kapat

24.07.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
CAN ATAKLI(ataklic@sabah.com.tr )


Nasrettin Hoca fıkrasındaki gibi

Hükümet önceki gün yeni "ekonomik paketi" açıkladı. İlk izlenimler bu kararların "olumlu" olduğu yolunda.

Nitekim dünkü gazetelerin pek çoğunda "alınan kararların ekonomiye doping etkisi yaratacağı" doğrultusunda görüşler vardı.

İşin tekniğine girince ekonominin herşeyinden anlamam mümkün değil. Bu nedenle yeni kararlar açıklandıktan sonra hep "işin uzmanlarını" dinlemeye çalıştım. Israrla "ne olacağını" sordum.

Çok güvendiğim isimlerden aldığım cevap aşağı yukarı hep aynı. Diyorlar ki; "Aslında yeni kararlarla eskiye dönmüş olduk."

Yanisi şu: "Bu hükümetin DSP ve ANAP kanadı, daha önce bir dizi ekonomik karar almıştı. Şimdi iki parti MHP desteği ile yine hükümetteler ve daha önce alınan kararların pekçoğunu ortadan kaldırdılar, bir yıl önceki duruma döndük." Bu durumda, aslında ekonomide çok çok önemli bir gelişme olmadı. Bir yıl kadar önce şikayet ettiğimiz duruma döndük.

Ama arada öyle yanlış işler yapıldı ki, eskiye dönmek herkesi ferahlattı.

Hani çok bilinen bir Nasrettin Hoca fıkrası vardır; adam Hoca'ya gelmiş "Benim ev çok küçük, sığamıyorum, ne yapayım?" demiş.

Hoca da "Tavukları eve al" cevabını vermiş. Adam bir süre sonra yine gelip "Hocam evin durumu daha da kötü" deyince Hoca bu kez "O zaman eşeği de içeri al" karşılığını vermiş.

Uzatmayayım, adam Hoca'ya "Daha da kötü oldu" dedikçe Hoca evin içinin doldurulmasını önermiş.

" Hepsini çıkar"
Bir gün artık adamın canına tak etmiş "Hoca mahvolmuş durumdayım, sen bana ne yaptın öyle?" diye sorunca, Hoca "Tamam, şimdi eve aldığın tüm hayvanları tekrar çıkart" talimatı vermiş.

Ertesi gün adam gelip Hoca'nın eline sarılıp öpmüş "Aman hocam, meğer benim ev ne kadar büyükmüş de haberim yokmuş, hay aklınla bin yaşa" demiş.

Anladığım kadarıyla bizimki de aynı hesap. Eskiye dönmenin mutluluğunu ve ferahlığını yaşıyoruz.

Tabii şunu da söylemeden edemeyeceğim; yanlışın neresinden dönülürse kârdır. Madem eskiye döndük, o halde, eskinin yanlışlarını ve eksiklerini yeniden ele almak ve o günden başlayarak hataları düzeltmek için adım atmak zorundayız.

Hükümetin kararlığı o zaman daha güven verici olacaktır.

30 milyar dolar
Devlet Bahçeli çok az konuşuyor. Aslında pek konuşmuyor, Bahçeli'nin ağzından ülke sorunlarıyla ilgili bir şey duymak mümkün değil. Ne bileyim belki de konuşma işini Mesut Yılmaz'a bırakmayı uygun görmüştür, çünkü Yılmaz herkesin toplamından fazla konuşmayı seviyor.

Bahçeli, konuşmadı konuşmadı, ama bir şey söyledi geçenlerde. Ekonomik önlemlerden önce "Yurtdışına 30 milyar gitti" dedi. Bu söz genellikle basında çok telaffuz ediliyordu ama resmi olarak söyleyen yoktu.

Hiç konuşmayan Bahçeli, herkesin bilip de konuşmadığı bir konuda konuşuverdi. Ardından da ekonomik önlemler açıklandı.

Şimdi merak ettiğim şu: "30 milyar geri dönecek mi?"

Soruyu bazı bankacılara, ekonomi uzmanlarına sordum. "Bir kısmı dönebilir" dediler. Ama eklemeden de edemediler: "Para güven ister. Bir insan niçin parasını bir başka ülkeye kaçırır kendi devletine güvenemediği için. Bu kadar yap boza çevrilen ekonomi kimseye güven vermez. Bu nedenle parasını götürenlerin büyük bölümü 'belli mi olur, yarın yine karar değişir' diyerek bir süre sessiz kalabilir."

İrade koyamamak
Güçlü hükümetler "karar verirken" zorlanmazlar. Kararlar zaman zaman en iyisi olmasa da, siyasi gücünü ortaya koyan iktidarlar yanlışın da üstesinden gelmeyi başarırlar.

Bugünkü hükümet bazı çevreler tarafından "başarılı" bulunmak isteniyor. Verilen desteklerin çoğu "moral" amaçlı. Bunun fazla bir zararı yok, yeter ki hükümet "Ben ne kadar da başarılıyım" havasına girmesin.

Bu hükümetle ilgili bir "irade" örneği vermek istiyorum. Şu anda pekçok önemli devlet kadrosu boş duruyor. Bu makamlar "vekaleten" yürütülüyor. Bir hükümetin göreve asaleten atayacağı adam bulamaması endişe verici.

Ayrıca bir de görevden alınanlar var, onların yerine de kimse konamıyor. Bu da garip. Bir adam görevinden alınıyorsa, yerine de birinin hazır olması gerek, çünkü aksi takdirde kurumlarda güven ve disiplini kurmak zorlaşır.

Örneğin Emlâkbank Genel Müdürü Erdin Arı görevden alındı, ama bankanın başı hâlâ boş. Böyle şey olur mu? Bunun yanısıra konuştuğum bankacılar Arı'nın görevden alınmasını da yadırgadıklarını söylüyorlar. Arı bankanın müteahhitlerle ilişkisini kesmeye çalışıyordu. Demek ki koalisyon ortakları arasındaki denge bunun böyle olmamasını gerektiriyormuş.

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır