kapat

21.06.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
micro
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
AHMET VARDAR(avardar@sabah.com.tr )


Allah'ın belası hırsızlar, bari oralara gitmeyin...

Yani oralara gitmeyin dediysek, yanlış anlaşılmasın. Hiçbir tarafta hırsızlık olmasını istemiyoruz ama şu Cerrahpaşa Hastanesi'nin park yerindeki arabaları soyanlar dilerim cehennemde iki sefer yanarlar.

Bre rezil herifler, bu hastanedeki park yerinde bulunan otomobilleri soyan şerefsizler!... Diyeceksiniz ki, hırsızın şereflisi olur mu... Olmaz ama bunlar şerefsizoğlu şerefsizler. Niçin bu kadar kızdığımı da soracak olursanız, izah edeyim;

Bu park yerine gelen vatandaşlar, ya hasta ziyareti yapıyor, ya da ağır hastası olan yakınlarının yanında refakatçi olarak kalıyorlar. Anlayacağınız zaten bu insanlar yakınlarının hastalıkları yüzünden dertli, sıkıntılı, üzgün. Orada geçirdikleri saatler belki de ömürlerinden bir miktarını alıp götürüyor. Üstüne üstlük o sıkıntıları, azapları çektikleri yetmiyormuş gibi, ertesi gün park yerine geldiklerinde arabalarının soyulmuş olduğunu görünce ikinci bir vurgun yiyorlar. Neye uğradıklarını şaşırıyorlar.

Sen bütün gece ölümle pençeleşen veya ızdırap çeken hastanla uğraş, didin, ertesi gün sabahı da arabana gittiğinde camları kırılıp, soyulmuş olduğunu gör... Bundan büyük ızdırap mı olur?... Haydi bu sefer de karakolların kapısını aşındır. Hırsızı bulun diye polise yalvar. Çekilir dert mi bu ?...

Bu yüzden şu Cerrahpaşa, Çapa, Haseki ve Haydarpaşa Numune hastanesinin parkına dadanan hırsızlara seslenmek zorunda kaldım. Bana bakın, eğer aranızda okuma-yazma bilen var da, benim köşeyi okuyorsanız, hatırım için buralardan elinizi çekin. İnsanlara ikinci bir ızdırabı yaşatmayın. İçinizdeki kötülüğü belki silemiyorsunuz ama yakalanıncaya kadar elinizi vicdanınıza koyun ve biraz insaflı olun... Ne diyeyim, oto hırsızlarıyla da ancak böyle diyalog kurabiliyoruz.

112 ACİL, işini adam gibi yap...
Bizim insanlarımız bir tuhaftır. Hele hele bir devlet kapısına yamandı mı görmeyin keyfini... Kendini yukarılarda görmeye başlar, adeta otorite olur. İşte benim bahsedeceğim olay, şu 112 ACİL servisin görevlileri ile ilgili...

11 Nisan 1999 Pazar günü, saat 20.30 sıralarında Beykoz tarafından çağrıldınız. 14 yaşında bir erkek çocuğu motoksikletten düşüp, kaza yapmış, kafası yere vurmuş, bacağının da yan tarafı parçalanmıştı. Ailesi onu hemen özel bir hastaneye götürdü. Ve çekilen röntgende başında bir çatlak gözüktü. Doktorlar acil olarak tomografi yapılması için Haydarpaşa Numune Hastanesi'ne gidilmesi gerektiğini söylediler.

İşte aile bu tavsiyeye uyarak ve çocuğu sarsmadan götürebilmek için 112 ACİL AMBULANS'a telefon ettiler. 15-20 dakika sonra geldiğinizde, "İşin acil ve ciddi bir durumun da söz konusu olmadığını" söyleyerek, hastayı almadan döndünüz. Size, "Hiç olmazsa bir sedye verin" dediler. Ona da, "Yasak, olmaz" dediniz.

Acılı aile çocuklarını kendi imkanları ile hastaneye götürdüklerinde, tomografi sonucu acil bir beyin ameliyatı yapıldı ve kendilerine, "16 saattir bu çocuğu neden getirmediniz?..." denildi. İstanbul Sağlık Müdürü bunun hesabını sizden soracaktır. Bundan eminim...

KEMİK İLİĞİ BANKASI İÇİN 1 MİLYONUNUZU YATIRDINIZ MI?...

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır