"Şayet birileri Türkiye'nin bugünkü fotoğrafına doğru diyorlarsa, bunu açıkça ifade etmelidirler. Bu fotoğraf yanlış bir fotoğrafsa, o zaman bana yanlış yaptın diyenlerin neyin doğru olduğunu söylemeleri gerekir. Herkesin düşünmesini istediğim şey şudur; bir seçimde kimlerin sandığa gömüldüğünün siyasi değeri yoktur. Son derece hayati bir süreçte kimlerin tarihe gömüldüğü çok daha önemlidir."
"Seçim sırasında partiye zarar vermek için elinden geleni yapan kimi sözde partililer, kendi vicdanlarıyla hesaplaşmadan kimseyle hesaplaşamazlar. Kendisi için ellerinden geleni yaptıktan sonra bugün bir çeşit parti içi rekabete soyunmuş olan dava arkadaşlarımın tutumları elbette ki saygıdeğerdir. Bundan da kimsenin gocunmaya hakı yoktur. Ancak bunun zemini ve usulü de bellidir. Bir partiye zarar vererek, o partiye genel başkan, yönetici olacaklarını zannedenler yanılırlar. DYP üzerinde bir tür dışardan vesayet ihdas etmeye kalkışanlar varsa, buna da ben izin vermem."
"Şayet bu parti bir başka dava arkadaşımın bu bayrağı benden daha iyi taşıyacağına kanaat getirirse, böyle bir nöbet değişimi benim için şereftir. Ancak partiyi yıpratarak partinin işleyişindeki ahengi bozarak, yani ortak evimizi ateşe vererek buradan bir sonuç elde edebileceğini zannedenler, bu partiyle gönül ve vicdan bağlarını unutmuş demektir."
Çiller'in sözleri Cevheri'nin büyük tepkisine neden oldu. Cevheri, Çiller kürsüden inerken yanına gelen Erzurum Milletvekili Ayvaz Gökdemir'in, "Bir yanıtı hak etmedi mi?" demesi üzerine, "Vereceğim. Bu artık bir yanıtı haketti" karşılığını verdi ve sinirli bir biçimde kürsüye yürüdü, Çiller'in hemen yanında, oturumu yöneten Grup Başkanvekili Turhan Güven'e, "Kapalı bölümde söz istiyorum" diye bağırdı.
Cevheri, toplantı basına kapandıktan sonra kürsüye geldi ve 3 dakikalık kısa bir konuşma yaptı. Parti içi mücadelesinde kararlılığını vurgulayan konuşmasında Cevheri, şöyle dedi: