kapat

21.04.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
3'lü koalisyon yolda
Seçim sonrası çıkan tabloya göre, kurulacak hükümet için en güçlü formül Ecevit başkanlığında DSP-MHP-ANAP'tan oluşacak koalisyon görülüyor

Ankara- 18 Nisan seçimlerinin ardından Türkiye yeni hükümet için üçlü koalisyona gidiyor. Seçimden en yüksek oyu alarak çıkan DSP ve MHP'nin, ANAP'ı da yanlarına alarak üçlü bir koalisyon oluşturmaları bekleniyor. Üç partinin TBMM'deki sandalye sayısı 350'yi buluyor. DSP-ANAP-MHP hükümetinin, TBMM'de en büyük grubu oluşturan, DSP lideri Bülent Ecevit'in başbakanlığında kurulması öngörülüyor ve böyle bir hükümetin oy sayısı nedeniyle TBMM'yi çalıştırmakta zorlanmayacağı belirtiliyor.

İki ana formül
Oy oranı ve milletvekili sayısıyla birinciliği yakalayan ve Cumhurbaşkanı'ndan hükümeti kurma görevini alması beklenen DSP'de ilk olarak Ecevit başbakanlığında DSP-MHP-ANAP koalisyonu öne çıkıyor. DSP kulislerinde tartışılan ikinci formül ise DSP-ANAP-DYP koalisyonu. Her iki formül için kulislerde şu gerekçeler dile getiriliyor:

1- DSP-MHP-ANAP
Bu formül, yumuşak bir söylem sergileyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin MHP teşkilatına da hakim olduğu varsayımına dayanılarak gündeme getiriliyor. MHP'nin marjinal parti olmak yerine, merkez sağın temsilciliğine oynayacağı beklentisi, MHP ile koalisyona kapı açıyor.

Ayrıca, DSP-ANAP-DYP formülünde MHP ve FP'nin muhalefete itileceği ve bu iki partinin muhalefette kalmasının Türkiye'nin geleceği açısından daha büyük sakıncalar doğurabileceği, marjinal akımları körükleyebileceği üzerinde duruluyor. MHP ile koalisyon fikrini destekleyenler, böylelikle Türkiye'de uzlaşı ortamına ve huzura hizmet edilmiş olabileceğine dikkat çekiyor. Ayrıca, merkez sağdaki iki partinin büyük oranda oy kaybetmesine rağmen, halkın oylarıyla yükselttiği bir partiyi dışlayan bir arayışın da "demokratik bir tercih olmayacağı" vurgulanıyor.

DSP'yi MHP ve ANAP'la koalisyona yönlendiren ve bu ihtimali güçlü kılan faktörlerden bir başkası da DYP ve Tansu Çiller ile koalisyona duyulan isteksizlik. Seçim kampanyası dönemindeki üslubu, MHP'de olduğu gibi DSP'de de Çiller'le koalisyon fikrine soğuk bakılmasına yolaçtı.

2- DSP-ANAP-DYP
Bu formülü savunanlar ise, MHP'nin eski marjinal yaklaşımı korumasından endişe ediyor. DSP-ANAP-DYP koalisyonunun daha ılımlı ve uyumlu olabileceği bildiriliyor. DSP azınlık hükümetine ANAP ve DYP tarafından dışarıdan destek verildiği hatırlatılarak, kurulacak yeni hükümetin, bu modelin devamı olacağına dikkat çekiliyor. Ayrıca marjinal kimliğini koruyan bir MHP ile ortaklığın DSP'nin sol kimliğine uymayacağı öne sürülüyor. 30 yılı aşkın süredir iktidar içinde yer alamayan MHP'nin hükümete girmesi halinde devlette yeniden kadrolaşmaya girişme endişesi, bu olasılığı güçlendiren faktörler içerisinde yeralıyor.

Diğer formüller de var
Bunlar arasında ANAP'ın dışardan destekleyeceği DSP-MHP koalisyonu yer alıyor. Üçlü koalisyon yerine ikili koalisyonunun daha rahat yürüyeceği belirtilirken, ANAP çevreleri de alınan seçim yenilgisinin ardından partinin bir süre muhalefette kalmasının faydalı olacağı görüşünü öne sürüyorlar.

Bir başka alternatif olarak ortaya atılan formül ise MHP-ANAP-DYP. Ancak bu formül, DSP'nin hükümet dışında kalmasına yol açacak. Seçimlerden en güçlü parti olarak DSP'nin yeni hükümette de yer alması beklendiği için ve ayrıca bu formülün hem ANAP hem de MHP tarafından Tansu Çiller faktörü dolayısıyla gerçekleşmesine zor gözüyle bakılıyor.

Son olarak da MHP-DYP-FP formülü bulunuyor. Son formülde FP'nin dışardan destekleyeceği MHP-DYP hükümeti gündeme getiriliyor. Ancak bu iki formüle de zayıf ihtimal olarak bakılırken, seçimlerde oy erozyonuna uğrayan FP ve DYP'nin bir başarı kazanmış gibi, Türkiye'nin yönetimine talip olmalarının halkın oyuna saygısızlık olacağı vurgulanıyor.

Bakanlık paylaşımı
Kurulacak bir DSP formüllü hükümette Ecevit'in İçişleri, Milli Eğitim, Maliye ve Devlet Personel Dairesi ile Köy Hizmetleri'nden sorumlu devlet bakanlıklarının mutlaka kendilerinde kalması konusunda direteceği belirtiliyor.

Maliye Bakanlığı'nın alınması durumunda devlette istenmeyen kadrolaşmanın da önüne geçilebileceğine dikkat çekiliyor. DSP'liler devlette siyasi ayrımcılığın yeniden oluşmaması için kadrolaşmaya sıcak bakmıyor. Bu nedenle Başbakan ve DSP'li bakanların göreve geldikten sonra kadrolarını değiştirmedikleri hatırlatılıyor. DSP ayrıca Maliye Bakanlığı ile ekonomiyi de yönlendirmeye devam etme hedefini amaçlıyor.

Temizel'in durumu
Yeni hükümetin Başbakanı olması beklenen Bülent Ecevit'in kuracağı kabinede Maliye eski Bakanı Zekariya Temizel'i de unutmayacağı belirtiliyor. DSP çevreleri, İstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerini kaybeden Temizel'in, 57'inci hükümette de dışardan bakan olarak görevlendirilmesinin mümkün olduğunu kaydettiler. Maliye eski Bakanı Zekeriya Temizel ise, İstanbul'da başkanlığı kazanamamasının ardından bir süre dinleneceğini ve yarım kalan kitaplarını yazmaya devam edeceğini, yıllarca ihmal ettiği işleri tamamlamayı düşündüğünü açıklamıştı.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır