G.Saray hep tam

Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim'in bir deyişini çok beğendim, sık sık tekrarlıyorum. Fatih Terim hep der ki; "G.Saray takımı sahaya 11 futbolcuyla çıkıyorsa, demek ki eksik değildir." Terim'in bu sözü Beşiktaş karşısındaki kupa finalinde de doğru çıktı.

Herkes maçtan önce Hagi'nin ve de Arif'in yokluğunun Galatasaray'ı büyük ölçüde etkileyeceğini düşünüyordu. Sarı-kırmızılı takım, belki oyunun ilk yarısında biraz bocaladı. Ama ikinci yarıda eksiksiz gibi oynadı.

Ümit gerçek joker
Uzun zamandır söylüyorum, yazıyorum. Ümit, her geçen gün performansının üstüne performans katıyor. Hani derler ya; 'Joker futbolcu' diye... İşte Ümit, tam bu tanıma uyan bir futbolcu. Nereye koysan, kalbiyle, yüreğiyle, teknik kapasitesiyle çok iyi randıman veriyor. Beşiktaş karşısında attığı iki gol de, yukarıda söz ettiğim yeteneklerinin göstergesiydi.

Tabii, Galatasaray'ın başarısında sadece Ümit'i öne çıkarmak doğru değil. Doğru olan sarı-kırmızılı takımın bütün futbolcularının, kaleci Taffarel'den başlayarak en son adamına kadar kafa yapısı olarak da, fizik gücü olarak da, teknik kapasite olarak da neleri var, neleri yoksa ortaya koymaları.

Gözümün önüne geliyor; küçücük Emre'nin bu maçta yaptığı inanılmaz hareketler. Okan'ın sağ kanada geçtiği zaman Beşiktaş sol kanadını ne hale getirdiği. K.Hakan'ın hem savunmada hem hücumda müthiş mücadelesi. Suat'ın 4 ciğerli gibi çalışkanlığı. B.Hakan'ın rakip kornerlerde, kendi 18'ine gelip, hava toplarında kimseye izin vermemesi. Popescu'nun, Hagi'yi aratmaksızın takımı bir maestro gibi yönlendirişi. Fatih'in inanılmaz gücü. Bülent'in takımı adına kendisini yırtarcasına çırpınışı. Ergün'ün sol ayağını raket gibi kullanışı.

Galatasaray takımı, "Bu özelliklerini ligdeki Beşiktaş maçına taşır mı, taşımaz mı?" diye sorarsanız, ben "Taşır" derim.