True at First Light-Gün Ağartısında Gerçek' babanızın yaşarken basımını uygun görmediği, anca o öldükten sonra yayımlanan beşinci romanı. Sizce babanız böyle olsun ister miydi?
-Bu spekülasyona açık bir konu. Sonuç olarak babam bu metinleri çöpe atmadı, yok etmedi; bir köşeye kaldırdı. Büyük bir ihtimalle, ilgisini geçici olarak yitirmişti daha sonra üzerlerinde çalışmaya devam edecekti... Bu kitabın yayınlanmasının da 100'üncü yıldönümüyle dolaysız bir ilgisi yok. Kitap babamın Afrika'da yaptığı son Safari'yi anlatıyor. Kitabı ben yayınlamasaydım babamı ve Afrika'yı tanımayan biri yapacaktı. Şimdi kesinlikle Hemingway'in. Tek bir sözcük bile değiştirmedim, sadece kısalttım.
-Yayıncınız bundan sonra bir Hemingway kitabı daha çıkmayacağını ifade etti. Gerçekten öyle mi?
-Tamamen. En azından Hemingway'in oğulları yaşarken artık başka bir şey yayımlanmayacak. Zaten yayımlanacak pek önemli bir şey de kalmadı.
-Babanızın intihar etmesinde yazarlık yeteneklerini kaybettiğini düşünmesinin payı olduğu söylenir. Bu gerçek mi?
-Ölmeden önceki sene, derin depresyon uçurumlarında yuvarlanır ve paranoyak hezeyanlar geçirirken, psikozundan ötürü kendisine elektro şok uyguladıkları bütün o dönemde pek bir şey yazdığı söylenemez. Ama yine de 'Paris-yaşam Boyu Bayram' kitabını yazabilmiştir. Bu da onun son demlerine kadar, yüksek nitelikli edebi metinler kaleme alabildiğini gösterir.
-Babanızın intiharı sizi şaşırtmış mıydı?
-Ömrünün son 7 yılında onu görmemiştim, telefonla görüştüğümüz ve yazıştığımız halde geçirdiği ruhsal çöküntüyü çok geç farkettim. İntihar onun hep ilgisini çekmişti. 'Çanlar Kimin İçin Çalıyor'da konuyu işlemiştir. İntiharından üvey annem Mary sorumludur. Babam hastaneden yeni çıkmıştı ve elinin altında, ulaşılabileceği yerlerde dolu silah bulundurmamak gerekirdi.
-Babanız gerçekten de kendini tanıtmak istediği gibi maço bir erkek miydi?
-O kendini öyle tanıtmak istemedi, öyle anlaşıldı. Gazeteciler kendisine bir şeyler sorduğunda onlara hafif abartılı güzel hikayeler anlatıyordu ki, yazacakları bir şey olsun. İşte bu hikayelerden cool, maço, çapkın, avcı Ernest Hemingway imajı türedi.
Hemingwayler ölmez
21.07.1899: Ernest Hemingway, bir doktorun oğlu olarak Amerika'nın Illionis eyaletindeki Oak Park kasabasında doğuyor.
1918: İkinci Dünya Savaşı'nda sıhhiye eri olarak İtalya'da görev yaptı. Ağır yaralandı.
1920: Toronto ve Chicago'da gazetecilik. İlk, başarısız kısa hikaye denemeleri.
1921: Hadley Richardson ile evlilik. Paris'e taşınma. Gertrude Stein çevresindeki ilerici edebiyat çevreleri ile tanışma. İspanya ve boğa dövüşüne ilgi.
1926: İspanya üzerine yazdığı "Fiesta" romanı ile dünya çapında başarıyı yakaladı.
1927: Hadley'dan boşanıp, Pauline Pfeiffer ile evlendi.
1928: Savaş romanı "Bir Başka Ülkede" en çok satanlar listesine girdi. Florida-Key West'e taşındı.
1933-34: İlk Afrika gezisi ve safari. "Afrika'nın Yeşil Tepeleri" isimli romanı 1935'te yayımlanıyor. Hemingway artık dünya çapında tanınmış bir yazar.
1937-38: İspanya iç savaşını izliyor. 1940'ta bu dönemi "Çanlar Kimin İçin Çalıyor"da romanlaştırıyor.
1940: İkinci eşinden boşanıp, gazeteci Martha Gellhorn ile evlilik
1942-44: Yatı "Pilar" ile Alman denizaltılarını avlıyor. Avrupa ve Pasifik'te savaş muhabirliği yapıyor.
1946: yine boşanıyor, gazeteci Mary
Welsh ile evleniyor.
1952: "İhtiyar Adam ve Deniz" romanıyla edebiyatın ölümsüzleri arasında bir yer ediniyor.
1953-54: İkinci Afrika gezisi (son romanı bunu anlatıyor). İki uçak kazası geçiriyor, ağır yaralanıyor. 1954'te Nobel Edebiyat Ödülü'nü alıyor.
1960-61: Ağır depresyonlar. 2 Temmuz 1961 tarihinde av tüfeğiyle kendini vuruyor.
1964: "Paris-Hayat boyu Bayram" isimli romanı Hemingway öldükten sonra yayımlıyor.
1970: "Akıntıdaki Ada" romanı yayımlanıyor.
1985: "Tehlikeli Yaz" isimli romanı yayımlanıyor.
1986: "Eden Bahçeleri" isimli romanı yayımlanıyor.