Parmaklarımıza boyaların sürüldüğü tarih 18 Nisan'dı... Boyaların silinip çıkması kiminde birkaç gün, kiminde birkaç hafta sürdü.
Lakin, 18 Nisan'ın belleklerdeki yeri parmak boyaları kadar uzun ömürlü olamadı.
Seçimlerin üzerinden daha iki ay bile geçmedi...
Ama iki ayda hepimizin üzerinden sanki buldozer geçti...
Türkiye öylesine "gündem" yorgunu...
Ve hepimizin zihinlerinde metal yorgunluğu var...
19 Nisan sabahı, sandıktan çıkan sonucun şaşkınlığı içindeydi herkes...
"MHP çok; CHP yok" olmuştu...
Tam bir hafta; yükselen milliyetçiliği, ülkücü hareketi ve "bilinmeyen Bahçeli"yi tartıştık ve keşfettik..
Lakin, "Merve"nin tek bir sillesi yetti gündemi değiştirmeye...
Seçimin bir hafta sonrası, Genel Kurul'un kapısından içeri süzülen "türbanlı kadın", milliyetçiliği filan unutturdu gitti...
Arkasından da "Amerikalı Merve" skandalı patlamaz mı?
Artık sokaktaki çocuğun dilinde bile Merve vardır.
Lakin bir başka kadın, gündemi yine başdöndürücü bir hızla değiştiriverir: Rahşan Ecevit..
Rahşan Hanım'ın, MHP'yle ilgili sözleri, ülkeyi ciddi bir "hükümet hatta rejim krizi"nin eşiğine getirir..
Merve dillerden düşeli çok olmuştur artık..
Başkentin "Bermuda Konutlar Üçgeni"nde kaybolup gittiği sanılan koalisyon umutları, beklenmedik anda çıkar gelir..
Arada Galatasaray da şampiyon olur..
Ama üç yıl üst üste kazandığı şampiyonluğun öyküsü gündemde üç gün bile kalmaz.
Çünkü gözler Ali Sami Yen'den İmralı Adası'na çoktan çevrilmiştir bile..
Tarihi dava, yalnızca Türkiye değil dünya gündemini de sallar..
Haber, yabancı gazetelerin birinci sayfasında; televizyonların ana haber bültenlerindedir...
Bir yanda, Öcalan'ın mahkemede verdiği "şok" ifadeler; öte yanda televizyonları boydan boya kaplayan "Türk bayraklı şehit aileleri" gündemimizin vazgeçilmez "tartışma mevzuu"dur.
Ancak, İmralı Yargıcı; "23 Haziran'a kadar kapalıyız" tabelasını mahkeme kapısına asınca; "tarihi dava" haberleri de bıçak gibi kesilir.
Açın bakın önünüzdeki gazetelerin sayfalarını;ya da hatırlayın dünkü ana haber bültenlerini...
Ve bunların hepsi iki aydan kısa bir sürede olup bitti.. Daha doğrusu olup bitmedi.
Aslına bakarsanız. tartışılan olayların tümü; toplumu sarsan etkileriyle sürüp gidiyor.
Ne milliyetçiliğin yükselişi, ne iktidara ortak oluşu bütün sonuçlarıyla irdelendi; ne de "Merve dosyası" kapandı..
Hele "tarihi dava" şu anda da sürüyor.
Dahası, en önemli aşamasına henüz gelmedi bile.
Asıl "karar günü" kopacak her şey...
Ve Türkiye, karar ne olursa olsun; asıl ondan sonra yaşayacak yaşayacaklarını..
Ama her şey gündelik ve her şey çok kısa olduğundan vaktimiz yok yarına ait "denklem" çözümlerine..