kapat

21.06.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
micro
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
'Azınlık hakları tanınmadan asla'
Dünyanın en ünlü yatırımcısı George Soros Türkiye'ye yatırımcı olarak büyük ilgi duyduklarını belirterek daha çok yabancı sermaye için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı.

"Azınlık hisse sahiplerinin hakları verilmeli, piyasalar şeffaflaştırılmalı, Sermaye Piyasası Kurulu'nun (SPK) yetkileri artırılmalı ve Sermaye Piyasası Kanunu hükümet gündeminde ilk sıralara alınmalı."

4 Ekim'de öğretime başlayacak Sabancı Üniversitesi ile mütevelli heyeti başkanı olduğu merkezi Macaristan'da bulunan
Orta Avrupa Üniversitesi'nin yapacağı işbirliği çerçevesinde Türkiye'ye gelen Soros, Çırağan Sarayı'nda bir basın toplantısı düzenledi. "Türkiye'ye yatırım yapmaktaki amacımız kâr etmek" diyen uluslararası spekülatör George Soros Türkiye ile ilgili görüşlerini üç ana başlık etrafında topladı.

"Yabancı Sermaye'nin gelmesi için en öncelikli olarak halledilmesi gereken konu azınlık hissedarların haklarının korunması. Bir diğeri ise şeffaflık. Bu sorunların düzeltilebilmesi için Sermaye Piyasası Kurulu'nun yetkileri artırılmalı ve Sermaye Piyasası Kanunu hükümet gündeminde ilk sırada olmalı."

"Türkiye'ye uzun süreli bir ilgimiz var. Ülkeden olumlu sinyaller alıyoruz. Yeni hükümetin parlamentoda ağırlığının olması etkinliğini artırır. Bu da kanunların hızla çıkmasına olanak sağlayabilir. Türkiye'de çok iyi şeylerin olma şansı var. Ama bunların olup olmayacağı konusunda herhangi bir garanti yok."

"Türkiye'ye yatırım yapmaktaki amacım elbetteki kâr etmek. Buradaki yatırımlarımı sürdürmeyi de düşünüyorum. Kurucusu olduğum Açık Toplum vakıflarından birini Türkiye'de kurmak gibi bir amacım yok. Ama benim fikrimi sorarsanız Türkiye'nin böyle bir vakfa ihtiyacı var gibi görünüyor."

Soros'un Türkiye yatırımları
SOROS 1997 yılından bu yana Türkiye'de bulunuyor. İstanbul Borsası'nda ilk ilgilendiği şirketler Net Holding ve Net Turizm oldu. Soros'un Net Holding'deki payı bir ara yüzde 18'e Net Turizm'de ise yüzde 11'e kadar yükseldi. Daha sonra Tuborg hissesi almaya başlayan Soros, ardından da İhlas Finans ve Pınar Et'te hisse senedi almaya başladı. Tüm bu şirketlerde Soros'un payı yüzde 10'un üstüne çıktı. Soros geçen hafta da Tuborg'ta yaşanan sorunlarla ekonomi basının gündeminde ilk sıradaydı. George Soros dünya yatırımcılarının gündemine ilk kez 1992 yılında girdi. İngiltere Merkez Bankası'nın sterlin devalüasyonundan bir gün önce açığa yüklü miktarda sterlin satışı yaparak 1 milyar dolar kâr eden Soros, daha sonra 1997 yılında yeniden gündemde birinci sırayı aldı. Asya krizinin başladığı Malezya'da Devlet Başkanı Mahatir Muhammed Soros'u, "piyasaları manipüle etmekle" suçladı. Soros geçen yıl Ağustos ayında Financial Times gazetesine bir mektup yazarak Rusya'nın piyasalarını toparlaması için devalüasyon yapıp para kurulu sistemine geçmesini önerdi. Yeltsin bir açıklama yapıp "Devalüasyon olmayacak" dedi. Fakat iki gün geçtikten sonra ülke para birimi rubleyi devalüe etti.

Yatırımlardan pişman değilim
George Soros, Tuborg'ta yaşanan olağanüstü Genel Kurul ve mahkeme süreçlerine rağmen burada yatırım yaptığına pişman olmadığını belirtti.

