kapat

21.06.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
micro
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Şövalyenin bitmeyen savaşı
Bodrum Çevre Gönüllüleri Derneği Genel Sekreteri Saynur Gelendost, çevreyi kirletenlere karşı 20 yıl önce açtığı bayrağı, en önde taşımaya devam ediyor. Çevre için yapılan eylemler sırasında kimi zaman tutuklanan, mahkemeye çıkan, ölüm orucuna giren Gelendost, ölümden dönüyor ama yolundan dönmüyor...

Yeniköy Santrali'ni biraz önce geçmiş, Gökova'ya giden yol üzerinde ilerliyoruz. Koyu çevre sohbetimize devam ederken, Saynur Gelendost birden susup arkasına yaslanıyor. Yıllar önce başladığı çevre savaşını bugünlere getirirken yaşadığı zorluklarla özdeş olduğunu söylüyor bu tozlu yolların. Onlarca kez üzerlerinden geçmiş. Bazen jandarma cipleriyle, tutuklu olarak geri döndügünü anlatıyor. Onun tüm çabası, insana zararlı beton bacaların dumanının artık tütmemesi adına.

- Türkiye'de çevreci denince akla gelen birkaç kişiden birisiniz. Sadece çevre aşığı olduğunuzdan dolayı mı bunca yıldır mücadele veriyorsunuz?

Sadece bu yüzden değil. Ben haksızlıklarla savaşan biriyim. Yolda birine haksızlık yapılsa aynı şiddette tepki veririm. Ancak çevreyi kişisel amaçları için kirletenler, insanlığa haksızlık ediyor. Benim kaldıramadığım da bu. Verilen zarar insana, hayvana, denize, yeşile, gökyüzüne, her şeye. Bu yapılanların bedeli parayla ölçülemeyecek kadar ağır.

- Gökova, Yatağan ve Yeniköy Termik Santralleri'nin Akdeniz ve Ege'ye verdikleri zarar ileri boyutlarda. Buraya Bermuda Şeytan Üçgeni deniyor. Bölgedeki çevreci hareket nasıl başladı?

Yatağan Santrali 1982 yılında devreye girdi ve gözle görünür şekilde çevreye zarar vermeye başladı. Çevre köylerden Turgut ve Yeşilbağcılar'da kanser vakaları görülmeye başladı. Tarım ve Ormancılık büyük zararlar gördü. Yüksek oranda düşük vakaları ortaya çıktı. Sonra, yeri diğerlerine göre daha iyi seçilmiş Yeniköy Santrali ve en son Gökova Santrali devreye girdi. Gökova çalışmaya başladığında köylülerle birlikte büyük bir kampanya başlattık.

- Gökova Santrali artık Türk çevrecilerin sembolü. Bu kadar çok tepki çekmesinin nedenleri nelerdir?

Bana göre Gökova tamamen bir inatlaşmanın sonucu. Önceleri Yeniköy Santrali'nin beş ünite yapılması planlanırken Gökova'ya TEK yetkilileri lojman yapmak istedi. Ancak köylüler buna karşı çıktı. Zamanın TEK Müdürü'nün; "Buraya nasıl geldiğimi göreceksiniz," sözlerini kendi kulaklarımla duydum. Daha sonra buraya santral olayını tezgâhladılar. Tam denizin kenarına, o muhteşem Gökova Körfezi'ne dev bir tesis ve 305 metrelik dev bir baca inşa ettiler. Dev tesis tam fay hattı üzerinde. Bunun sonucunda toprakta büyük çatlamalar oldu. Tesis büyük bir alanı kapladığı için dağları bile düz ettiler.

- Bu inadın açıklanabilir teknik bir sebebi var mı?

Santral yöneticileri, tesis için gerekli olan suyun taşıma masrafından kurtulmak için tesisi deniz kenerına kurduklarını söylüyorlar. Ancak alınan soğuk su, sıcak su olarak dışarı atılıyor. Bu da bölgenin sualtı florasını olumsuz yönde etkiliyor. Ayrıca bu bölge Ege ve Akdeniz'in doğal balık üreme tesisi. Santrale yurtdışından gelen kömür dev gemilerle Gökova'nın kıyılarına taşınacak ve gemilerin perveneleri ve çevrede yarattıkları kimyasal ve görsel kirlilik bölge turizmini olumsuz yönde etkileyecek.

Cenk ERTEKİN


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır