Ama Repesa'nın geçen seneki inişli-çıkışlı performanstan yeteri kadar ders almış olması ve şampiyonluğun getireceği doygunluğun dezavantajını ortadan kaldırması şartıyla...
Efes değişim geçiriyor. "Naumoski bizi bırakmazsa biz onu bırakmayız" felsefesinden uzaklaştılar. Efes yönetimi bir önceki sene yapamadığını yaptı; biraz da genel sistemine ters düşen, hızlı oyun ve bol hücum teşebbüsünü seven bir guard Mulaömeroviç'i aldı. Bu transfer Efes'in sıkıldığımız oyun düzenini değiştirecek nitelikte. Yeter ki takım için uyum sağlansın; alınacak 3 numaralı pozisyondaki yabancı düşlenen skorerlikte olsun; bir de Mark Jackson'ın Tofaş'tan hatırladığımız kavgacı yapısı takımı bozmasın.
Üç Büyükler bütçe ve hedef küçülttü. F.Bahçe'nin ikinci sınıf oyunculara yatırımla başarıya ulaşması zor. Ama Halil Üner ve Cihansever Yeşildağ'ın antrenör kişilikleri bu tip oyunculardan maksimum faydayı alabilecek güçte. G.Saray'ın fırtınalar kopartan basketbol bütçesi ağırlıklı olarak kız takımını vurmuş olmasına rağmen, Birinci Lig'de büyük hedeflere oynayacak bir erkek takımı oluşturacak boyutta değil. Tek önemli avantaj Kerem'in kazandığı deneyimle beraber Orhun'un liderliği... Beşiktaş'ta ise geçen sene dar bütçeyle yakalanan çizginin benzerini izlemek mümkün, ama daha iyisi olmaz.
Ve sezonun flaşı... Yılın transfer bombalarını patlatan Ülker, Harun-Levent-Ufuk üçlüsünün yanına koyabileceği kaliteli bir point guard ile basketbola büyük renk katar. Uzunların yakalayacağı istikrar Ülker'in içeride ve dışarıda geleceği noktayı belirleyecek. Tofaş'ın Tofaş olmasına yardım eden Levent Topsakal, Ülker'de de eksik olan takım ruhuna katkı yapacaktır.