Yeniden yapılanma
Özince, yaptığı açıklamalarda mali sistemin geleceğine yönelik şu değerlendirmeleri yaptı:

*Sektörde yeniden yapılanmaya ihtiyaç var. İyi şeyleri uma uma yeni problemler doğdu. Gündemimize yeni bir boyut eklendi. Bundan iki yıl önce bankacılık problemi yoktu, bugün yok demek zor. Bir sürü paramızı bu sektörün restorasyonuna harcayacağız.

* Bankacılık sektörü ve sermaye piyasaları, bu ülkenin yabancı piyasalarla karşılaşma yüzü. Buralarda asla sıkıntı olmamalı. Ağır sanayiinizde, tarımınızda haksız rekabet olabilir ama bankacılığınızda tam anlamıyla yerli ve yabancı ciddi yabancı yatırımcıların eşit koşullarla bu ülkenin dar kaynaklarını doğru adrese, gerçek müteşebbise, üreten artı değeren kazandıran insanlara yansıtacak sistemi kurmanız şart.

* Yüzde 25-30'a varan döviz bazında faizleri yaşıyoruz. Derhal durdurulması gerektiği kanaatindeyim. Durdurulabileceği kanaatindeyim. Bu gidişinin sonu yoktur. Euromoney, "Türkiye, sürdürülemezi sürdürüyor" diyor. Buna müsade etmemeliyiz. Ne yapılması lazım? Biz yıllardır yabancı ülkelerde bankacılık yapıyoruz. Bir faiz artışı yaptığımız zaman otorite derhal geliyor? "Bu parayı niye topluyorsunuz, ne yapacaksınız? diye soruyor.

Bankalar Yasası
* Sandalı sallayıp da biz batıralım diyen yok. Hiç değilse içine giren suyu kontrol edelim. Kimseye küçül demiyoruz. Sermaye yeterliliğini yerine getirene kadar sen bu boyda dur, lütfen büyüme. Daha fazla büyüme, o büyüyen ur.

* Zannedilmesin ki toplanan her bir para devlete gidiyor. Hayır kan kaybediyor sistem. Durdurmamız lazım. Ne yapalım, liberal sistem diyemeyiz. Bu resmen terör gibi bir şey. Fütursuz şekilde gidiş var.

* Bankalar Yasası'nın artık mali sistem reform tasarısı olarak ele alınması gerekli.

KAMU AÇIKLARI VE ÖZELLEŞTİRME
YÜKSEK kamu açıkları ve buna dayalı yüksek faiz devam ettiği sürece bankacılığın sorunların yasal tedbirle çözülemeyeceğini belirten Ersin Özince şunları söyledi:

"En büyük öncelik özelleştirmedir. Özelleştirme, kamunun işveren kimliğinin, yatırımcı kimliğinin azalması demektir. Türkiye'nin dünya rekabetine açık olduğu bir ortamda tekellerin kaldırılması lazım. Bugün tekelleşmeye karşıyız diyoruz ama en fazla tekeli kamu yaratmakta. Özelleştirme içinde kamu bankaları da öncelikli bir konumda olmalı. Yarısının kamu tarafından kontrol edildiği sistem herhalde Türkiye'nin hedefi değildir."