi.

Birkaç kişiyi öldüren Hamit isimli bir katilin haberini veren gazeteci tutuklanmış; Sultana "katil" diyor gerekçesiyle Fizan'a sürülmüştü.

Namık Kemal'in Rodos Mutasarrıfı iken yazdığı Osmanlı tarihindeki "hürriyet" kelimesi Abdülhamit'in hoşuna gitmediği için kitap yasaklanmış; müsveddeleri zorla alınmış ve kendisi Sakız Adası'na gönderilmişti.

Ahmet Rasim, Saadet Gazetesi'nde, İsmail Safa'nın Bahar gelemeyecek mi?" şiirini yayınladığı için kelepçeli olarak Yıldız Sarayına götürülmüş ve Abdülhamit'in başyaveri tarafından "kafası havanda ezilecek adam" diye hırpalanmıştı.

* * *

İkinci Meşrutiyet sansürü yasal olarak kaldırdı ama basını kontrol alışkanlığından kendini kurtaramadı. Enver Paşa, Talat Paşa basının gözünü İttihat Terakki'nin tetikçisi Yakup Cemil ile korkuturlardı. Yol ortasında vurulmuş gazeteciler, basın tarihimizin hazin sayfalarıdır.

Cumhuriyeti kurarken üzerinde en çok durduğumuz konuların başında basın özgürlüğü geliyordu. Sonunda Cumruhiyet Abdülhamit'i aratan hırsla basının üzerine yürüdü. Almanya'nın Fransa'yı işgal ettiği günlerde, Vatan Gazetesi "faşizm, demokrasiyi yok ediyor" başmakalesini yazdığı için, Basın Yayın Genel Müdürü Selim Sarper'in isteği üzerine 6 ay kapatıldı. Cumhuriyet yönetimi Alman faşizminin eleştirilmesine tahammül edememişti. Kararın temyizi için Danıştay'a bile gidilemiyordu.

İkinci Dünya Savaşı yıllarında İstanbul basını Abdülhamit sansürünü andıran koşullarda çalışıyordu.

* * *

Demokrat Parti'nin muhalefet yıllarında ısrarla savunduğu konu, basın özgürlüğü idi. İktidarının son yıllarında kurduğu Tahkikat Komisyonları ile gazetelere ve gazetecilere kan kusturdu. Tahkikat Komisyonu gazeteleri kapatacak, gazetecileri tutuklayacak kadar ileri gitmişti. Sultan Hamit sansürünü aratan günler yaşanıyordu. O günlerin acılı hatıralarını hâlâ ruhlarında hisseden usta yazarlarımız bugün hayattalar...

* * *

Türk basını bugün imrenilecek ölçüde özgürdür. Bu özgürlük öylesine geniş kapsamlıdır ki, kötüye kullanımı endişe konusu olmuştur. Bunu önlemek için bir zamanlar "basın ahlak yasası" bile söz konusu edilmişti.

Bugün sansür yok; Sansürcü Hıfzı Efendi, Sansürcü Kemal Efendi, Sansürcü Selim Bey de yok; ama temel ahlak ilkesinin sınırladığı meslek disiplininin denetimi var mı?

Türk basınının bayramını kutluyorum.

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır