kapat

19.06.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
micro
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
YILMAZ KARAKOYUNLU(yilmazk@sabah.com.tr )


Yedi akıllı adam aranıyor...

Yasal düzenlemeler yapılırken konuya nasıl yaklaşıldığı önemlidir. Muhfazakârlarla radikaller arasındaki fark kendini burada belli eder. Bu fark geleceğe yönelik davranışlarımızdan kaynaklanır.

Türkiye'nin geleceğine karşı duyduğumuz korku, mevcut düzene dört elle sarılıp onu muhafaza etmemizi yönlendirir. Geleceğe umutla bakışımız ise, değişikliği kararlı bir isteğe dönüştürür.

***

Bankacılığımızın 150 yıla yaklaşan geleneği var. Milli bankacılığımız 90 yıllık geçmişe dayanıyor. Cumhuriyet bankacılığımız, 75 yıllık deneyimle olgunlaşmış...

Bu süre içinde bankacılığı avucunda tutmak isteyen kırbaçlı bir Hazine anlayışını sürdürmüşüz. Yetkiyi elinde tutanlar arada bir dizginleri gevşetmeyi büyük reform diye sunmuş ve itibar toplamak istemişler...

Yeni Bankalar Kanunu Meclis'te kabul edildi. Bankalar, Hazine tehdidi altında olmaktan kurtulup, yedi kişilik özerk bir kurumun karar ve uygulamaları ile yönlendirilecek. Türk bankacılığının yönetim, gözetim ve denetimi "Bankacılık, Düzenleme ve Denetleme Kurulu"na bırakılıyor.

Şimdi Türkiye'nin en önemli sorumluluğu yedi akıllı adam bulmaktır.

***

Sektör uzmanlarından oluşan bu yedi akıllı adam, dünya koşullarını iyi izleyecek, bu koşullar karşısında Türkiye'nin yerini ve geleceğini iyi kavrayıp, Türk finans dünyasının can damarını oluşturan bankaların yönetimi için ilkeler koyacak.

Bu düzenleme Meclis'te geniş kapsamlı tartışmalara konu oldu. Meclis'in geleceğimize nasıl bir sert ayrışma ile yaklaştığını gördük. Korkuya dayanan muhafazakârlık ile, geleceğe umutlu bakışın radikal değişimciliği çatıştı. Sonunda değişimin doğasındaki o pürüzsüz egemenlik sağduyuya dönüşüp cesur düzenlemelerin yapılmasını sağladı.

***

Geleceğe korkuyla veya umutlu bakışın farkı nedir?

Kitle hareketlerinin çekici yönlerini tahlil eden Eric Hoffer, kişi davranışlarının gerisinde geleceği kavrama yetisi olduğunu söyler.

Geleceğe umutla veya korkuyla bakışın içeriğinde zenginlik veya fakirlik bir fark yaratmıyor. Kişilerin güçlü veya zayıf olmasının da önemi yok. İyi eğitimli olmak veya olmamak da etkili değil...

Tek etkili öğe, korku veya umut...
Eğer bugünkü düzenin iyi olduğuna inanıyorsak ve gelecekte de bu düzenin iyi olacağını düşünüyorsak, bu düzenin değişmesi bizim için kötüdür. İşte bu korku bizi muhafazakârlığın dar kalıbı içine sıkıştırır. Bu nedenle mevcut düzenden mutlu olanlar, kökten yeniliklere karşı çıkarlar. Çünkü geleceğin iyilikten çok kötülük getireceğine inanmışlardır.

Eğer geleceğin bizim için daha iyi olacağına inanıyorsak, değişimin davetkâr kapılarından geçerek geleceğe yöneliriz.

***

Korkuyla umutların çatıştığı yerde geleceğin gerçek değerini kavrayan güç, sağduyudur. Bu nedenle Türkiye şimdi yedi akıllı adam bulmak zorundadır.

Türk bankacılığını düzenleyecek, gözetecek ve denetleyecek olan kurumun etkin çalışması yedi akıllı adamın isabetli seçimine bağlıdır...

Yeni Bankalar Kanunu'nda bu yedi kişinin seçimi çok sayıda kurumun önereceği kadrolar arasından olacak. Bu düzenlemenin, siyasette makam ve nimet paylaşımına dönüşmesi önemli yanlışlıkların başlangıcı olabilir.

Çünkü yedi akıllı adamın her biri değişik devlet kurumlarının önereceği isimler arasından seçilecek. Bu değişik kurumlar bugün koalisyon gereği üç partiye dağıtılmış durumda.

Her parti gerçekten yedi akıllı adam seçimi yerine yedi siyasi adam seçimi yanlışlığına düşerse, değişikliğin radikal yararı, radikal tehlikeye dönüşebilir. Zira bu yedi akıllı adam altı yıllık hizmet dönemi için seçilmektedir ve hizmet süreleri bir seçim dönemini aşmaktadır.

Korkular ne kadar masum görünse de, kişiyi karanlığın içine hapseder. Umutlar ne kadar soylu görünse de canavar münasebetsizliklere dönüşebilir.

Gerçeği sağduyu zemininde arayan iyi niyet, yedi akıllı adam arıyor...

İşte bütün mesele bu...

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır