


Meğer...
Meğer ne kadar çok MHP sempatizanı varmış da haberim yok.
İstanbul'daki dostlarıma hayret ediyorum.
Ben onların çoğunu sosyalist bilirdim... Sosyal insan olamayanlarını bile sosyal demokrat zannederdim.
Yüksek hasletlerini ne güzel saklayabilmişler meğer... Milliyetçilik duygularını yıllarca ne büyük bir maharetle bastırabilmişler... Vay vay vay.
Şimdi tevazuyu bırakıp hızlı MHP'li kesildiler...
İşlerini takip, ya da tayin terfi ricaları için Bakanlıklara giderken, bundan böyle rozet bile takarlar, elleriyle kurt işareti bile yaparlar.
Yahu bizim Mete Has, bunların yanında komünist kaldı.
*
Meğer ne kadar çok anti Mesut Yılmazcı varmış da haberim yok.
İstanbul'daki dostlarıma hayret ediyorum.
Ben onların çoğunu Yılmazcı bilirdim. Yılmazcı olmayanlarını bile liberal ANAP'lı zannederdim.
Yılmaz'a karşı öfkelerini ne güzel saklayabilmişler meğer... ANAP sempatizanı gözükmeyi ne büyük bir maharetle sergileyebilmişler yıllarca... Vay vay vay.
Şimdi ANAP misyonunun tamamlandığını söylüyorlar. Yılmaz'ın lâfını bile ettirmiyorlar. Çeksin gitsin diyorlar.
Yahu, Semra Özal bile bunların yanında Yılmazcı kaldı.
*
Tansu Çiller için özel bir paragraf açmaya lüzum yok... Ama açalım.
Herkes biliyor ki, 5 yıldır süren bu kuvvetli dalganın karşısında kimse duramazdı. Yüzde 12 oy, bir mucize'dir... Hem de kendi hatalarına rağmen.
Bence 3 puan almalıydı...
En fazla 5 puan.
Bu 12 puan da nerden çıktı.
Türkiye'de her 100 kişiden 12'si, hâlâ Çiller diyorsa, ben "o kadın"dan korkarım.
*
Baykal'a ne çok kızan varmış meğer.
Duygularını saklamayı çok iyi bilmişler... 15 yıldır Ecevit'e bir bölen diyerek meğer bizi işletmişler...
Atatürkçülüğün -meğer -tek partinin patentinde olmadığını da yeni yeni onlardan öğreniyoruz... Efendim, tarikatçılığın hiç de öyle çekinilecek bir nesne olmadığını şimdi bize tane tane onlar anlatıyorlar. Belki Fethullah Hocam'ın aslında bir Demokratik Solcu olduğunu bile söyleyecekler ama belki şimdilik hoca'dan utanıyorlar.
*
Unutuyordum.
İrtica bitmiş meğer de haberim yok.
Fazilet 3'üncü gelince, milletin ne büyük millet olduğunu hatırlayıverdiler. Sandıktan çıkan milli irade'ye saygıyı, vallahi 5 yıldır unutmuştuk.
Ya siyasi gelenek?
Cumhurbaşkanının dilediğini çağırıp Başbakan tayin edebileceği bir masalmış meğer.
Başbakan belli.
1. Parti'nin lideri...
O olmazsa, 2. partinin lideri.
O da olmazsa 3. partinin liderine evet mi? Doğru söyleyin.
Yok canım.
Bereket ki iş oralara kalmaz.
Halk Ecevit'e, yüzde 22 oyla, ülkeyi yönetmek için yüzde 100'lük bir yetki verdi. Demek ki verebiliyormuş...
Var mı itirazı olan?