Önümüzdeki 13 Haziran, Avrupa Parlamentosu için seçim tarihi. Avrupa Birliği'ne üye her ülke oraya göndereceği temsilcileri seçecek.
Üye ülkeler Avrupa Parlamentosu'nda nüfuslarıyla belli bir orantı içinde temsil edilir. Örneğin Almanya'nın 99, Belçika'nın 25, Hollanda'nın 31 milletvekili var Avrupa Parlamentosu'nda.
13 Haziran'da 160 bini aşkın Türk kökenli Alman vatandaşı oy kullanacak. Hem bu sayıdaki artış, hem de Avrupa Parlamentosu'na adaylar arasında Türkler'in de olması bu seçimlere ilginç bir boyut ekliyor.
İlginç boyutun bir ucunda Belçika'nın Hıristiyan Demokrat Partisi'nden iki Türk adayın olması da var. Nebahat Acar ve Hamit Bozok... Bonn'daki Türkiye Araştırmalar Merkezi'nden edindiğim bilgilere göre bu iki adaydan Nebahat Acar'ın Avrupa Parlamentosu'na girmesine kesin gözüyle bakılıyor.
Belçika'nın Avrupa Parlamentosu'ndaki topu topu 25 milletvekilinden birinin Türk asıllığı bir yana... Nebahat Acar'ın Hıristiyan Demokrat aday olması bizde ve orada, dinin parti tabelasındaki yeri hakkında bir fikir verebilir. "Türkiye'de neden adı konmuş Müslüman Parti yok?" diye hayıflananlar, Avrupa'daki Hıristiyan Demokrat Partileri incelerlerse, farkı görecekler.
Avrupa Kalesi'ni içerden fethediş: Almanya'da her yıl 35-40 bin Türk'ün Alman vatandaşlığına geçeceği, bunların üçte ikisinin de seçmen yaşında olacağı öngörülüyor.
Türkiye AB'ye alınmamasına rağmen Türk asıllılar AB ülke parlamentolarında ve Avrupa Parlamentoları'na aday olup seçilmeye başlıyorlar. Seçilmek önem sırasında ikinci; "yabancı"nın sırf "adayım" diye çıkması bile, yaşadıkları toplumları duyarlı kılıyor. Avrupalı'nın bilinç altında kendi içlerindeki Türkler'in Avrupalılığını dolaylı bir kabulleniş...
Avrupa Birliği'nde Türkler'i de kapsayan 12 milyon Müslüman yaşıyor. Almanya'yı ele alırsak, buradaki Türkler'in dışında 150 bin Müslümanlığı seçmiş Alman var.
12 milyon Müslüman AB içindeki pek çok üye ülkenin nüfusundan çok. Bu noktada doğan bir temsil sorunu var mı? Eğer varsa AB bu sorunu pekala laik Türkiye ile aşabilirdi. Türkiyeli bir Avrupa, dinler hiyerarşisini değiştirebilir, Müslüman yabancılara din farkından doğan ek soyutlanmaları daha az yaşatabilir, giderek de İslam dünyasıyla daha barışık bir konuma geçebilirdi.
Türk asıllıların yavaş fakat emin adımlarla Avrupa Parlamentosu'na girmeleri, tüm Avrupa'da yaşayan Türkler'in ve giderek de 12 milyon Avrupa Müslümanı'nın toplumsal statüsünü yukarı çekecek bir gelişme...
Avrupa değişiyor derken biraz da bunu kastediyorum.
