Bir yıl geçmiş aradan, o sırada Almanya'da seçim yeni olmuş ya da olacak. Deniz Baykal direksiyonda, Antalya'da portakal ağaçlarının süslediği yoldan korumasız ve tantanasız geçerken ona sormuştum, "Neden siz de Alman sosyal demokratları gibi, seçim kazandığınızda kabinenin kimlerden oluşacağını açıklayamayasınız?" diye. Deniz Bey bunun Türkiye'de mümkün olmadığını söylemişti o zaman.
Sorum da pek naifti aslında, bizde parti yönetimlerinin çoğunun gücünü güçsüzlüğünden alan birer klikler dengesi üzerine kurulu olduğunu sanki bilmiyorum. Önceden bakan belirlemekten vazgeçtik, insan yerine geçecek bir iki kişi yetiştiremez mi siyasette? Bugün CHP'deki lider krizini numarasız koltuktan seyrederken ilk aklıma gelenler bunlar.
Uzun lafın kısası bugün CHP'den öyle üç beş gün içinde karizmatik yeni bir lider beklemek hayalcilik olur. Aday diye ortalıkta dolaşan isimlerin hiçbirinde Kurultay delegelerini bir taraftan diğerine savurma gücü yok.
Peki ama kim geçecek bu CHP'nin başına?
Geçmişte hatalı bulunan davranışlarına rağmen, pratik nedenlerle yine de en şanslı görünen isim Murat Karayalçın.
Pratik nedenlerden söz ediyorum, çünkü son Kurultay'da Karayalçın'ı destekleyen 300 küsur delege olduğunu biliyoruz. Aynı Kurultay'da tek aday Baykal'a verilmeyen 300 civarında protesto oyu vardı.
Karayalçın Ankara Belediye Başkanlığı için aldığı oyla popülarite testini başarıyla geçti. Yıkılan köprülerin bır kısmını böylece onarırken, DSP'ye kayan Aleviler'in sahici desteğini alan tek CHP'li de o oldu.
Şu anda CHP'nin en çok ihtiyacı olana şey karizmatik ve sürükleyici bir liderden çok partiyi tepeden tırnağa yeniden organize edebilecek bir teknik yönetici.
Bu açıdan baktığımızda da Karayalçın ismi ilk akla gelen; çünkü tüm şehirlerde partililerin katıldığı Sosyal Demokrat Düşünce Atölyeleri kuran oydu, "Kurumsal Reformlar Projesi" başlığı altında küreselleşme ve yeni üretim biçimlerinden tutun da, çevre, yargı sistemi, inanç özgürlüğü, sağlık gibi konulara kadar pek çok eğitim çalışması yaptı.
CHP'liler karizmatik lider beklentisini bir yana bırakıp gerçekçi olmalı. Hatırlarsanız, İngiltere'de Tony Blair öyle üç günde ortaya çıkmış bir lider değil.
Michael Foot, Neil Kinnock ve John Smith deneyimlerinden sonra parladı Blair. İşçi Partisi'nin ekonomiye yeni bakış açısını hazırlayan John Smith aniden öldüğünde, Blair pek öyle tanınmayan bir politikacıydı.
CHP de benzer bir geçiş dönemi yaşamaya hazır olsun.