Tabancada artış
Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Daire Başkanlığı'ndan verilen bilgilere dayanarak, çeşitli olaylarda ve aramalarda yakalanan tabanca sayısının son 10 yılda 3 binlerden 17 bin 783'e yükseldiğini söyleyebiliriz. Ele geçen silah ve fişek sayıları ise 1998 yılında bir önceki yıla oranla önemli bir artış göstermiş.

Kayıtlar, 1998 yılında ele geçirilen uzun namlulu silahların İstanbul ve İzmir'de 30'un üstünde, Güneydoğu'da 10 civarında, yalnızca Şırnak'ta 30'a yakın ele geçirildiğini gösteriyor. Yine aynı yıl 5 binden fazla olmak üzere en çok tabancanın ele geçirildiği il ise İstanbul.

Aile dramları
Silah, toplumsal şiddetin önemli bir aracı. Şiddetse, toplumun en küçük birimi olan aileden başlıyor ve geniş kitlelere doğru yayılıyor. Ekonomik güçlükler, geçim derdi, cinsel kaynaklı problemler, çiftler arasındaki diyalogsuzluk aile içinde şiddeti doğuruyor. Şiddetin, özellikle yabancı kaynaklı filmlerle ya da çeşitli TV programlarıyla, başta çocuklar olmak üzere özendirildiği de bir başka gerçek. Çocuklara alınan oyuncak silahlar da bunu körükleyince, ebeveynler ve çocuklar kendilerini bir şiddet çemberinin içinde buluyor. Uzlaşmaya gidilememesi sonucu ailelerde yaşanan dram sıklıkla yansıyor, kamuoyuna. Omuzlarına ağır bir sorumluluk yüklenen erkek, ya eşini ya çocuklarını ya da kendisini öldürüyor. Kimi zaman, çocuk cinnet geçiriyor, kimi zaman da anne olan kadın. Aile problemleri, gelecek güvencesinin olmayışı gibi nedenlerin yansıması sonucu çocuk da silaha sarılıyor. Kadınsa, toplumsal baskıların sonucu intihara ya da cinayete yönelerek suç işleyebiliyor.

İntiharlar artıyor
Asayiş kayıtlarından intihar olaylarının her geçen yıl arttığını gözlemek mümkün. Bu artış, özellikle 1995 yılından bu yana hız kazanmış. 1994'te yılda bin 444 olan intihar adedi, 1995'te bin 521'e, 1996'ta bin 949'a, 1997'de 2 bin 293'e yükselmiş. Geçtiğimiz yılsa emniyet kurumlarına yansıdığı kadarıyla tam 2 bin 361 kişi intihar etmiş.

İntiharlardaki artışa karşın, cinayetler yıllara göre fazla bir değişim göstermemiş. Bununla birlikte cinayet amaçlı eylemlerin, farklı yönlere kayarak daha organize olduğu da söylenebilir. Organize suçlara kurban gidenlerin artışı ise bir başka yarayı gözler önüne seriyor. Geçtiğimiz yıl kayıtlara geçen cinayetlerin sayısı bin 693, gasp ve soygun olaylarının sayısı bin 447, meskene saldırı bin 233, fuhuşa teşvik ve tahrik 3 bin 47, cebren ırza geçme 743, kaçırma 5 bin 594, yaralama 22 bin 134, darp 30 bin 363, tehdit olaylarının sayısı ise 3 bin 124.

Kaçak silahlar
Devletin kontrolünde üretilen ve ithal edilen silahların dışında çok sayıda silah da ülkemize kaçak olarak giriyor. Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Daire Başkanlığı, bu tür silahları tespit edebilmek için çeşitli yöntemler uyguladığını kaydediyor. İllegal olarak sokulan ve asayiş birimlerince ele geçirilen ruhsatsız silahların üretildikten sonra ne şekilde ve kimler tarafından ülkeye sokulduğunun araştırılabilmesi için 1997'de 2 bin 853, 1998'de 2 bin 234 adet "Silah Formu" düzenlenmiş. Bu rakamlar, yalnızca asayiş olaylarında ele geçirilen silahların kaçının ruhsatsız ya da kaçak olduğunu ifade ediyor. Bir başka şekilde belirtirsek, yılda 2 ila 3 bin kişi izni olmadığı halde silah taşımış, üstelik de bunları yüzlerce kişiyi öldürecek ya da yaralayacak şekilde kullanmış. Üzerinde yeniden durmak gerekiyor ki; bu sayılar yalnızca emniyet kayıtlarına yansıyanı.

Faili meçhuller
Toplumsal şiddet, aileden sokağa doğru çıktıkça; çok çeşitli olaylarla kendini gösteriyor. Hırsızlık, dolandırıcılık, meskene saldırı, gasp gibi olayların yanısıra planlanmış cinayet yada organize suçlar gibi...

Ülkemizde halen, çok sayıda cinayetin failleri bulunamadı. Basın, sanat ve iş dünyasının önde gelen pekçok ismi de faili meçhul cinayetlere kurban gitti. Cinayetlerde faillerin bulunamaması ve cezalarını çekememesi de ülkemizde silah ve şiddetin açtığı bir başka yara. Asayiş kayıtları, 1998 yılında meydana gelen toplam 304 bin 114 olaydan 205 bin 8'inde faillerin tespit edildiğini, 99 bin 106 olayda ise edilemediğini gösteriyor. Faillerin tespit edilemeyişinde ruhsatsız silahın kullanımının önemli bir neden olduğu belirtiliyor.

Ruhsat çeşitleri
Üç çeşit silah ruhsatı var: Taşıma ruhsatı, bulundurma ruhsatı ve av tezkeresi. Silaha yasal işlemlerle sahip olmak isteyen bir kimsenin öncelikle bağlı olduğu ilçenin kaymakamlığına başvurup bulundurma ruhsatı alması gerekiyor. Daha sonra Makina Kimya Enstitüsü'ne giderek silahını alabilir, ancak silahı için düzenlenmiş faturaya ve satın alma belgesine de sahip olmalı. Bu belgeler, MKE tarafından düzenlenip veriliyor. Sonraki işlemlerin ise Valilik'ten yürütülmesi gerekiyor. Bu işlem için gerekli belgeler sunulduğunda kişi, silah taşıma ruhsatına sahip oluyor. MKE'nin kayıtları, Valilikler'e gönderildiği için; eğer kişi silahını taşımak istiyorsa, taşıma ruhsatı almamak için başvurmamazlık yapamaz. Silah taşıma ruhsatı almak için 21 yaşını kesinlikle doldurmuş olmak gerekiyor. İstenilen diğer belgelerse şunlar: İkamet edilen il valiliğine hitaben dilekçe, Cumhuriyet savcılığından sabıka kaydı, doktor raporu, nüfuz cüzdanı sureti, ikametgah ilmuhaberi, 3 adet vesikalık fotoğraf, ithal silahsa 300 milyon lira; yerli silahsa 200 milyon lira vergi ve kart parası gerekiyor. Tabi daha önce de belirttiğimiz gibi silah taşımak için başvuran bir kimsenin yüz kızartıcı suçlar, ağır cezalık suçlar ve silahla işlenen suçlarla, kaçakçılık, dolandırıcılık v.b suçları işlememiş olması ve ikiden fazla suçtan hüküm giymemiş olması gerekiyor.