kapat

02.05.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
I H Y
Sofra
L E I T Z
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
HINCAL ULUÇ(uluch@sabah.com.tr )


Atatürk'le ortak olmayı reddetmişti!..

"Atatürk'le ortak olmayı kabul etmemişti, biliyor musun?" dedi, Şakir Eczacıbaşı..

Muhsin Ertuğrul, Şakir Bey'in yakın arkadaşı. Türk tiyatrosunun bu büyük anıtı öleli 20 yıl olmuş.. Sohbet onun üzerine.

"Nasıl yani?" dedim..

Şakir Bey öyle tatlı anlatıyor ki..

Efendim, Atatürk'ün hani o meşhur sofrası var.. Ona davet etmişler Muhsin Bey'i..

Sessiz sedasız bir kenarda oturuyor. Sofrada zamanın ünlü ses sanatçıları var. Atatürk işaret ediyor, birer şarkı söylüyorlar..

Atatürk bir ara Muhsin Bey'e dönüyor..

"Genç adam, sen de bize şöyle bir tirad oku bakalım.."

Muhsin Bey oluyor kıpkırmızı.. Tiyatronun dehşetengiz müdürü.. Sahne dışında iş yapanların canına okumuş. Şimdi bir yanda kendi ilkeleri.. Öte yanda Ata'nın emri..

"Paşam" diyor, "Ben sadece sahnede okurum.."

Sofrada buz gibi bir hava..

Afet İnan araya girip "Delikanlı biraz mahçup" falan demeye getiriyor, ama soğukluk devam ediyor.

Yemek bitiyor. Ata bakıyor, tiyatrocu üzgün.. Elini omzuna koyuyor..

"Gel bakalım" diyor, "Bizim poker karesine katıl!.."

"Ben poker bilmem paşam!.."

"O zaman sen hangi oyunu biliyorsan onu oynarız.."

"Ben hiçbir oyun bilmem paşam!.."

Etrafta nefes alan yok.. Sinek uçsa duyulacak..

Atatürk hala neşeli.. Israr ediyor..

"Peki o halde bana biraz para ver. Ortak oynayalım.."

"Param da yok paşam" diyor Muhsin Ertuğrul ve salona sanki bir bomba düşüyor.

Atatürk oyun salonuna geçiyor. Herkes peşinde.. Kimse Muhsin Bey'in yanında kalmaya dahi cesaret edemiyor.. Tek başına orada bekliyor oyunun bitmesini.. Kafasında "Ben ne halt ettim?.. Paşa şimdi beni ne yapar?" karabasanları ile..

Sabaha doğru konukları uğurlarken Ata, Muhsin Bey'e, "Madem sahnede okurmuşsun, gelip göreceğim" diyor..

Muhsin Bey İstanbul'a dönüyor.. Endişeli ve telaşlı..

Ardından haber geliyor.. Atatürk İstanbul'a geliyor.

Muhsin Bey koşuyor, kendisini çok seven Belediye Başkanı Muhittin Üstündağ'a..

"Şimdi tiyatroya da gelir mi?.."

"Sana 'Gelirim' dediyse gelir mutlak" diyor Muhittin Bey..

"Peki ya başaramazsam.. Ya rezil olursam" diyor, Muhsin Bey.. "Ben en iyisi hastaneye yatayım. Sahte bir ameliyat yapsınlar. Rapor alıp kurtulayım.."

"Olur mu?" diyor, Muhittin Bey.. "Korkmana gerek yok. Başaracaksın.."

Baykuş'u oynuyorlar o sırada.. Atatürk haber salıyor. Geleceği günü bildiriyor.

Muhittin Bey, Muhsin Bey'e geliyor..

"Aman ha" diyor.. "Sende perde zamanında açılır, manyaklığı var. Bu gece unut. Atatürk gelmeden perdeyi sakın açma.."

Akşam oluyor.. Muhsin Bey kararlı.. Kendi koyduğu kurala ihanet edemez. Kellesi gitse perdeyi anında açacak.. Bir yandan durmadan dua ediyor.. "Allahım ne olur zamanında gelsin.. Allahım ne olur zamanında gelsin.."

Perde arkasındaki delikten locanın kapısını gözlüyor durmadan.. Gelen giden yok..

Film sahnesi gibi.. Bir dakika kalmış.. Tam perdeciye "Hazırol" işaretini verdiği anda, locanın kapısı açılıyor ve Atatürk içeri giriyor. Perde tam zamanında açılıyor.. Oyun başlıyor.. Muhsin Bey ilk anlardaki heyecanını yeniyor. Havaya giriyor.. Kulis aralığından Muhittin Bey ona ikide birde "Zafer" işaretleri yaptıkça, morali daha da yükseliyor.

Oyun bitiyor.. Atatürk perde arkasına geliyor..

Muhsin Bey'e bakıyor..

"Delikanlı" diyor.. "Sen gerçekten sahnede okurmuşsun!.."

Pazar neşesi
Pazar neşemiz Fatih Hastürk'ten..

Kentli delikanlı, kırsalda dolaşırken, arabası batağa saplanmış. Patinaj yapıyor.. Çekmek gerek.. Dolaşmış dolaşmış.. Bir çiftçi bulmuş.. Yardım istemiş.. Çiftçi devasa bir katırla gelmiş yanına.. "Bu en güçlü hayvanım.. Adı Berbat!.. Onunla arabanı kurtarırız" demiş..

Arabanın tamponunu hayvana bağlamış ve haykırmış..

"Haydi yavrum Doru Kız!.."

Berbat'ta kıpırdama yok..

"Haydi yavrum, Alkan!.." diye haykırmış çiftçi..

Berbat aynen yerinde..

Çiftçi gene bağırmış..

"Haydi Harika.. Asıl yavrum!.."

Berbat'ta hareket yok gene..

Çiftçi bir kez daha bağırmış..

"Haydi aslanım Berbat, deeehhh!.."

Berbat bir yüklenmiş, bir zorlamış.. Çekmiş çıkarmış arabayı bataktan..

Kentli delikanlı, çiftçiye teşekkür ederken, merakla sormuş..

"Berbat'a niye üç defa yanlış isimle seslendin?.."

Çiftçi gülmüş..

"Berbat kördür. Eğer tek başına çektiğini zannederse, yandım allah yerinden kıpırdamaz!.."

PAZAR KEYFİ
POP'lu sorulara toplu cevaplar!..

Kenan Evren, Muazzez Ersoy'u neden sevmiyor?

Sürekli nostalji kasedi çıkarıp 80 öncesine dönmek istediği için.

*

Sezen Aksu hakikaten Yıldız Tilbe'yi çalıştığı kulüpten kovdu mu?

Kesinlikle hayır. Yıldız ön sıralarda oturmuş Sezen'i dinliyordu. Sezen bir ara şarkı eşliğinde dans edip dönerken kulağı Yıldız'a çarptı. Yıldız da kendini dışarıda buluverdi.

*

Hem Beatles gibi giyinip türküler söyleyen "Kim Bunlar" grubunun yeni türküsü ne olacak?

"Beatles'deeeee... beş minareeeee..."

*

Mahsun Kırmızıgül, Barış Manço'ya özenip ne yapacak?

MAÇOloji albümü çıkaracak. İlk şarkısı da "Yıkılmadım ANAPtayım" olacak.

*

Metin Şentürk neden şoka girmiş?

Bir yerde körlükle ilgili hiç yapılmamış bir espri buldu. "Hayret, bu nasıl gözümden kaçmış?" dedi.

*

Erol Evgin'in oğlu niye saçlarını kazıtıp müzik piyasasına girdi?

Babası gibi saçı peruk mu değil mi spekülasyonlarını baştan engellemek için.

*

Mustafa Sandal niye son klibinde kask giyip gözlük taktı?

Son bombalama olaylarından sonra "I'm the Bombacı" şarkısı yüzünden arandığını sanıyor. Tanınmamak istiyor.

*

Her gün yeni bir klip çekiliyor. Yakında hangi hastalığa yakalanacağız?

KLİBAL enfeksiyon.

*

Ajda niye olur olmaz her konuda görüş bildirir oldu?

Elalemin derdi onu geriyor. O zaman gerdirmeye hacet kalmıyor.

*

Çelik saçlarını niye kestirdi?

Biri "Atatürk uzun saçtan nefret ederdi" demiş. Çelik de yemiş

*

Sırplara verilecek en güzel ceza ne ?

Banu Alkan, Seren Serengil, Pınar Eliçe ortak bir albüm doldursunlar. Sırplara yollayalım.

*

Hasan Mutlucan da nostalji modasına uyacakmış. Albümün adını ne koyacakmış?

POSTALji 12

*

Küçük Onur prestij ailesinden neden ayrıldı?

Artık büyüdü. Her büyüyen çocuk gibi yuvadan uçma zamanı gelmişti.

*

Baktılar tutuyor herkes türkü okuyor. Bu işin sonu nereye varacak?

Memleketin adı "Türkü ye" olacak.

*

NATO niçin Yugoslavya'da savaş çıkardı?.

NATO baktı Tarkan'ın Güneydoğu'yu bahane edip, ülkesine dönüp askerlik yapacağı yok, savaşı yakınına getirdi.

*

Popçularla dinleyiciler arasında ne fark vardır?

Biri klip çeker, diğeri "Ya sabır!"

*

Pop dünyasının kafalarda en çok soru işareti bırakan şarkısı hangisi?

"Kiziroğlu Mustafa Bey, ağan kim? paşan kim? hanım kim? güzel kim? kim? kim? kim?"

Hakan&Utku

Mutluluk dediğin..

Sizlerden gelen tariflerle, mutluluk..

..canımdan çok sevdiğim kızım Merve'nin (2,5 yaşında) daha tam olarak tanıyamadığı Tütiye'ye gidip şumbult şumbult şüşmesidir. (Türkiye'ye gidip cumburt cumburt yüzmek istemesi..)

(Özgü Cengiz)

*

..şekerpareyi yerken hissettiğim tatdır.

..annemin benimle arkadaş olmaya çalıştığını görmektir.

(Fatma Uygur)

*

.. yorgun bir günden sonra evime gelip o güzel balkonumdan İstanbul'u seyretmektir.

(Filiz Kaya)

*

..tüm güzellikleri hakeden annemin mutlu olduğu andır.

(Yasemin)

Acele yok!..

Türkçe izleyicilerinden Hüseyin Movit Üstad, Güngör Mengi'yi eleştiriyor.. "Nüfusun şu kadarı Müslüman, bu kadarı Sırp, o kadarı da Hırvat" diye yazmış Güngör.

Movit, "Mengi elmalarla armutları toplama yanlışına düşmüş" diyor.

Uzun uzun anlatıyor ki, Sırp ve Hırvat, etnik kimliktir, Müslüman ise dinsel.

Görüşte haklı..

Ama gerçekte haklı olan Güngör!..

1979'da Yugoslavya'ya gittiğim zaman doğruyu öğrendim..

Tito'nun yaptığı düzenlemelerle, Yugoslav vatandaşlarının kimliklerine etnik orijinleri yazılmış:

"Sırp.. Hırvat.. Karadağlı.. Makedon.. Sloven.."

..Ve de.. Dikkat buyurun..

"Müslüman.."

Yugoslavya'yı anlatan kitapları alıyorsunuz..

Yazıyor..

"Halkın şu kadarı Sırp, bu kadarı Hırvat, falan filan.. Şu kadarı da Müslüman.."

Hemen saldırdım, Yugoslav gazetecilere, Movit Üstad gibi..

"Bunlar elma ile armut yahu.. Etnik orijinle, din aynı olur mu?.."

"Burada demokrasi var" dediler.. "Nüfus sayımında halka sorulur.. Ne olduğunu söylerse, o yazılır.. Bunlar 'Ben Müslümanım' diyenler.. Biz ne yapalım?."

Yemedik tabii.. Biraz derin araştırdık ki, Yugoslavya'yı oluşturan her milletin etnik kimliğine saygı duyan Tito, Türkler'den nedense çekinmiş. Bu kimliği yok etmek için, "Müslüman" diye bir kimlik icad etmiş, hem nüfus kağıtlarına, hem de coğrafya kitaplarına öyle yazdırmış..

Yani.. Yugoslavya'da demografik olarak resmen, "Sırplar.. Hırvatlar.. Şunlar bunlar.. ve de Müslümanlar" var, Movit Üstad.. Güngör haklı yani!.

BİZİM DUVAR
ANAP'ta çıt yok...Arıııı tıs tıs tıs...Hakan&Utku

SEVDİĞİM LAFLAR
"Bir insan hangi limana erişmek istediğini bilmiyorsa, onun için her rüzgar uygundur."

Seneca (Teşekkürler Sibel)

PAZARIN SORUSU
"Bir uçak düştüğünde kara kutusu sağlam kalıyor. Peki uçağın geri kalan kısmını neden aynı malzemeden yapmıyorlar?."

(Ben Arda Uskan'ın köşesinden yürüttüm. O da internetten yürütmüş.)

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır