Çapkın bir morsalkımı incirin dallarına kol atarken izledim dün sabah. Kuş kanadında dolaştım tomurcukları. Her gülde bir tavır yakaladım. Çiçekler ne kadar çok çeşitliyse demet de o kadar güzel olur...
Bir küçücük delik açmıştı karıncalar geçen yaz bahçede. Çocuklar kurcalayıp deliğe çomak soktular. Derken o delik iyice büyüdü ve evin köpeği Kıtmir'in de dikkatini çekti.
Kıtmir her başıboş kaldığında deliği eşeledi. Oldu mu size bahçenin orta yerinde koca bir çukur.
Küçük sorunları kurcalayıp büyütmek hiç zor değildir aslında. Sonra, koca bir çukurla başbaşa kaldığımızda bile akıllanmayız. "Ne alemi vardı sanki karınca deliği ile uğraşmanın" diyemeyiz...
Kahvaltı saati geldi ve sabahın taze sihrini gazeteler dağıttı. "Başımıza türban kadar taş düşsün" dedim içimden. "Bu meseleyi görmezlikten gelelim, başımıza belâ açmayalım" diye yazmıştım altı yıl kadar önce. Fakat o kadar çok kurcalandı ki, görmezlikten gelinecek hali kalmadı artık sorunun.
Gazetelerin birinde başörtülü milletvekiline bilgisayarda peruk takmışlar. "Laikliği peruk kurtarır!" diye de altına yazmışlar.
İstanbul dün çok bahardı ve ben artık insanlarla uğraşmak istemiyordum. O an aklıma Kıtmir geldi.
Kıtmir'in cinsini sorduklarında "sokit" diyorum. Bu benim uydurduğum bir kelime ve "sokak köpeği" demek oluyor. Bunlar yavruyken çok sevimli oluyorlar. Kaldı ki bizimki adını Yedi Uyurlar'ın efsane köpeğinden aldığı için evliya muamelesi görüyor.
(Okur yazar eve köpek gelmenin Kıtmir açısından ilk zorluğu sahibesinin SABAH Kitapları'ndan çıkan Köpek Eğitimi El kitabı ile Köpek Bakımı El Kitabı'nı gece gündüz hatim indirir gibi okumasıyla yaşandı. Kadın kitaptaki herşeyi sular seller gibi öğrendi, ama iş uygulamaya gelince bir türlü vakit bulamadı. Bu arada Kıtmir'in erken eğitim çağı geçmiş ve bekçi Şükrü Amca devreye girmişti. Şükrü Amca'nın en sevdiği komut ise "deş" idi. Kıtmir bahçedeki eski karınca deliğini bu sayede bol bol kazdı.)
Çamlıca'daki Köpek Eğitim Merkezi'ni küçük ilanlarda keşfettim. Ancak Kıtmir'in okula yazılması otomatik olmadı. Önce zeka testine tabi tutuldu. Bu testi geçemeyenleri okula almıyorlar. Bizimki başarılı olmasaydı kendimi çocuğu sınavı geçememiş kadınlar kadar kötü hissedecektim.
Dün Kıtmir'in okuldaki 20'inci gününde ziyarete gittik. Köpek, Şükrü Amca'yı görür görmez eğiticisinden kaçıp yanımıza geldi ve...
Toprağı deşti.
Kıtmir'in "deş" komutundan kurtulması için artık çok geç olabilir. Ama o bir köpek. İnsanlar bile durduk yerde "deşerken" o ne yapsın?