Kurbağanın gözü
Olayı Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'den dinledik... Baba bir açılışa gitmiş... Yirmi milyon dolara malolan bir fabrikanın açılışına.
Tesisi çok beğenmiş.
Fabrika sahibini kutlamış.
Sanayici önce teşekkür etmiş.
Sonra da şöyle demiş:
- Bu tesisi yaptık ama... Ne diye yaptık?.. Aklımızdan acaba zorumuz mu vardı?
Baba, moralsiz sanayiciye moral vermiş:
- Hayır, aklınızdan zorunuz yok... Aklınız yerinde. Yaptığınız iş doğrudur... Yeni fabrikalar kurmaktan çekinmeyin.
***
Cumhurbaşkanı, hükümetten "kiminle" konuşsa, aynı sözleri tekrarlıyor:
- Ortalığa güven verin.
Baba'ya göre ana sorun "güven ortamının yaratılması."
Bu da "Maliye'nin... Hazine'nin... Bürokrasinin işi değil."
Baba:
- Bu iş, siyasetçinin işi... Gümbür gümbür mesaj vereceksin... İtimat telkin edeceksin.
***
Çankaya'ya köy muhtarı da geliyor, büyükşehir belediye başkanı da...
Küçük esnaf da geliyor, büyük sanayici de...
Baba'nın kabullerinden bir örnek sunalım.
Odaya giren "büyük bir tekstilci."
Baba diyor ki "Yatırım yapın... İşi büyütün."
Sanayici:
- Efendim yapamayız.
Baba:
- Yapın, yapın.
Sanayici:
- Efendim, Batı ile rekabet edemeyiz. Fransa, sanayicisine 4 Cent'ten elektrik veriyor... İsveç 2 Cent'ten... 6 Cent'in üzerine çıkan ülke yok... Biz ise 17 Cent'ten elektrik alıyoruz... Rekabet edemeyiz.
***
Çankaya'yı dün öğle saatlerinde ziyaret ettik.
Baba "Haziran sonu tablolarıyla" meşguldü.
İhracat... Düşük.
Kalkınma hızı... Düşük.
Kapasite kullanımı... Düşük.
Vergi geliri... Düşük.
Turizm... Düşük.
Baba:
- On ikinci ayın sonunda yine böyle bir tablo çıkmamalı... Önlemler, sonuç vermeli.
***
Baba, bir sanayici ile konuşuyor:
- Fabrikan var mı?
- Var efendim.
- Üretim yapacak adamın var mı?
- Var efendim.
- Öyleyse ne güne duruyorsun?.. Fabrikayı işlet... Üretim yap.
- İşte onu yapamam efendim.
- Niçin?
- Dövize elim gitmiyor efendim. Batı'da dolar faizi yüzde beş... Bizde ise yüzde 25... Bu faizle üretim yaparsam... Batarım.
***
Demirel "ilk yüz güne" çok önem veriyor.
Ve 1979 sonundaki "gelişini" hatırlatıyor.
Yağ yoktu, döviz yoktu, ampul yoktu.
Kömür yoktu.
Akaryakıt yoktu.
Baba:
- Halka güven vereceksin... Şu ay şunu... Bu ay bunu yapacağım diyeceksin... Ve dediğin tarihte yapacaksın... Yüz günde belli bir rahatlık getireceksin... Tabii, her gün değişen kararlar almayacaksın... Ve bir de... Bu çağda... Artık devleti sanayiden, para işinden çıkaracaksın.
Demirel'in sözleri, yönetimdekilere "Çankaya tavsiyeleri" gibi...
***
Hükümet "ekonomik önlemlere" son şeklini veriyor.
Allah vere de "idareye su gelene kadar, kurbağanın gözü patlamasa."