Basın toplantısında önceden hazırlanmış bir konuşma yapmak yerine gazetecilerin sorularına yanıt vermeyi tercih eden Soros, Tuborg olayından sonra Türkiye'ye ve Tuborg'a yatırım yaptığı için pişman olup olmadığı yönüdeki bir soruyu şöyle yanıtladı:

"Hayır. Ne Tuborg'a ne de Türkiye'ye yatırım yaptığım için asla pişman değilim.
İlginçtir Tuborg yöneticileri yaptıkları açıklamalarda bizi kâr etmek için yatırım yapmakla suçladı. Elbette ki buraya kâr etmek için yatırım yaptık.

Ama Tuborg Yönetim Kurulu'nda değişiklikler var. Umuyorum bu yeni yönetimle birlikte daha önce yönetim anlayışı konusunda yapılan yanlışlıklar tekrarlanmayacak.

Bunun dışında yeni yatırımlar da yapıyoruz. Ülkede değişmesi gereken bir çok şey var.Yasal değişiklikler yapılmadan sermayemizin büyük bir kısmını burada riske atmayı da düşünmüyoruz."

Soros dedi ki:

Piyasalarda ben değil ismim dalgalanmalara neden oluyor.

Cebimde hiç dolar yok. Sadece çok az lira var.

Oxford'dan fahri doktora alırken ünvanımın "felsefi, hayırsever ve finansal spekülatör" olarak yazılmasını istedim. Kabul etmediler.

Yatırım, sonunda yanlış giden spekülasyondur. Eğer zamanında spekülasyondan çıkamazsanız mecburen yatırımcı olursunuz

Kriz resmi olarak bitti. Şimdi yeni krizlere açığız.

Benim mesajım şu: Hatalarınızın farkına varın.

IMF Anlaşması Türkiye için çok önemli
SOROS, IMF ve Dünya Bankası'na yönelik sert eleştirileri hatırlatılarak "Türkiye IMF anlaşmasına fazla mı önem veriyor" yönündeki bir soruyu ise şöyle yanıtladı:

"IMF ve Dünya Bankası küresel krizde çok fazla eleştirildi. Eleştirenlerden biri de bendim. Hatta yeni yapılanmaları için çözüm önerileri de sundum.

Ama IMF Türkiye için önemli. Çünkü ülkede reel faizler çok yüksek. Hükümet IMF ile bir anlaşma yaparsa bu kamu yönetimine bir disiplin getirecektir. Bunun yanısıra böyle bir anlaşma IMF'nin de hükümete olan güvenini ifade edecektir. Bu iki faktör de faizlerin aşağı inmesini sağlar. Türkiye potansiyelini iyi kullanamıyor. Böyle bir değişim gerçekleşir ve faizler de düşerse, bu durum potansiyeli harekete geçirir."

AB'nin Türkiye'ye karşı tavrı değişiyor
Ünlü spekülatör Soros, Türkiye ile AB arasındaki ilişkileri de değerlendirdi. "Bence Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliği uzun bir süreç. Bu Türkiye'nin hatası olduğu kadar Avrupa Birliği'nin de hatası" diyen Soros sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ben Türkiye'nin AB'ye çok daha yakın bir konuma geleceği konusunda çok umutluyum. Bunun nedeni de Balkanlar'daki gelişmeler. AB bölgenin kalkınması için uzun süreli bir çalışma başlattı. Üç adımdan oluşan bu planda önce Güneydoğu Avrupa denilen bu bölgedeki ülkeler arasındaki gümrük duvarları kaldırılacak. Bölge dışındaki gümrüklerin denetimini ise AB yapacak. İkinci adımda, AB ile bu bölge arasındaki gümrük duvarları da kaldırılacak. Son adımda da bütünleşme gelecek. Plan içinde Türkiye'nin yeri tam net değil. Türkiye'nin de yakında bu sürece dahil olacağını umuyorum. Bugüne dek Türkiye'nin AB'ye katılmasının önündeki en büyük engel Yunanistan'ın itirazlarıydı. Fakat görünen o ki bu ülke de Türkiye'ye karşı tavrını değiştiriyor. Türk tarafının da buna karşılık olumlu adımları var.

Deniz BAYRAMOĞLU


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır