kapat

08.05.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
I H Y
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
HINCAL ULUÇ(uluch@sabah.com.tr )


Aşkın, sevginin, sevenlerin şairi..

"Boynuna o yeşil fuları sarma çocuk Her gün kafeteryaya gelme..

Vurulursun.."

Kağıda baktım.. Bir de kağıdı getiren garsonun gösterdiği masaya..

Bomboştu.. "Ama demin oradaydı, kolej üniformalı bir kız" dedi garson..

Kolejli kızı görmedim hiç.. Bulamadım.. Vurulamadım..

Ne o gün, ne başkasında..

Oysa her gün Ankara'nın o yeni, o moda, o cıvıl cıvıl Ersan Kafeteryası'na kolejli kızları görmeye giderdik.. Sami ve ben.. Sami.. Çölgeçen.. Amerikan bahriyesi traşı ile ünlüydü.. Ben fularlarımla.. İki mülkiyeli.. Kolejli kızların gözdesi..

Kolejli kızı bulamadım.. Atilla İlhan'ı buldum..

Oktay Kurtböke ile aynı gazetede çalışıyoruz o yıllar.. Yeni Gün'de.. Akşam gazetede hava atmak için herkese gösterdim ya notu..

Oktay dedi ki..

"Bu satırlar Atilla İlhan'dan devşirme.."

Ve aslını söyledi bana..

"Boynuna o yeşil fuları sarma çocuk

Gece trenlerine binme..

Kaybolursun.

Sokaklarda mızıka çalma çocuk

Vurulursun.."

Vuruldum.. Delikanlı çağlarındaki yaşımla, Atilla İlhan'ın şiirlerine vuruldum..

Ne aşklar yaşadım onunla.. Ne aşklar..

ODTÜ'lüye

"Adını mıh gibi aklımda tutuyorum

Büyüdükçe büyüyor gözlerin

Ben sana mecburum bilemezsin

İçimi seninle ısıtıyorum"

dedim mesela..

Maçkalı değil ama, Modalı bir sevgilim vardı.. Ben onu severdim.. O başkasını severdi. Atilla İlhan, Üçüncü Şahsın şiirini benim için yazar Moda'ya yollardı..

"Gözlerin gözlerime değince

Felaketim olurdu ağlardım.."

....

"Limandan bir gemi giderdi

Sen kalkıp ona giderdin

Benzi mum gibi giderdin

Sabaha kadar kalırdın.

Hayırsızın biriydi fikrimce

Güldü mü cenazeye benzerdi.

Hele seni kollarına aldı mı

Felaketim olurdu ağlardım."

dedim ağladım, aylarca..

Sonra bir gün Atilla İlhan'la tanıştım.. Tarcan Günenç, o sevgili dost tanıştırdı bizi.. Ankara'da bir pastane vardı, Kavaklıdere yollarında.. Her öğleden sonra Atilla İlhan orada otururmuş.. Tarcan'la taşındım günlerce..

O ne doyulmaz sohbet.. O ne tatlı anlatım.. Üstat anlatırdı, 40 ömre yetecek hayatını.. Nefes kesip dinlerdik..

* * *

"Kardeşim Hıncal Uluç'a" yazmış, CD'nin üzerine..

Atilla İlhan'ın kardeşi olmak..

Arabanın müzik setine koyduk, hemen.. Bastık düğmeye.. Geldi ses..

"Boynuna o yeşil fuları sarma çocuk!.."

Atilla İlhan'ın kendi sesi ile okuduğu en seçme şiirleri böyle başlıyor iyi mi?..

Yeşil fularlı delikanlıyı, Atilla İlhan'a başlatan dizelerle..

Kaç kez dinledim biliyor musunuz, "Bir mıh gibi" içime çakarak, her şiiri..

Şairin şiirini kendi okuması bir başka oluyor..

Atilla İlhan'ın şiiri zaten musiki.. Ama arkasına öyle bir musiki koymuş ki Ruhi Ayangil..

Sanki o türküler, bu şiirler için yakılmış..

Deliormanın her dinleyişte tüylerimi diken diken eden "Esme bre deli rüzigar, yarim yoldadır" üzerine bir Döşeme okumuş İlhan Usta, olmaz böyle şey..

Şahane Serseri..

İstanbul Ağrısı.. Bu muhteşem bir İstanbul Şiiri.. Size aynen sunmam gerek.. Uygun bir günde vereceğim size bu dizeleri..

Emperyal Otel..

Sisler Bulvarı..

Pia..

Daha niceleri..

Ve sevgili ülkem için yazılmış en güzel şiirlerden, Türkiye..

Ve Atatürk'ün ölümünün üzerine yazılmış bir baş yapıt.. Mustafa Kemal..

"Dağbaşını efkar almış..

Gümüş dere durmaz ağlar.."

Hey Atilla İlhan..

Hey aşkların, hey aşıkların, hey sevenlerin, sevilenlerin, hey yaşamı buram buram yaşayanların şairi..

Senin dizelerini senin sesinden dinlemek, nasıl bir lezzet, nasıl bir tad, nasıl bir keyif bilemezsin.

Ben sana mecburum, biz sana mecburuz, tüm sevenler sana mecbur..

Belki onu bilirsin!..

Saray'da bir gece..
İnanın tanıtımın kendisi, tanıtılandan güzeldi.

Gördüğüm en güzel tanıtımlardan biriydi.. Fevkalade seçkin davetlileri ile..

Opel yeni Vectra modelini sunmak için Yıldız Sarayı manejlerini seçmiş.

