kapat

21.06.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
micro
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Sevgi onun yaşam biçimi
Göründüğü gibi olan ve olduğu gibi görünen biri. Tartışılmaz oyunculuğu bir yana, hiç yitirmediği güler yüzü, sevecenliği, anaç tavırları ve yaydığı pozitif enerji, 7 yaşındaki çocuktan, 70 yaşındaki anneannelere kadar herkesin sevgisini kazanmasını sağlıyor. Perran Kutman'dan söz ediyoruz...

benim ve birçoklarının Perran Abla'sı. Sahnelerde, ekranda göründüğünden hiç farklı değildir. Geniş yüreğindeki sevgiyi, onun sıcaklığını hissedebilmeniz için, çok yakını olmanız gerekmez. Öyle geniş bir sevgi haznesine sahiptir ki, eşi benzeri az görülür türden... Kucaklar sizi, sımsıkı. Kalbinin ışıltısı gözlerine yansır her zaman. Onu uzaktan gördüğünüz anda bu ışıltıyı farkedersiniz. Sevgiyi, hoşgörüyü, paylaşmayı yaşam biçimi haline getirmiş, ender insanlardan biridir Perran Kutman...

Perran Kutman'ı sevmeyen, tanımayan var mı aramızda? Uzun zaman "Perihan Abla" olarak kaldı hayatımızda, sonrasında ise "Şehnaz". Oynarken rol yapmadı çoğu zaman, kendini oynadı. Sevgiyle yoğrulmuş kişiliğinden birer parça kattı her rolüne. Hayatını sevgiye, dostluğa, paylaşmaya adamış ve sanatında da başarının doruklarına tırmanmış bir insanı anlatmak, yakınları için de pek kolay değildi. Annesi, eşi ve tüm dostları, onun eşine az rastlanır bir insan olduğu fikrinde birleşiyordu. "O benim dünya eksenim" diyerek özetliyordu annesi Sabriye Hanım, kızına olan bağlılığını.

Sabriye Seçilmiş, "Sanatçı kişiliğinin önünde saygıyla eğilirim. O benim değil, halkın sanatçısı," dediği kızı Perran Kutman'la aralarında saygın ve güzel bir ilişki olduğunu söylüyor ve ekliyor: "Bazen arkadaş oluruz, bazen o benim annem olur."

"Her gün telefon eder"
Perran Kutman'ın çocukluğunu soruyorum Sabriye Hanım'a. Keyifle anlatıyor: "Çok güzel bir çocukluk geçirdi. Anne-baba ayrıydı ama dost kalmayı bildiğimiz için hiç bölünmeden çok güzel bir çocukluk yaşadı. Anne-baba arasında bölünmeden, senin çocuğun-benim çocuğum polemiği yaşamadan yetişti. Babası evlendi ve Perran'ın bir kızkardeşi oldu. O da benim kızım. Bana cici anne der ve beni çok sever. İkisinin de yaşamında önemli bir yerim olduğuna inanıyorum. Perran o kadar vefalı bir çocuktur ki 50 yaşına geldi, hâlâ 5 yaşında çocuk gibidir. Dünyanın neresine gitse, yine her gün telefonunu eder. Ben de kızım arayacak diye bir yerlere çıkmam."

Sabriye Hanım, her annenin yaptığı gibi, belki de biraz daha fazla "karıştığını" söylüyor kızına: "Hâlâ karışırım. Bazen 'sana çok karışıyorum değil mi?' diye sorarım. O da, 'karış, karış, asıl karışmazsan yadırgarım' der."

Aralarındaki arkadaşça ilişkinin çocukluğundan beri hiç bozulmadığını anlatan Sabriye Hanım, "annenin en iyi yol gösterici olduğu" fikrini kızına aşılamış. Perran Kutman da onun fikirlerine çok değer veren, her derdini annesiyle paylaşan bir evlat olmuş.

3 gün, 3 gecede doğmuş
İstenen bir çocuk olarak dünyaya gelen Perran Kutman, doğumu gerçekleşene kadar annesine zor anlar yaşatmış. O zamanki duygularını da şöyle anlatıyor Sabriye Hanım: "3 gün, 3 gecede zor dünyaya geldi. Biraz daha zaman geçse, o da ben de ölecektik artık. 'Bir doğsun, yüzüne tokat atıcam' dedim. Doğduğunda, tokat atmak ne demek, bütün ağrılar, sancılar gitti."

O kadar çok dostu var ki Perran Kutman'ın... Hangi birini arasak, hangi birine sorsak diye zorlanırken, Müjdat Gezen'in onun hayatında bambaşka bir yere sahip olduğunu bildiğimizden, ilk aradığımız isim o oldu. Perran Kutman'ın sahneye çıktığı ilk günden itibaren, "dostlar" hanesindeki yerini, hiç silinmemecesine alan Müjdat Gezen, hasta yatağında ilk sayıkladığı ismin bile "Perran" olduğunu söylüyor.

20 yıldır, tiyatro, sinema, televizyon, kabare, gazino ve fotoroman gibi, çalışılabilecek her alanda birçok ortak çalışmaya imza atmış Müjdat Gezen ve Perran Kutman.

Sadece iş arkadaşlığı değil!
Onunla çalışmanın çok keyifli olduğunu söyleyen Müjdat Gezen için, Perran Kutman, "iş arkadaşlığı"ndan çok öte anlamlar ifade ediyor.

Müjdat Gezen'in bekâr olduğu yıllarda, aynı sokakta otururlarken, kendisine adeta annelik yaptığını anlatıyor: "Başım ağrısa Perran gelirdi aklıma. Bir ara hem ses tellerimden, hem de debiasyon ameliyatı olmuştum. Narkozun etkisi geçip ayılırken, ilk sayıklamalar olur ya, ben de Perran'ın adını sayıklamışım. O da 'buradayım' diye elimi tutmuştu. Diyelim ki grip oldum. Kapı çalınır, Perran gelir; bir kase çorba, yanında limonu ile. Limon, sıkarken etrafa sıçramasın diye tüle sarılmış vaziyette olur. Yanında da tarçınlı muhallebi. Her ayrıntıyı hatırlar. Yani Türk halkı Perran'ın oyunculuğunu nasıl unutamayacaksa, ben de dostluğunu unutamam."

Müjdat Gezen, Perran Kutman'la dakikalarca süren telefon konuşmaları yaptıklarına da değinmeden geçemiyor: "Telefonda, dakikalarca karşılıklı güleriz. Yeni öğrendiğim bir fıkra ya da yeni bir anekdot varsa, ilk aradığım kişi Perran'dır. O da aynı şekilde beni arar ve uzun uzun güleriz."

Bu arada, Zeki Alasya, Perran Kutman ve Müjdat Gezen'in yeni bir televizyon projesi hazırlığında olduğunu öğreniyoruz.

Ve Müjdat Gezen'in Perran Kutman için söylediği son cümle: "Perran; sanatçı olarak da, insan olarak da, dost olarak da sevilmeye layık."

Koral Sarıtaş
Perran Kutman'ı "yakınlarının gözüyle tanımak" söz konusu olunca, eşi Koral Sarıtaş ile konuşmamak olmazdı. Eşi hakkında, dostlarının ve annesinin düşüncelerine katıldığını söyleyerek devam ediyor: "Perran'ın en önemli özellikleri; sevecenliği, insanlara yakın oluşu, yaşamayı sevişi, doğru ve insanca yaşama isteği. Kimse hakkında kötü düşünmemiştir Perran. Kendisi hakında kötü düşünenler için bile."

"Onunla birlikteyken hiç stres yaşamazsınız," diyen Koral Sarıtaş, Perran Kutman'ın yeni bir rol hazırlığındayken, provalardayken bile etrafına hiç zarar vermediğini, kimseye stres yaşatmadığını söylüyor.

Onun son derece komplekssiz bir yapıya sahip olduğunu da ekliyerek, kimsenin onun için "ukala, burnu büyük" diye düşünmediğini belirtiyor.

Peki, nasıl bir eştir Perran Kutman? Bu soruyu da şöyle yanıtlıyor Koral Bey: "Aile bağlarımız çok kuvvetlidir. Perran, gece kaçta yatarsa yatsın sabah erken kalkar, ayakkabılarımı boyar, giyimimi kontrol eder, gömleklerimi ütüler. Evin temizliğiyle ilgilenir, çok lezzetli yemek yapar. Evin her şeyiyle ilgilenmekten keyif alır. Tek şikayetim; spor yapmaz. Bense sabahları yürürüm. Seyahati çok sever. O açıdan çok uyumluyuz. Sık sık seyahat ederiz. Kazandığımız paranın büyük bölümü buna gider. Yeni şeyler görmek, düşünmek, için de seyahat etmek gerekiyor. İnsanların yapması gereken iyi ne varsa onları severiz. Davetlere, iş yemeklerine tek tek gitmeyiz, hep birlikte gideriz. Birbirimizi böylece desteklemiş oluruz. Evleneli 20 sene oldu. Allah'a şükür, inşaallah ölene kadar da böyle uyumlu devam eder."

Şehnaz'ın Tango'su...Erdal Özyağcılar da, Perran Kutman'ın son başarılı çalışması "Şehnaz Tango"da başrolü paylaştığı arkadaşı. Özyağcılar, Perran Kutman'ı öncelikle bir oyuncu olarak değerlendirmek gerektiğini söyleyerek şöyle devam ediyor: "Çok yaratıcı, çok verici, rahatlıkla karşısındaki oyuncunun ne yapması gerektiğini, kendisinin ne yapması gerektiğini çok iyi dengeleyen, bu şekilde sahneyi de, tansiyonu da yüksek tutan, çok iyi bir oyuncu. Sette son derece uyumlu, son derece mütevazıdır."

Perran Kutman ve Erdal Özyağcılar, uzun zaman görüşemedikleri dönemler olmasına rağmen, dostluklarını sürdürmeyi başarmışlar:

"Biz Perran'la konservatuardan sınıf arkadaşıyız. İki sene beraber okuduk. Daha sonra onun Müjdat'la olan serüveni başladı. Ayrı tiyatrolarda çalışıyorduk. Büyük aralar girdi, birbirimize evden eve gitmiyorduk ama dostluğumuz, aramızdaki sıcaklık hep sürdü. Ben Perihan Abla'da bir bölüm konuk oyuncu olarak rol aldım. Yıllar sonra da, Şehnaz Tango'da yollarımız birleşti. Çok keyifli bir üç sene geçirdik. Şimdi de yazlıklarımız aynı yerde, dostluğumuz devam ediyor."

Esra ÖZ


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır