|
Teknoloji için serbest bölge
Araştırma merkezleri ve yaşam alanlarını birarada bulunduran 6 bin kişilik Türkiye'nin ilk Teknokent'i Gebze'de kuruluyor. Burası onay verilir verilmez Teknoloji Serbest Bölgesi haline getirilecek
Tübitak, bilim ve teknoloji alanındaki çalışmalarıyla Türkiye'nin ufkunu açmaya devam ediyor. Kurumun araştırma ve geliştirme çalışmalarında en büyük gücünü aldığı yer ise Gebze'de kurulu Marmara Araştırma Merkezi. Her şey yolunda giderse Gebze, bu ilerici araştırma merkezinin yanı sıra Türkiye'nin ilk 'Teknokent'ine ev sahipliği yapacak. Kısacası sanayi kenti kimliğinden sıyrılarak, bir teknoloji üssü halini alacak. Teknokent'in kurulacağı alanın Teknoloji Serbest Bölgesi haline getirilmesi için Dış Ticaret Müsteşarlığı'na başvurulduğunu anlatan Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Başkanı Ömer Kaymakçalan ile Teknokent'i, kurumun Türkiye'ye kazandırdıklarını ve gelecekteki projelerini konuştuk:
Serbest Bölge olacak
"Dünyada birinci lig ülkeler arasında oynamak için katma değeri yüksek ürünler, bilgiye dayalı üretim gerekiyor. Bunun başlangıç noktası teknoparklar. Biz genç araştırıcıların, müteşebbislerin yenilikçi fikirlerin pazarlanabilir bir ürüne dönüştürecek Türkiye'nin ilk teknoparkını kuruyoruz. Bilimin ve araştırmanın sonuçları teknoparktaki çalışmalarla tüketiciye inecek. Küçük şirketlerle birlikte orta ve büyük ölçekte şirketlerin de yerleşeceği teknoloji kenti projesini başlattık. Bir ada Arçelik'in araştırma birimi tarafından kiralandı. Elektronik ve uzay alanlarında yabancı sermayeden talepler var. Ana ihaleyi bu yaz yaparsak 2001 sonunda bitecek. Buranın "Teknoloji Serbest Bölgesi" olması için Dış Ticaret Müsteşarlığı'na başvurduk. Ticaret değil, teknoloji üreten ve ihraç eden serbest bölge. Finansmanını satıcı kredisiyle sağlayıp, ödemesini teknoparkın gelirleriyle kendimiz üstleniyoruz."
Teknopark'ta yerin bedeli
"Teknopark'ta yer almak için araştırma geliştirme ağırlıklı faaliyette bulunmak şart. Bilgi yoğun üretim de çevre dostu üretim olmalı. Seri üretime zaten izin vermiyoruz. Mülkiyeti devretmiyor, 49 yıllığına kiralıyoruz. Altyapılı arazinin metrekaresi 200 dolar."
Anahtar teslim patent
"MAM iki tip proje üzerine çalışıyor. Birincisi, kamu veya özel sektöre yapılan sözleşmeli projeler. Sanayici geliyor, ihtiyacını anlatıyor. Bunu karşılamak için çalışma başlatıyoruz. Karşılığında bir ücret alıyoruz. Çıkan sonuç sanayicinin mülkiyetinde, tamamıyla onun malı oluyor.
Amerika'dan talep geldi
"Örneğin Etibank'ın elinde dünyanın en zengin bor madenleri var. Türkiye Amerika ile birlikte dünyanın en büyük üreticisi. Bor cevherinin daha yüksek değerli bor kimyasallarına dönüştürülmesi için üretim teknolojilerinin geliştirilmesini bize sipariş veriyor. Bor cevherinin içindeki suyu tümüyle ayırmak zor ve pahalı bir iş. Biz bunu en ekonomik şekilde başardık. Bunun dünya patentini alıyoruz. Amerikalılar duydu ve kendilerine teknolojiyi satmamızı istediler. Parasını Etibank vermişti, onların malı. Bunu Etibank'a sormalarını istedik.
Genelde yılda 100 civarında sözleşmeli proje yapıyoruz. Bedelleri 1 milyar liradan başlıyor. Süre ve iş hacmine bağlı olarak elektronikte 16 milyon dolara kadar çıkıyor.
İkincisi ise stratejik projeler. Yani müşterisi olmayan ancak Türkiye'nin ilerde ihtiyaç duyacağı alanlarda kendi bütçemizle yaptığımız çalışmalar. Örneğin gıda sanayinde gıdaların korunması, firenin azaltılmasına yönelik projeler gibi. Bizde stratejik/sözleşmeli proje oranı yüzde 50-50. Bunu yüzde 70 sözleşmeli, yüzde 30 stratejik proje yapmayı planlıyoruz."
Burs alma imkânı
"Dünya Bankası'ndan 33 milyon dolarlık kredi aldık. Bununla hem insana hem makineye yatırım yapıyoruz. Amerika, Almanya, Hollanda, İngiltere ve Fransa'da anlaştığımız araştırma merkezleri var. Türkiye için kritik alanlarda araştırmacı yetiştirmek üzere yeni mezunları gönderiyoruz. Önümüzdeki günlerde burs ilanları yayınlanacak."
"Teknoloji yatırımı kültürümüzde yok"
TÜRKİYE'DE bilim ve teknoloji alanında gelişmelerin olduğunu ancak çok yetersiz kaldığını ifade eden Tübitak Bilim Kurulu Üyesi Erdal İnönü, daha çok yatırım yapılması ve uzun vadeli projelere eğilmek gerektiğini belirtti. "Ancak zorluk kültürümüzden geliyor" diyen İnönü Türkiye'nin bilm ve teknoloji konusunda bulunduğu noktayı şöyle dile getirdi:
Günlük yaşıyoruz
"İlerliyoruz, ama Batı Avrupa'ya göre çok geriyiz. Tabii yatırımlar, herşeyde olduğu gibi paraya bağlı. Bütçe hazırlanırken yeterli ödenek ayrılmıyor. Bu bir tercih meselesi. Daha ön plandaki gereksinimlere ayrılıyor para. Ama böyle olunca hep günlük, hep geride yaşıyorsunuz. Devlet, uzun vadede sonuçları görülecek kararlı bir tercih yapmalı. Benim içinde bulunduğum hükümette de zamanında çok şey yapılmak istendi ancak olmadı. Zorluk kültürümüzden geliyor, böyle bir yatırıma izin vermiyor. Gayri Safi Milli Hasıla'dan ar-ge'ye ayrılan ödenek Türkiye'de yıllardır binde 4-5 civarında. Asya ve Batı Avrupa ülkelerinde ise yüzde 1 ile 2.5 arasında. Her yıl fiziksel bilimler konusunda yapılan araştırmaların sayıları yayınlanıyor. Bu yıl sıralamada 25. olduk. Yayın sayısı bizde 5 bin iken, Batı Avrupa'da 60 bin, Amerika'da ise 300 bin civarında. Önemli bir ilerleme özel sektörde görüldü. Binde 5'lik pay içinde özel sektörün payı 10 sene evvel yüzde 19-20 iken şimdi yüzde 25-26'ya çıktı."
|
Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|