Sultan Abdülhamit'in atı Ferhan'a bindiği bu kapalı maneji Raimondo D'Abranco yapmış. 15'e 30 metre bir salon.. Tuğla, taş duvarlar.. Üstten kavisli pencerelerle aydınlanıyor..

Daha Yıldız Parkı kapısı önünde fraklı gençler karşılıyor sizi, yolu işaret ederek.. Kırmızı bir halının önünde duruyor, geniş kapıdan giriyorsunuz..

Direnen Mızıkacılar, en güzel müzikal şarkıları, en ünlü operet ve opera aryaları ile karşılıyor sizi..

Sonra gökten pul pul ışıklar yağarken, Oz Büyücüsü'ne giden gibi bir yol açılıyor, davetlilerin arasından ve Vectra'lar salona giriyorlar, yakışıklı delikanlılar ve şirin kızlarla..

Vectra, önde oturanlar için sevimli, işlevli bir otomobil. Benim gibi arkada oturma durumunda olanlara göre değil.

İrtica tohumları ilk Mervesini verdi!..

Gündemi bir de Hakan ile Utku'dan dinlemek ister misiniz?..

* * *

Meclisin açılmasının ve meclis çevresine ekilen irtica tohumlarının ilk Merve'sini verdi. Atatürk'ün meclisine milletvekili sıfatıyla girenler, türbanla içeri giren milletvekilini görünce gıklarını çıkarmayarak Atalarına bağlılıklarını bir kere daha kanıtladılar.. Üstelik bazıları yemin edeli henüz on dakika bile geçmemişti. Demek ki bundan sonra yemin törenlerinde meclis salonunda Kayahan'ın "Bir yemin ettim ki dönemem" parçası çalınmalı. Aslında sadece bu da değil. Yemin metninin de elden geçmesi gerekiyor sanki. Nasıl mı?

Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, çarpanlarına ayırmaya kalkmayacağıma,

işkembeden atanının ve yan gelip yatanın yanında olmayacağıma,

Demokratik ve laik Cumhuriyet'e layık olacağıma, onu hiçbir ilkeyle aldatmayacağıma,

İkinci, Üçüncü Cumhuriyetlerle flört etmeyeceğime,

Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma yemin ettikten on dakika sonra Atatürk'ün meclisine türbanla giren milletvekili görünce "aaaa..bakın kuş geçiyor" diye tavana bakmayacağıma,

kürsüde konuşanlara veya meclis başkanına su, çamur gibi şeyler atmayacağıma,

zırt pırt parti değiştirip döne döne seyyar vantilatörlük yapmayacağıma,

yüce meclisi dönme dolaba çevirip milleti kusturmayacağıma,

listede adımı görmeyince çocuklar gibi küsüp, kendimi ve yüce meclisi kargalara bile güldürmeyeceğime,

sıra kapaklarına vurarak "kapak tadı" vermeyeceğime,

kuru gürültü çıkarmayacağıma ama milletin midesinden kopup gelen "kuru gurultulara" kulak vereceğime,

meclisi A Takımı'na çevirmeyeceğime,

konuşan Türkiye'yi "yumruklarıyla konuşan Türkiye" haline getirmeyeceğime,

sıfatıma bakmadan küfredip, çalışıyorum numarasıyla boşa kürek çekip havanda su dövdükten sonra eve gidince çoluğun çocuğun yüzüne nasıl bakacağımı hesap edeceğime,

yüzde 2'lik ve 3'lük oy dilimine şirin görüneceğim diye rejim düşmanlarına tepkisiz kalıp değerimi 3 kuruşluk etmeyeceğime,

meclis tavanına çiğ köfte atmayacağıma,

meclis başkanının önünde birikip görüş alanını daraltmayacağıma, dahası halkı daraltıp afakanların basmasına yol açmayacağıma,

"genel başkanımı aklayacağım" diye partimi çamaşır tozu, meclisi de çamaşır makinesi haline getirmeyeceğime,

meclise bir yemin ederken bir de maaş alırken gelenlerden olmayacağıma,

3 gün çalışıp 3 aylık maaş için "Maaş..Allah" demeyeceğime,

başım ağrısa Amerikalar'a doktora gidip faturasını millete ödetmeyeceğime, Minnet vekili olmayacağıma,

mal varlığımı ve ceylan derisi koltuğuma bağımlılığımı, devletin varlığı ve bağımsızlığından üstün tutmayacağıma,

Büyük Türk Milleti ve cümle alem önünde, namusum, şerefim, dinim imanım üzerine ant içerim. İki gözüm önüme aksın, ekmek musaf çarpsın ki doğru söylüyorum. Daha ne istiyonuuuuzzzz?!?!?

Hakan & Utku

Dört Mevsim!..
Sağmacılar cezaevinden devşirme Dört Mevsim/Four Seasons oteline ilk defa ve nihayet gittim. Kabataşlı Beşiktaşlılar davet etmişti..

Dünyanın en ilginç otellerinden biri olmuş.. Duvarlarında hala muhafaza edilmiş mahkum kakması yazıları ile..

Dünyanın en güzel imam bayıldılarından birini yedim..

İlginci..

Bu imambayıldının altında bir İtalyan'ın imzası var..

Şef Carlo Bernardini..

Yolunuzu Sultanahmet'e düşürün.. Four Seasons'a uğrayın ve zeytinyağı deyince adı dünyada ne yazık ki bizden önce gelen İtalya'dan gelmiş bir şefin lezzetlerini tadın, derim..

SEVDİĞİM LAFLAR
Bir hatayı iki defa tekrarlamayan en mükemmel insandır.

Albert Einstein

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır