Millet seçimde irticayı tehdit konumundan çıkardı. Ama meclis yine aynı tehdidin meydan okuması ile açılıyor.
Seçimde iki parti din sömürüsü yaptı.
Milli irade ikisine de ceza verdi.
Fazilet, rahmetli babası Refah'ın 6 puan altına itilerek birinci partiden üçüncü parti konumuna indirildi.
Artık DYP diye anılması mümkün olmayan Çiller'in partisi de 7 puan geriletildi.
Yeni milletvekilleri bugün, Anayasaya ve cumhuriyete bağlılık yemini edecekler.
2000 yılına 8 ay kaldı ve incir çekirdeğini doldurmayacak nedenlerle önü tıkanan ülkenin umudu olan parlamento, sıkıntılı bir sınavla karşı karşıya..
Devletin yargı gücü, suçlu bulduğu Erbakan'ı siyasetten yasaklamış, partisini kapatmış.. Fikri planda mücadele etmek onun hakkı. Ama hileli eylemlere yönelmiş..
Milletvekili yaptığı türbanlı genç bir kadını kullanarak yeni parlamentoya sabotaj yapıyor, rejime saldırarak toplumun huzurunu bozuyor.
Dinle ilgisi yok..
Merve Kavakçı bugün ne yapacak?
Edeceği yeminin ruhuna uygun mu davranacak, yoksa Erbakan'ın kriz taşeronu rolünü mü oynayacak?
"Prosedürde ne varsa öyle hareket edeceğiz" sözü ne anlama geliyor?
"Devletin kurallarına uyacağım" demek mi oluyor, yoksa "İç tüzükte türban yasağı yok, çıkarmayacağım" inadına kamuflaj mı?
İstanbul Müftüsü Necati Tayyar Taş dün "Türkiye'de dinin emirlerini yerine getirememekten doğan bir sıkıntı yok. Devletin koyduğu kurallara isyan etmek yanlıştır" dedi.
Bunu herkes biliyor.
Olayın dinle ilgisi yok.
Tamamen din sömürüsüne dayalı ilkel bir siyasetin zorlamasıdır..
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, hukuka karşı oldu bitti yaratmak peşindeki bir anarşi eylemi ile yenilmez. Bu sadece parlamentonun onurunu koruyamayan partilerin ve milletvekillerinin sorumluluğu olur.
Bir de "Fazilet Refah'ın devamıdır ve devletle barışmaya niyetli değildir" yargısının cüretkâr bir gösterisi..
Gergin bekleyiş..
Amaç belli.. Merve Kavakçı'ya türbanla yemin ettirmek, ardından üniversitelerden mahkemelere, hastanelerden devlet dairelerine emsal yaratmak..
Bugün meclise başkanlık edecek olan 86 yaşındaki DYP milletvekili Septioğlu tarihi bir rol oynayacak.
Kavakçı'yı türbanla salona aldırmayabilir..
Girse bile başını açmadan yemin etmesine izin vermeyebilir..
Bir ihtimal daha var:
Merve Kavakçı'nın sırası gelirken "yoruldum" deyip yerini ikinci yaşlı üyeye terk etmesi.. O zaman başkanlık kürsüsüne Fazilet'li Süleyman Arif Emre oturacak..
Bugün umut ve güven veren bir demokrasi olayı mı, yoksa önceden planlanıp ilân edilmiş bir suç eylemi mi izleyeceğiz?
Bilmiyoruz.. Göreceğiz..
Çağdaş demokrasiye ve cumhuriyet değerlerine sahip çıkacak bir meclise artık kavuşmak istiyoruz!