Yorumsuz
Hızır Kavak... Doğruyol Partisi, Konya İl Başkanı... Seçimde gece gündüz demeden çalıştı.
Dün konuştuk.
"Biz görevimizi yaptık" dedi:
- Konya'da oyumuzu arttırdık... Ama Türkiye genelinde kötüyüz.
"Neden" diye sorduk?
Hızır "gözünü budaktan, sözünü dudaktan esirgemeyen" siyasetçilerden.
Yani "Doğrucu Davut" takımından.
"Tabanın hiçbir suçu yok" diye söze başladı.
"Kusur tavanda" diye devam etti.
Sonra da...
Kendi sordu, kendi yanıt verdi:
- Yavuz Ağabey, Konya listesine hiç "üç kontenjan" konulur mu?... Konulmaz... Konya tarihinde böyle şey görüldü mü?... Görülmedi... Böyle hatalar yapılırsa... Parti işte bu sıkıntılara girer.
***
Hızır Kavak'la telefonla konuştuk.
Çumra'daydı.
"Seçim sonunda... Teşekkür için" ilçeleri dolaşıyordu.
"Bakan Bey (Mehmet Gölhan) nerede?" diye sorduk.
- Yanımda... Veriyorum.
Gölhan, DYP'nin "Teşkilat Başkanı."
Önce seçilmesinden dolayı kutladık
Ardından da sorduk:
- Ne oldu? Nasıl oldu?
Gölhan "yılların üst bürokratı... Siyasetçisi."
Adı "hiçbir yolsuzluğa... Uğursuzluğa" karışmadı.
Dedi ki "birtakım hatalarımız oldu."
Ve devam etti:
- Aday listelerimiz uygun değildi... Liste yapılırken milletvekillerine hiçbir şey sorulmadı.
Gölhan biraz durakladı.
Sonra da
"Çok önemli bir şey" söyledi:
- Bize de sorulmadı.
Derken...
"En önemli şey" dudaklarından döküldü:
- Diyelim ki "hiçbir milletvekiline sormama kararı" alındı... Öyleyse... İl Başkanlarına sorulmalıydı... Onlara da sorulmadı.
***
Sohbete devam ettik.
Bir ara Gölhan şunları söyledi:
- Orta sağda iki parti didişti... Millet bundan hoşlanmadı... Liste küskünleri parti aleyhine çalıştı... Size bir şey daha söyleyeyim mi?
Dedik ki "iki şey söyleyin."
Söyledi...
Bir:
- Siyaset, menfaate dönüşmüş.
İki:
- Eski ideal de yok, eski inanç da.
***
DYP gibi "köklü bir parti" beşinci sıraya düşecek de...
Bunun hiç "acısı... Sancısı" olmayacak.
Mümkün mü?
DYP'de "yara" yeni yeni soğuyor.
Soğudukça da "acı... Sancı" artıyor.
***
Birkaç ay önceydi...
Almanya-Hessen'de "Eyalet seçimleri" vardı.
Eyalet Başbakanı SPD'li Hans Eichel "sandıktan birinci parti olarak çıkacağız" dedi.
Ama "oyunu arttırmasına rağmen."
Birinci olamadı.
Ve "kararını" açıkladı:
- Hedeflediğim oyu alamadığım için Eyalet Başbakanlığı görevinden istifa ediyorum.
Bütün Almanya "bu onurlu davranışa" alkış tuttu.
Sonra "ne oldu" biliyor musunuz?
Federal hükümet "Sen önemli bir siyasetçisin... Eyalet Başbakanlığı'nı kendi isteğinle bırakacak kadar onurlusun" dedi.
Ve geçen hafta...
Hans Eichel "Federal Hükümetin Maliye Bakanlığı'na" getirildi.
Yani "hükümetin en önemli üç isminden biri" oldu.
Yani "Almanya'nın en önemli on kişisi" arasına girdi.
"Uzun söze... Yoruma" gerek var mı?
