kapat

27.05.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
I H Y
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
"Yaşayan" Türk girişimcileri
Yurtdışında tesadüfen tanışan iki Türk genci tarafından kurulan Airtec, bugün dünyanın dev mutfak üreticilerine havalandırma sistemi satıyor

Genç Türk girişimcilerinin başarıları sınır tanımıyor. Ilgaz Özpolat ve Saygun Kuruoğlu, yurtdışında tesadüfen tanışmış, ortaklık kurmaya karar vermiş iki Türk genci. Bugün dünyanın dev mutfak üreticilerine davlumbaz ve havalandırma sistemleri satıyorlar. Sektörlerinin en büyüğü konumundalar. Bugüne kadar gösterdikleri başarının öyküsünü Özpolat ve Kuruoğlu'ndan dinledik.

Pekçok insanın dikkat etmediği bir sektörde dünya devleri arasına girdiniz. Bu hikayenin başı nasıl?
Ilgaz'ın ailesinin 1958 yılından bu yana Almanya'da faaliyet gösteren bir davlumbaz fabrikası vardı. Birlikte iş yapmaya karar verdikten sonra Türkiye'de bu alanda faaliyetin yetersiz olduğunu gördük ve buraya yönelmeye karar verdik.

Sonra üretiminizi Türkiye'ye kaydırdınız...
Evet. Şu anda fabrikamız Türkiye'de. Almanya'da vergi şartları ağırlaşınca yatırımcıların çoğu Doğu Avrupa ülkelerine kaçtı. Biz ise daha pahalı olmasına rağmen Türkiye'yi seçtik. Buradaki amacımız hem Türkiye'nin kazanması hem de doğu pazarlarına açılmada kapı olmasıydı.

Şu anda hangi alanlarda faaliyet gösteriyorsunuz?
Yurtdışına aspiratör ve davlumbaz gönderiyoruz. Havalandırma konusunda da çalışmalarımız var. Bunun yanında oyuncak üretiyoruz.

Pek bilinmeyen alanlarda başarı arıyorsunuz. Bunun nedeni ne?
Babam üniversite sırasında bir buluş yapmış. Davlumbaz olayına yönelmesi oradan kaynaklanıyor. Su toplamaya yarayan bir ürünmüş bu. Bunun patentini de almış. Bir büyüğümüz de oyuncak üreten bir fabrikanın sahibiydi. Yaşlanınca işi bize devretti. Şimdi Bambi oyuncaklarını biz üretiyoruz.

Patent konusunda da farklı bir uygulamanız var. Onu biraz açalım mı?
Bizim başarılı bir araştırma-geliştirme bölümümüz var. Orada ürünlerimizi günden güne geliştiriyoruz. Geliştirdiğimiz her ürün için de patent alıyoruz. Böylece ürünlerimizi sergilemekten çekinmiyoruz. Eğer projelerimizi kullanan olursa patent hakkımızı kullanıyoruz.

Kalite konusunda daha ileri gitmek için neler yapıyorsunuz?
Şu anda Avrupa'dan Yeni Zellanda'ya kadar ürün satıyoruz. Kalitemiz olmasa bu kadar tutunamazdık. Kendi bünyemizdeki denetimi kendimiz gerçekleştiriyoruz. Ama bunu çok sıkı bir şekilde yapıyoruz. Yılların getirdiği tecrübemiz sayesinde Avrupa'da çok tanınan bir marka haline geldik.

Bir Türk şirketi olarak yurtdışında faaliyet göstermenin zorlukları neler?
Yabancı ülkelerde çalışmak, Türkiye'de çalışmaktan daha zor. Çünkü Avrupa'da işin standardı, disiplini belirlidir. Orada daha çok çalışmak gerekir. Avrupa'da başarıyı yakalamak için uzun vadeli düşünmeyi bilmek lazım. Ama unutmamak gerekir ki, zorluklar başarı içindir.

Yurtdışında kendinizi kabul ettirmek için neler yapıyorsunuz?
Biz bu konuda Japonlar'ın yaklaşımını olumlu buluyoruz: "Yaşayan devlet". Dev şirketler yerine küçük ama yaşayan şirketler yaratılmalı. Devlerde karar almak, değişime ayak uydurmak daha zordur. Her ülke insanının yaklaşımı değişiktir. Bunların hepsine adapte olabilmek gerekir. Bunu başarabildiğimizi sanıyorum.

Bundan sonrası için kendinize koyduğunuz çıta nerede?
Çok fazla büyümek istemiyoruz. Çünkü çok büyüyünce göze de geliyorsunuz. Şu anda çap olarak bir KOBİ'yi geçtik. Günü kurtarmak ve zafer çığlıkları atmak yerine sessiz ama başarılı olmayı tercih ediyoruz.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır