kapat

08.05.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
I H Y
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Kardemir, Karabük'ün kalbi
Türkiye'nin her yöresinden insan görmenin mümkün olduğu, herkesin birbirini tanıdığı Karabük'ün kalbi Kardemir'de atıyor; halkın yüzde sekseni ekmeğini Kardemir'den çıkarıyor

DÜnyada her yıl 700 milyon ton çelik üretiliyor. Bunun da onda biri, yani 70 milyon ton hurdaya çıkıyor. Bu hurdanın yarısı çeliklemede, yani maya misali yeni çelik elde etmeye kullanılırken öteki yarısı satılabilir hurdaya dönüşüyor. İşte satılabilir bu hurdanın on milyon tonunu Türkiye kullanmakta...

Kardemir Genel Müdür Yardımcısı Ersin Öztürk, hurdanın dünyadaki profilini çizdikten sonra, sözü ülkemize getiriyor:

"Demir-çelik sektöründe iki ürün kullanılır. Yassı, yani teneke ve sac; uzun, yani yuvarlak, profil, köşebent ve lama... Dünya giderek yassıyı çoğaltıyor, biz ise uzunu... Yassıyı yalnızca Erdemir üretiyor."

Uzun üründe ise durum şöyle: On iki milyon ton üretiliyor ve yarısı kadar tüketilmekte, yani altı milyon tonu ihraç etmek lazım.

İki devin çöküşü
İhracat, Körfez Savaşı'ndan önce İran ve Irak'a yapılıyordu. Daha sonra Doğru Asya ile Cezayir başta olmak üzere Kuzey Afrika ülkelerine yönelindi. Son yıllarda ise en büyük alıcı ülkeler Tayland, Endonezya ve Filipinler. Bu ülkeler de global krize girince, Türkiye ithalat yapamaz duruma geldi.

Öztürk, "Yapılamayan bu ihracat iç piyasaya yansıdı" diyor ve ekliyor: "Bu o kadar önemli değil, atlatılırdı. Vahim olanı Rusya ve Ukrayna gibi demir-çelik sektöründe iki devin çöküşü... 90 milyon ton üretimleri var. Üstelik teknolojileri son derece geri, hepsi devlet fabrikası ve insan gücüyle çalışmakta... Ve Rusya bugün ayakta durmak için 240 dolara mal ettiği kütüğü, ne bulursa, 70-80, hatta 50 dolara satmakta. İşte bizim bununla rekabet etme gücümüz yok. ABD ve Avrupa ülkeleri Rusya'dan ithalatı durdururken, Türkiye açık pazar haline geldi. Bundan da ithalatçılar para kazanır oldu. Biz, 210 dolara mal ettiğimiz kütüğü 150 dolara satmak zorunda kalırken, ithalatçı 60-70 dolara hurda adı altında mamul getiriyor ve 150 dolara satıyor."

Peki, çözüm?.. "Çözüm" diyor Öztürk, "İhtisas gümrükleri kurulsun ve yurda hileli mal girmesin... Bir de yassıya fon konuldu, ama uzun sıfır gümrükle giriyor, yani fon yok. Uzuna da fon koymak lazım..."

Ekmek kapısı...
Karabük'te Türkiye'nin her yöresinden insan görmek mümkün. Herkes birbirini biliyor ve tanıyor. Böyle olunca, doğallıkla dedikodu da çok Karabük'te... Ama bu durum, insanlar arasında otokontrolü sağlıyor. Ayrıca Kardemir, Karabük'ün kalbi. Halkın yüzde sekseni ekmeğini Kardemir'den çıkarıyor. Son yıllarda tekstil biraz gelişmiş ama, şimdi o da krizde. Bir tekstil işçisi ayda 30 milyon lira kazanırken ev kiraları 50 milyon sınırına dayanmış...

Bütün bunları da Fevzi Fırat caddesinin alt ucunda, istasyonun karşısında bir büfede, dokuz yılı İstanbul'da geçmiş, şimdi de bir yıldır Karabük'te görev yapan bir polis memuru ve büfe sahibiyle konuşuyoruz.

Büfenin sol tarafı eski Beyoğlu'nun arka sokaklarını andırıyor. "Kader" ve "Yükselen" barların kapı yanlarında, 70'li yılların yıldız arabeskçisi Biricik'in Kumkapı mağduresi Gülten Kızılkaya'nın afişleri... Polis memuru, "Bunlara aldanma bey" diyor, "hepsi sahte... Yarın oraya İbrahim Tatlıses'in, Sibel Can'ın, Hülya Avşar'ın afişini de asarlar... Sen bir de gece gel buraya..."

Karabük'te yalnız demir-çeliğe değil, eğlenceye de fon koymalı diye düşünüyorum.

YARIN: Ereğli Demir Çelik; başlıbaşına bir kent...


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır