Cumhurbaşkanı Amerika'dan sinyali verdi: "Sandıktan ne çıktıysa o muteberdir. Üç partili koalisyon olacaktır."
Hükümeti kuracak parti belli: DSP..
Oyları artan ikinci parti de MHP.
Fakat MHP'nin değişim çabalarına rağmen Ecevit'e yönelik caydırıcı bir etkileme kampanyası sürüyor.
Ecevit Kıbrıs'a bu baskıdan kurtarmak için gitti. Demirel'in sözleri ona yardımcı olur:
"MHP konusunda önyargılı olmaya gerek yok. Neticesini bekleyip görmek lâzım. Ne koyacak ortaya; ona bakmak lâzım. Ülkemde herkesin birbirini kabul etmesi lâzım.."
Demirel iki uyarı daha yaptı:
1. Belediye başkanları iki turlu seçilmeli;
2. Özelleştirmeden vazgeçilmemeli..
Seçim ve Partiler Kanunu ile ilgili uyarı için vaktin erken olduğu düşünülmemeli. Seçim davulları çalmaya başladıktan sonra böyle reformlar yapılamıyor.
Aynı şey ekonomik reformlar için de geçerli.
Seçimden yeni çıkmış hükümet, sahip olduğu umut ve güven desteğini hemen değerlendiremezse treni kaçırır.. Ve kara delikler üreten devletçi ekonominin enflasyon, durgunluk, işsizlik, tefecilik ve yolsuzluk üreten karmaşasında kaybolur gider.
Özelleştirmeleri bir yıl askıya alma planını MHP gözden geçirmelidir. Şeffaflık ve dürüstlük için zaman değil adam lâzım.
"Aranan adamlar bizleriz" diyorlarsa bunu hemen ispatlamalılar.
Para ve menfaat dağıtan devlet ekonominin içinden çıkmadığı sürece kim gelirse gelsin dağıtmaya devam edecektir.
Dün İslâmcı işadamları nasıl MÜSİAD'ı kurdularsa bugün de milliyetçiyim diyenler örgütlenip devletin kapısına üşüşeceklerdir.
Nitekim hazırlıklar görülüyor..
Komünizmi çağa direnen ekonomi modeli çökertti. Aynı direniş Türkiye'de değişimin önünü tıkadı. 75 yılda tuğla tuğla örülen sanayi göçmek üzeredir ve hiçbir ideoloji yaklaşan tehlikeyi geciktiremez.
Sorun siyasal değil tekniktir.
Siyaseten birbirine uzak duran DSP ve MHP'yi bu teknik görev bir araya getirecektir.
İki kötü kiracı
Çiller ve Mesut Yılmaz, tahliye davasını kaybetmiş iki kiracı gibi..
Ama yargı kararına saygı göstermeyen iki kötü kiracı.. Ve ev sahiplerinin başını derde sokacak ilhamlar uyandıran iki işgalci..
ANAP'TA bugün MKYK toplanacak.
DYP'de homurdanmalar artıyor.
Yılmaz, hükümete üçüncü ortak olarak girip bir "temdit" sağlamak peşinde. Çiller'in öyle bir ümidi de yok. İstenmiyor çünkü..
Bunu bile bile neyi bekliyor?
Seçimden sonra 50 saat evinden çıkamadı. Camlarından içi görünmeyen siyah bir otomobil yalısının bahçesine sokuldu, mahallesinden sıvıştı.. Kaçak gibi..
Özel uçak Esenboğa'da Çubuk yolu üstündeki ıssız hangarların önünde indirdi onu. Ankara'daki evine yine suçlu gibi girdi.
Parası, malı var ama neye yarar; itibarı kalmadı. Direndikçe daha da batacak.
Artık o da, Yılmaz da sanal liderlerdir.
Gidecekler de nasıl gidecekler?
Şimdi mesele bu!