kapat

10.06.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
micro
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
RAUF TAMER(rtamer@sabah.com.tr )


Biz bize...

Ekonomideki kötü bulguları saklayıp, ortalığı tozpembe gösteremeyiz.

Bir çöküntü geçirdiğimiz muhakkak.

Ama, hepsinin çaresi var.

Uyumlu ve kararlı bir hükümet, bunların hepsini çözer.

Türkiye, -kasten- düşük kapasitede çalışan bir fabrika gibi...

İstese, bütün potansiyelini ateşler... Bütün hatlarıyla hücuma geçer... Ve duraksamaları telâfi eder.

- Önce moral.

*

Bir kere herkes, kendi işine dönmelidir.

Taşlar, yerli yerine oturmalıdır.

İlmin cahillere devri gibi, hepimiz herşeye burnumuzu soktuk.

Uzmanları kenara ittik, bilmediğimiz dallarda ahkâm kestik.

Bir hatırlayın.

Hükümetler kurmak, hükümetler yıkmak, kimlere kaldı... Hangi kurumlar yargının önüne geçip yargıcı'lık tasladı. Kendi şirketini yönetmekten aciz adamlar, hükümete ekonomik reçeteler sunmaya özendi.

Herkes müteahhit.

Herkes eğitimci.

Herkes Turizmci.

Şehirci. Mimar...

Herkes bankacı, elektrikçi, telefoncu, medyacı.

Tıpkı bunun gibi... herkes futbol üstadı... Sahaya çıkacak tertibi, antrenörler değil, biz saptıyoruz... Teknik, taktik ve transfer, bizden soruluyor.

Türkiye'nin yarısı manken... Öbür yarısı, sunucu, şarkıcı, türkücü, çalgıcı...

Seviyesizliğe prim alıp yürüyünce utanç duygusu rafa kalktı. San'at diye sunulanları görüyorsunuz.

*

Önce bunu halletmeliyiz.

Hepimiz kendi asli mesleğimize, işimize, gücümüze dönmeliyiz.

Büyümek başka.

Elbet büyüyeceğiz.

Ama büyümek için herşeyi tank gibi ezip geçemeyiz.

Türkiye'nin birinci problemi ahlâktır...

Birdenbire çöküverdi.

Son 10 yılda çöküverdi.

Siyasetten ticarete, ordan cemiyete sıçrayan bir mikrop, bize pişkin arsız ve yüzsüz insanlar getirdi.

İrtica'dan tehlikelisi budur. Belki de irticaya kuşak sarkıtan budur.

Zaten merkez sağ böyle iflas etti.

Merkez sol ise tesadüfen yaşıyor.

MHP, aynı yolun yolcusu olmaz inşallah.

*

Bize bir şok lâzım.

Yerlerinize marş marş diyecek bir ciddiyete ihtiyacımız var.

Pek ukalaca bir yazı oluyor ama mecburum. Hükümet göreve başlarken, bunları yazma ihtiyacını duyuyorum.

- Polis, polisliğini bilecek.

- Savcı, avukat, hakim,.. bunlar siyasetçi gibi değil, hukukçu gibi davranacak.

- Holdinglerin hükümetlerle göbekbağı derhal kesilecek.

- Gazeteciler, imtiyazlı kişi olmaktan çıkacak ama siyasetçiler de gazetelere gözdağı vermekten vazgeçecek.

- Üniversiteler tekrar hayata sokulacak. Türban kadar ilim irfan da tartışılacak.

- Devlet Politikasında, kurumlararası bir uyum sağlanacak...vs.

*

Bu sonuncu maddeyi biraz açayım.

Meselâ... İmralı süreci başladığındanberi çalakalem gidiyoruz.

Çok mu yazıyoruz, az mı yazıyoruz, yanlış yerde mi duruyoruz... Devlete kötülük mü ediyoruz, iyilik mi... hiçbir şey bilmiyoruz. Acaba halkı daha da öfkelendirmemiz mi lâzım, yoksa usul usul teskin etmemiz mi?

Hedef nedir?

Strateji nedir?

Oraya aşama aşama mı varılacaktır? Hiç bir şey bilmiyoruz. Çünkü enformasyon alamıyoruz.

Karanlıkta yazı yazmaktayız.

İrtica için verilen brifinkler, burada da verilmeliydi... En azından gazete ve televizyonların genel müdürlerine biraz ışık tutulmalıydı.

Pekalâ... bunlar yapılmadığına göre, demek ki tuttuğumuz yol, kullandığımız üslup doğrudur diyebilir miyiz? Bari onu söyleseler de daha alâsını yapsak... Bilmem, anlatabiliyor muyum?

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır