G.Saray maçından sonra, "MHK bir cellat yolladı. İlk yarı işi bitirdi" açıklamasını yaptı. Aynı fikirde değilim. Hakem bayağı iyi bir idare tarzı gösterdi. En doğru işi, maçı 90 dakikada bitirmesiydi. Eğer paniğe kapılıp oyunu tatil yönüne gitseydi Trabzon'da çok büyük olaylar olurdu. Bir hakemin en büyük hedefi anormal şartlar olmadığı müddetçe maçı sahada bitirmektir, masaya taşımamaktır.
Seyircinin yaptığı yanlış. Aslında tepkileri tamamen Trabzonspor yönetimineydi. Geçen yıl F.Bahçe maçında Bariç'e atılan taştan sonra Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy çıkıp, "Ne var bunda? Magnum'la ateş mi edildi?" derse, bu sonuç normaldir.
Hagi'nin korner atarken seyirciyi tahrik etmesi yanlıştı. Trabzon'da sahaya çok şey atıldı. Bunların içinde kartı çıkarılmış mobil telefon, uzaktan kumanda bile vardı. Ama bunlar İnönü, Ali Sami Yen ve F.Bahçe Stadları'nda da atılıyor. Bir tarafı söylerken diğer tarafı da göz ardı etmeyelim.
Trabzonspor efsanesinin yaratıcıları Trabzon'un öz çocuklarıydı. Sonra kontrolsüz biçimde dışarıya dönüp özelliğini kaybetti. Şimdi ne yapılmalı? Birkaç yıl bazı şeyleri unutacaksın. Cesur kararlar alarak yeniden bir Trabzonspor yaratacaksın. Başarı için işinin başında duracaksın. En ufak ticari işletmeden büyük holdinglere kadar işin gerçeği bu. Eğer Trabzon başarılı olacaksa, başkanı da, yöneticisi de Trabzon'da oturmalı. Uzaktan kumandayla değirmen dönmüyor artık.