Ama dünkü maçta keyifli anlar azdı, atmosfer cansızdı. Özellikle Beşiktaş tribünleri şaşırtıcı biçimde sessiz kaldı. İlk yarıda rakibe yapılan müdahaleler, topa yapılanlardan fazla olunca, seyirciler sahayı bırakıp birbirleriyle tartışmayı seçtiler.
Açıkçası dün geceki maçı içi rahat biçimde ve müthiş bir zevkle izleyen bir adam varsa, o da herhalde Fatih Terim'dir...
İşin özü şu ki, Beşiktaş da, F.Bahçe de dün modern futbolun "Kapsama alanı" dışında kaldı. İyi düşünülmüş, örgütlenmiş, çalışılmış bir pozisyon arayanlar, maç boyunca aradıklarını bulamadılar. Üstelik Beşiktaş Mehmet'i, hatta Del Solar'ı, F.Bahçe ise Baliç'i çok aradı... Şimdi biraz daha yakından bakalım:
Beşiktaş asıl transferini alt yapıdan yapmış. Adı İlhan Şahin... Bu genç oyuncu F.Bahçe karşısında mükemmel oynadı.
Ertuğrul golcü kimliğine kavuşmak için çaba gösteriyor ama bunu nedense rakipleriyle dövüşerek yapıyor. Bütün yük Nihat'ın sırtında kalıyor. Nihat çok çalışıyor, koşuyor, gol pası veriyor, gol vuruşu yapıyor ama kimse yardımına gelmiyor. Beşiktaş'ta hücum şansa bırakılmış gibi.
Kaleci Shorunmu hem önündeki defans oyuncularına hem de Beşiktaş taraftarlarına güven veren bir kaleci. Yan toplarda başarılı, karşıdan gelen ataklarda refleksleri mükemmel.
Borussia Dortmund'da yerinin üçüncü adamı olan Hengen, belli ki yeni takımı Beşiktaş'ta formayı kimseye kaptırmayacak.
Beşiktaşlılar bile aslında genç siyah-beyazlılar karşısında F.Bahçe'nin yıldızlarının ne yapacağını merak ediyorlardı. Skorun önemi yok, ama gerçek şu ki, kuyruklu yıldızlarla kuyruklu yalanlar arasında çok ince bir çizgi var...
Uzun sözün kısası her iki takım da daha yolun çok başında... Daha çok çalışılacak, çok düşünülecek ve belki de daha çok transfer yapılacak...