Asmak ya da asmamak
Sonunda, Kürt sorunu tartışmaları gelip asma-asmama noktasında düğümlendi.
Köşe yazarları, siyasi yorumcular, televizyon gazetecileri, bilim adamları idam kararını tartışıp duruyor.
Kimi diyor ki: Yargının vereceği idam kararı uygulanmalı. Bu konuda taviz verilmemeli.
Öteki buna karşı çıkıyor: Kürt sorunu daha geniş bir çerçevede ele alınmalı. Geçmişe yönelik intikam hislerini dindirmek yerine, gelecekte daha fazla acı çekilmesi önlenmeli. Bu yüzden Öcalan'ın asılmaması daha doğrudur.
Tartışmalar bu iki görüş çevresinde odaklandı.
Sanırım gelecek aylarda daha da hararetli bir biçimde tartışılacak.
ooo
Bir de üçüncü kesim var: Bunlar sözlü ya da yazılı olarak, "Yok canım, asamazlar!" iddiasını öne sürüyor. "Apo'nun idamı bir iç savaş başlatır. Bu kadar çok kan dökülmesini göze alamazlar."
Bu sözler akla ister istemez Adnan Menderes ve arkadaşlarının idamını getiriyor.
O zaman da o kadar çok "Asamazlar. Cesaret edemezler!" sözü edilmişti ki, sonunda iktidar sahipleri asmayacakları varsa bile asmayı tercih ettiler.
Böyle sözler, siyasi kararları önceden ipotek altına alıyor.
ooo
Bu tartışmalar bana ilginç bir toplantıyı anımsattı. Yıllar önce PİAR'da her salı toplanıyor ve değişik bir konuyu gözden geçiriyorduk.
Şükrü Elekdağ, Prof. Cahit Tanyol, Prof. Sencer Divitçioğlu, Prof. Mesut Önen, Prof. Gülten Kazgan (Eşi için aynı şeyleri söyleyemem ama kendisini bilgili ve zarif bir insandır), Bülent Tanla ve benim de aralarında bulunduğum bir grup, hemen her konuyu tartışıyor, daha sonra bu konuşmalar yazıya dökülüyordu.
Kürt sorunun konuşulduğu toplantıda demiştim ki: Devlet, Kürt sorununu, geçmişten geleceğe uzanan boyutuyla kapsamlı biçimde ele almıyor, tam tersine PKK meselesine indirgiyor.
PKK da büyük ölçüde Apo demek.
Dolayısıyla Kürt sorunu= Apo gibi bir durum ortaya çıkıyor.
Bu konuda bir an önce adım atılmalı, Kürt realitesi incelenmeli, birlikte kardeşçe yaşamanın koşulları oluşturulmalı ve Kürt meselesi, sadece bir terör hadisesi olarak görülmekten çıkarılmalı.
Ne yazık ki bunlar yapılmadı.
Kürt meselesinin çözümüne imkan tanıyacak bilimsel araştırmalar ve bunlara dayalı iyileştirme politikaları yerine, sivil yöneticiler "Vururuz, kırarız!" edebiyatıyla işi durmadan askere havale ettiler.
Asker kanı üzerine politika yaptılar.
Kısacası kimileri öldü bu vatan için, kimileri nutuk söyledi!
Ve iş gelip Apo'nun asılması ve asılmaması meselesine düğümlendi.
ooo
Bildiğiniz gibi "asma" kelimesi dilimizde hem idam hem de üzüm kütüğü anlamında kullanılır.
Asma denilince akla üzümle ilgili ünlü söz geliyor:
Hani amacın üzüm yemek mi, yoksa bağcı dövmek mi olduğunu soran söz.
Asmanın darağacı mı, üzüm asması mı olduğu bu karar sonunda anlaşılacak.
Buna da devlet karar verecek.